Akbelen ormanını kesen şirket, şimdi de İkizköy’e komşu Bağdamları köylülerinin zeytinliklerine gözünü dikti. Şirketin zeytinlikleri söktürme girişimi İkizköylülerin müdahalesi sonrası yarıda kaldı.

Muğla Milas’ta bulunan Yeniköy – Kemerköy Termik Santrali doğa kıyımına hız kesmeden devam ediyor. İkizköylülerin 6 yılı bulan direnişlerini jandarma müdahalesi ile aşıp Akbelen ormanını kesen şirket, şimdi de İkizköy’e komşu Bağdamları köylülerinin zeytinliklerine gözünü dikmiş durumda. Şirketin daha önce satın aldığı zeytinlikleri eski sahibine söktürme girişimi İkizköylülerin müdahalesi sonrası yarıda kaldı. Termikçi şirket satın alamadığı yaklaşık 15 dönümlük zeytinliğe ise kömür ocağındaki kirli drenaj sularını bıraktı.

İKİZKÖYLÜLER SÖKÜMÜ ENGELLEDİ

2025 yılının hemen başında 2 Ocak günü Milas-Ören yolu üzerindeki Bağdamları köyü sınırlarında Yeniköy Kemerköy termik santrali zeytin sökümü gerçekleştirmek istedi. Şirket, daha önce satın aldığı bir zeytinlikteki zeytinleri eski sahibine söktürerek Zeytin Yasasını delme girişiminde bulundu. Yaklaşık 30 zeytin ağacının dalları kesildikten sonra söküm aşamasında Akbelen ormanının korunması için mücadele eden İkizköylüler duruma müdahale ederek zeytinlerin sökümüne engel oldu.

KAMYONLAR VIZIR VIZIR

Bölgedeki son gelişmelerle ilgili Çepeçevre Yaşam programı çekimleri için gittiğimiz İkizköy’de son seçimlerde köy muhtarı seçilen Akbelen ormanının korunması mücadelesinin öncü kadınlarından Nejla Işık ve hâlâ Akbelen ormanı nöbet noktasında bekleyen Ahmet Tatar ile görüştük. Işık ve Tatar ile İkizköy’ün yaklaşık 7 km güneyinde bulunan Bağdamları köyüne ait sökülmek istenen zeytinlikte konuştuk. Zeytinlik Ören yolundan 50 metre kadar içeride, Yeniköy Kemerköy termik santraline linyit çıkarılan kömür ocağının hemen yanı başında bulunuyor. Zeytinliğe bitişik biraz yüksekçe kalan ocak ve termik santral arasındaki toprak yoldan abartısız her iki üç saniyede iki kamyon geçiyor. Termikçi şirket bu zeytinliği geçtiğimiz yıllarda almış ancak zeytinliğin üzerinde bulunan zeytinleri sökemediği için kömür ocağını bu taraflara genişletememiş. Şirket, bunun çözümünü de zeytinliği satın aldığı köylüye zeytinleri söktürmede bulmuş.

“BUDAMA” DEDİKLERİ ZEYTİNLİĞE SÖKÜM İÇİN KEPÇE DE GETİRMİŞLER

Tamda yeni yıla girdikten bir gün sonra gelişen olayla ilgili sökülmek istenen zeytinlikte konuştuğumuz İkizköy Muhtarı Nejla Işık, zeytinlerin söküldüğüne dair Bağdamları köylülerinin ihbarı ile olay yerine geldiğini ve duruma müdahale ettiğini söyledi. Işık, “Testere ile ağaçların dallarını kesen zeytinliğin eski sahibi zeytinlere zarar vermediğini, budama yaptığını ileri sürdü. Oysa yaptığı şeyin budama olmadığını birazcık zeytincilikten anlayan herkes görebilirdi. Üstelik zeytinliğin içinde bir kepçe ağaçları kökünden sökmek için bekliyordu. Telefonla ulaştığım Bağdamlar köyü muhtarı da geldi bu arada. O da yapılanın budama olduğunu söyledi. Bunun üzerine ‘böyle budama olmayacağını sizde biliyorsunuz. Bu ağaçlar zeytin Kanunu ile korunuyor. Budamaysa bu iş makinesini ne geziyor burada’ dedim. Muhtar bunun üzerine geri adım atarak, ben iş makinesini görmedim’ dedi. Sonradan zeytinliğin eski sahibi de itiraf etti. Şirket zeytinleri sök al götür demiş. Bu kişi de turistik bir otelle anlaşıp zeytinleri söküp buraya satacakmış. Bizim müdahalemiz sonrası zeytin kesimi durdu” dedi.

