Buradasınız
Ana Sayfa > Dünya > Sermayenin 50 yıllık hayali: Yeni Çernobiller | Volkan Pekal

Sermayenin 50 yıllık hayali: Yeni Çernobiller | Volkan Pekal

Bugüne kadar 600 milyondan fazla insanın etkilendiği Çernobil Nükleer Santrali kazasının üzerinden 37 yıl geçti. Yandaş gazeteler ‘50 yıllık hayal’ olan Akkuyu Nükleer Santralinin açılışını müjdeliyor!

Dünyanın en büyük çevre felaketine neden olan Çernobil Nükleer Santrali kazasının üzerinden tam 37 yıl geçti. Çernobil’in yıkım bilançosu konusunda hâlâ fikir birliği sağlanmasa da Uluslararası Doktorlar Örgütü ve Radyasyondan Korunma Birliği‘nin verilerine göre, Çernobil’in çevreye verdiği zarardan bugüne kadar 600 milyondan fazla insan etkilendi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Çernobil’in çevresindeki 30 kilometrelik bölgede yaşayan ya da tasfiyesinde görev alan toplam 600 bin kişi yüksek dozda radyasyona maruz kaldı. Çernobil’in etkileri sürerken, Cumhurbaşkanı ve Enerji Bakanı Akkuyu Nükleer Santraline yakıt geleceği ‘müjdesi’ veriyor. Dünya nükleer enerjiden vazgeçmeyi tartışırken, deprem bölgesinde nükleer tehlike ‘50 yıllık hayal gerçekleşiyor’ şeklinde ‘müjde’leniyor. Uzmanların, Akkuyu Nükleer Güç Santralinin faaliyete geçmesinin dönülemeyecek felaketlere yol açabileceği uyarıları ise duyulmuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Nisan Perşembe günü ilk nükleer yakıtın Akkuyu Nükleer Güç Santraline (NGS) gelmesi nedeniyle yapacağı açılışı sorduğumuz Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Osman Koçak, bugün üzerinden 37 yıl geçmiş olan Çernobil nükleer kazasını hatırlatarak 50 yılda halka yararı olmadığı ortaya çıkan nükleer santrallerin halkın değil sermaye ve siyasi temsilcilerinin hayali olduğunu belirterek “Akkuyu dünyanın vazgeçtiği nükleer enerjinin depolanma alanı olmasın” dedi.

26 Nisan 1986 yılında meydana gelen Çernobil nükleer kazasının üzerinden 37 yıl geçti. Kazadan 10 yıl önce 1976’da Akkuyu Nükleer Santrale lisansı verildi. Nükleer santraller 1970’lerden itibaren milyonlarca insanın yaşamını olumsuz etkileyecek olmasına, Çernobil’de ve Fukuşima’da yaşanan felakete rağmen her hükümetin gündeminde yer aldı. Çernobil’de yaşanan felaket sonrası uluslararası alanda ve Türkiye’de yükselen tepkiler üzerine proje rafa kaldırıldı. Daha sonra Ecevit başbakanlığındaki hükümet gündemine alsa da santralin inşaatına AKP hükümetleri başlayıp devam ettirdi.

SERMAYE VE PARTİLERİNİN 50 YILLIK HAYALİ

Nükleer yakıtın getirilmesi gazetelerde “50 yıllık hayal gerçek oluyor” şeklinde duyuruldu. Bu hayalin halkın ve emekçilerin hayali değil sermaye ve onların siyasi temsilcilerinin hayali olduğunu ifade eden Osman Koçak, Çernobil kazasının yarattığı felaketin dünyada ve ülkede tepkilere neden olmasıyla rafa kaldırıldığını hatırlattı. Nükleer enerjiyi, Demokratik Sol Parti, Anavatan Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi koalisyonunun oluşturduğu hükümetin yeniden gündeme getirdiğini dile getiren Koçak, “Alman Siemens Holding ile görüşmeler yapıldı, projeleri hazırlandı. Almanya’da rekabet kuralarına aykırı hareketinden dolayı Siemens’in Almanya dışındaki ülkelerde yaptığı yatırımlarda rüşvet verdiği iddiası ile yargılandı. Bunun üzerine Ecevit Hükümeti projeyi iptal etti ancak Almanya’daki yargılama Türkiye’ye taşınmadı. 30 milyon mark gibi bir rüşvet alışverişi söz konusu olduğu yerde bu halkın, emekçilerin değil sermayenin hayali oluyor. Şimdi de aynı durum söz konusu. Türkiye’de iktidara yakın sermaye çevrelerinin çıkarlarına uygun olduğu için, Rusya şirketlerinin çıkarlarına uygun olduğu için yapılıyor. Orada inşaat yapımının kendisi bir gelir kaynağı, artı santral çalıştırıldıktan sonra da sermaye kâr edecek” dedi.

