Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > UNESCO: 10 yıl içerisinde küresel su kıtlığı yaşanabilir!

UNESCO: 10 yıl içerisinde küresel su kıtlığı yaşanabilir!

UNESCO, 10 yıldan kısa bir süre içinde insanlığın küresel su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağını öngördü. ​Uzmanların tahminlerine göre 2030 yılına kadar su kıtlığı yüzde 40’a kadar yükselecek.

UNESCO, 10 yıldan kısa bir süre içinde insanlığın küresel su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağını öngördü. ​Uzmanların tahminlerine göre 2030 yılına kadar su kıtlığı yüzde 40’a kadar yükselecek. UNESCO’nun sitesinde yayımlanan Dünya Su Raporu’na göre insanlık, 10 yıldan kısa bir süre içinde küresel su kıtlığı tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Uzmanların tahminlerine göre; 2030 yılına kadar su kıtlığı yüzde 40’a kadar yükselecek, diğer küresel sorunlar ise durumu daha da kötüleştirecek. Belgede belirtildiği üzere Covid-19 salgınının neden olduğu küresel kriz, su tedarik sorununu daha da belirgin hale getirdi.

UNICEF’in tahminlerine göre ise, temiz su, yeterli sanitasyon ve hijyen imkanlarının olmayışına bağlı ishalli hastalıklar yüzünden her gün 5 yaş altı bin 400 kadar çocuk ölüyor. Bugün iki milyardan fazla insanın temiz suya doğrudan erişimi yok. Su kaynaklarının kısıtlı olması ve artan çevre kirliliği nedeniyle 2050 yılına kadar bu sayının artması bekleniyor.

Raporun mimarları, modern dünyada su kaynaklarını korumak için yeterince çaba sarf edilmediğine inanıyor. Bu nedenle UNESCO, suyun sadece piyasa değerinin değil, aynı zamanda su kaynaklarının dağılımının potansiyel faydalarının da dikkate alındığı bir modelin geliştirilmesi çağrısında bulunuyor.

Raporda dünyadaki su kaynaklarının daha iyi kullanılması ve yönetilmesinin önemi vurgulanırken, dünyanın birçok bölgesinde su kaynaklarına yeterince yatırım yapılmadığına ve konunun siyasilerin ilgisini çekmediğine işaret edildi. 

SU KAYNAKLARININ KULLANIMI EN TEMEL İNSAN HAKKI OLARAK GÖRÜLMELİ

Raporda, su kaynaklarının iyi yönetilememesinden ötürü suya erişimde eşitsizliklerin meydana gelebileceği ve suyun verimsiz şekilde kullanılabileceğine dikkat çekildi. Suyun verimsizce kullanılması ile su kıtlığının da arttığı belirtilen raporda, düşük ve orta gelirli 140 ülkenin su kaynaklarına erişebilmesi için ayrılması gereken yıllık maliyetin 114 milyar dolar olduğunun altı çizildi.

Raporu hazırlayanlar, su kullanımının herkes tarafından temel insan hakkı olarak görülmesi için altyapıya, teknik desteğe ve bu altyapıya uygun teknolojik kaynaklara yatırım yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

UNİCEF’e göre ise dünyada her gün 5 yaş altı bin 400 çocuk temiz su, sanitasyon ve hijyen yoksunluğu yüzünden ölüyor. Türkiye’de ise su kıtlığı riski gün geçtikçe artıyor. NASA’ya göre Türkiye’de kuraklık devam ederse, mahsul üretimi tehlikeye girebilir.

SU KAYNAĞINA ERİŞİM SIKINTISI EN ÇOK AFRİKA’DA

Dünya Su Raporu’na göre; su kaynaklarına erişimi sınırlı olan insanların yarısından fazlası Afrika ülkelerinde yaşıyor. Gecekondu mahallelerinde yaşayan insanlar, şehrin daha temiz bölgelerinde yaşayanlara göre 10 ila 20 kat daha pahalıya su alıyor. Ancak aldıkları suyun kalitesi büyük oranda daha düşük oluyor.

TEMİZ SUYA ERİŞİMDE GÖÇMENLER DEZAVANTAJLI

Temiz suya erişim konusunda dezavantajlı durumda bulunan gruplar arasında ağırlıklı olarak savaş bölgelerinden kaçan göçmenler bulunuyor. Verilere göre; sığınma kamplarındaki temiz su ve sıhhi tesisatların durumu, doluluk ve hijyen açısından kaygı uyandırıyor. Ekonomik krizin pençesindeki Venezuela’dan kaçarak sınır komşusu Kolombiya’ya sığınan göçmenlerin yaşadığı bölgeler ise raporda örnek olarak verilen kamplar arasında yer alıyor.

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN SU MİKTARI SON 20 YILDA YÜZDE 20 AZALDI

Birleşmiş Milletler (BM) 2020 Gıda ve Tarım Raporu‘na göre ise; dünya genelinde bir milyar 200 milyon insan su sıkıntısı ile karşı karşıya. Raporda; artan küresel rekabet, iklim değişikliğinin sonuçları, siyasi gerginlik ve çatışmaların bu bölgelerdeki sorunları daha da körüklediğine işaret ediliyor. Su sorunun en fazla kırsal kesimlerde yaşayan yoksulları, kadınları ve yerli halkları olumsuz yönde etkilediği bilgisi de raporda yer alıyor.

Nüfus artışına bağlı olarak kişi başına düşen su miktarının son 20 yılda yüzde 20 oranında azaldığı belirtilen raporda, bu oranın Kuzey Afrika ve Batı Asya’da yüzde 30’u bulduğu ifade ediliyor.

NASA’DAN TÜRKİYE’YE UYARI: “SON 15 YILIN EN KÖTÜ DÖNEMİ”

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Gravity Recovery and Climate Experiment Follow On (GRACE-FO) uydularıyla 11 Ocak 2021 itibarıyla Türkiye’deki yer altı sularının durumunu hesapladı. NASA yeryüzü gözlemevi tarafından yayınlanan verilere göre Türkiye’nin yer altı su rezervlerinin ortalama seviyenin altında yer alıyor ve kuraklık riskiyle karşı karşıya.

Yayımlanan raporda, “2021’in başlamasıyla birlikte Türkiye’nin büyük bölümünde şiddetli kuraklık yaşanıyor. Ülkenin en kalabalık şehri olan (15 milyon) İstanbul çevresindeki çok sayıda rezerv 15 yılın en düşük seviyesinde. Bu koşullar devam ederse mahsul üretimi tehlikeye girebilir” ifadelerine yer verildi.

Türkiye’ye son uyarı ise Dünya Yaban Hayatı Fonu’ndan (WWF) geldi. Buna göre Türkiye’de İstanbul ve Ankara da dahil olmak üzere 10 şehir su kıtlığıyla karşı karşıya ve bu durum kuraklığın beraberinde, planlama eksiliğinden kaynaklanıyor.

WWF verilerine göre Türkiye’nin su kıtlığı riski oranı 2.78’e düştü. Dünyanın en riskli bölgesi kabul edilen Filistin’de ise bu oran 3.67 seviyesinde. Dünyada en az riske sahip olan ülke ise 1.54 oranla Norveç.

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top