JANDARMA ŞİRKETİ KOLLUYOR

Akbelen ormanını koruma mücadelesi sürecinde Bursa Su Kolektifi ile direnişe destek için gelen ve o tarihten günümüze köylülerin İkizköy’de, nöbet alanı olarak belirlenen Akbelen ormanı kıyısındaki küçük bir kulübede kalan Ahmet Tatar, Bağdamları köyündeki zeytin sökümü ile ilgili bilgi geldikten sonra jandarmayı ve kaymakamı aradığını dile getirdi. Tatar, “Akbelen ormanının kesildiği Temmuz 2023 tarihinden bu yana ormanın kıyısında gözetleme noktası kuran jandarmanın olay yerine gelmesi 1,5 saati buldu. Oysa uzaklığı 7 km. Bilinçli olarak şirketin kollandığını düşünüyorum” dedi.

AKBELEN ORMANIN ALTINDA KÖMÜR YOKMUŞ!

Haziran 2024 yılından bu yana Akbelen ormanının olduğu bölgede şirketin çalışmasını sonlandırdığını ve bütün kamyonları, iş makinelerini Bağdamları köyü yakınındaki ocak alanına yönlendirdiğini aktaran Tatar, “Bizleri, köylüleri döve döve kestirdikleri Akbelen ormanında yüzlerce kamyonla hummalı bir çalışmaya başlamışlardı. Patlatmalarla, vızır vızır geçen kamyonlarla ormanın altını üstüne getirdiler. Haziran ayında bir sabah kesilen Akbelen ormanının olduğu bölgeden çalışma sesi gelmediğini fark ettik. Gidip baktık ki bütün iş makineleri, kamyonlar bölgeyi terk etmiş. Sonradan Akbelen ormanını altında yeterli kömür olmadığı gerekçesiyle şirketin alanı terlettiği bilgisi geldi bize. Bugünkü teknoloji ile ormanın altında ne kadar kömür olduğunu, kömürün kalitesini bilmemeleri olanaksız. Bizler, Akbelen ormanının altında kömür olmadığını bile bile kesildiğini, böylece şirketin kömür ocağını batıya doğru genişletmesinin önündeki engel olarak gördüğü Akbelen’i yok etmeyi ayrıca ülkedeki çevre-ekoloji hareketine önemli bir odak noktası olan direnişi bitirmeyi amaçladıklarını düşünüyoruz” dedi.

NÖBETİN HÂLÂ SÜRMESİNİN ÖNEMİ GÖRÜLDÜ

Işık ve Tatar, Akbelen ormanının kesilmiş olmasına rağmen İkizköy direnişinin ve yaşam nöbetinin hâlâ sürmesinin ne kadar önemli olduğunun Bağdamları köyünde yapılmak istenen zeytin sökümü ile bir kez daha görüldüğünü söylediler. Her ikisi de termikçi şirketin tüm girişimlerine karşı yaşamak, köylerini, ormanlarını, tek ağaç için kalsa bile korumak için direnmekte kararlı olduklarını söyledi. 

ŞİRKETTEN KÖYLÜYE ZEYTİNLİĞİ SATMADIN CEZASI

Sökülmek istenen zeytinliğe komşu 15 dönümlük zeytinlikte şirketin gözünü diktiği bir başka tarla. Yıllar önce şirketin kömür ocağı yaptığı alandan zeytinlerini söküp Bağdamları köyündeki tarlalarına taşıdıklarını söyleyen Mehmet Ayyıldız, şirketin satın alma tekliflerine rağmen zeytinliğini satmamış. Bunun üzerine şirketin kömür ocağındaki drenaj sularını bir kanalla zeytinliklerine yönlendirildiğini söyleyen Mehmet ve Özlem Ayyıldız çiftiyle, zeytin hasadı yaptıkları Ören karayolunun öteki tarafındaki başka bir zeytinlikte görüştük. Şirketin tarlasını satmadığı için kendisini cezalandırmak istediğini, zeytinliğe kirli drenaj sularını akıttığını söyleyen Ayyıldız, “Zeytinliğimin içi dere gibi olmuş. Kirli sularla ağaçları kurutmak istiyorlar. Böyle bir şey yapmaya hakları yok “dedi. Eşi Özlem Ayyıldız da zeytinliklerine dere gibi kirli su kanalı bağlanmasını gördüğünde sinir krizleri geçirdiğini belirterek, “Bu zeytinler İkizköy’den sökülüp buraya taşınmıştı. Çocuk gibi baktık bunlara. Nasıl kıyıyorlar, nasıl böyle bir şey yapıyorlar. Biz zeytinliğimizi vermek istemiyoruz” diye tepki gösterdi.

Evrensel