“YAKIT SİYASİ PROPAGANDA İÇİN BİR YIL ÖNCEDEN GETİRİLİYOR”

Fotoğraf: Erçin Ertürk/AA

2002’de iktidar değişiminin ardından yeni hükümetin 2011’de Rusya devlet şirketi olan Rosatom’la anlaşma yaptığını ifade eden Koçak, “O yıllarda nükleer karşıtı güçlü gösteriler yapıldı. Davalar açıldı. İktidar hukukun arkasından dolaşmak için sözleşmeyi Meclis kararı ile çıkararak uluslararası sözleşme kapsamına sokulup Türkiye içerisindeki hukuk mücadelesinin tıkınması amaçlandı. 2025’te bitirme hedefi ile 2018’de inşaat başladı. Seçim dönemine de girdiğimiz için iktidar bunun üzerinden propaganda yapmak amacıyla “Nükleer santral açılıyor” sloganı ile bir açılış yapıyor. Ancak henüz çalıştırılması düşünülen birinci ünitenin inşaatı tamamen bitmiş, yakıt yüklemeye hazır hale gelmiş ve test etmeye hazır hale gelmiş değil. 2025’e kadar sözleşmenin süresi var. Akkuyu ve Rosatom da bu aşamaya gelinebilmesi için en erken bir yıllık bir takvim verebiliyor” dedi.

“GELEN YAKIT İŞLENMESE BİLE RADYASYON YAYIYOR, NEREDE SAKLANACAK”

Yakıtın getirilmesini Rosatom’un, Atom Enerjisi Ajansı’na bildirmesi ve yakıtın gelmesi ile sahanın nükleer tesis olarak tespit edilmiş olduğunu ifade eden Koçak,  “Yakıt en az bir sene bekleyecek. Deniz kenarında 10 kilometrelik alanda 12 km’lik bir tünel açtıklarını gösterdiler. Her halükarda işlenmese bile radyasyon yayıyor. Bu yüzden yakıtı oralarda saklayacaklar gibi görünüyor. Ancak onun tedbirlerinin ne kadar alındığı kimsenin denetiminde değil. Rosatom’un ücretini ödediği Avusturalya gözetim şirketi var. Temelde Rusya yatırımı olan bir şirket gözetimi üstlendi ama ne Uluslararası Enerji Ajansı ne Türkiye’de bu konu ile ilgili teknik elemanlar, TMMOB, EMO gibi kurumlar, nükleer fizik alanında yetkin akademisyenler depolama alanını görebiliyorlar. Denetim, gözetim yapamıyorlar. Korumanın ne kadar sağlıklı olduğu bilinmiyor” dedi.  

“PLASTİK ATIK ÇÖPLÜĞÜ OLDUK, ŞİMDİ DE NÜKLEER ATIK ÇÖPLÜĞÜ OLMAYALIM, TEPKİ GÖSTERELİM”

Ağırlığı Fransa ve İngiltere olmak üzere Avrupa’da nükleer santrallerin ihtiyaç duyduğu nükleer yakıtların en önemli tedarikçisinin ambargo uygulanan Rusya olduğunu dile getiren Koçak, “Bu ülkelerin Rusya’dan açık yollarla yakıt alması mümkün değil. Bu yüzden Adana’nın Avrupa’nın plastik atık çöplüğü yapıldığı gibi Avrupa’ya ya da başka bir ülkeye Akkuyu üzerinden transfer yapılması olasılığı var. Depolama uzun süreli olduğu için depolanan her yerde doğal hareketler, deprem sonucu risk oluşabilir. İkincisi de yer altı suları ile su sistemine karışabilir. Bunun için eylem yapıyoruz. Tepki gösteriyor, halkımızı da nükleer santrallerin durdurulması için tepki göstermeye davet ediyoruz” dedi.

“BUGÜN İKİ KIYIDA İNSAN ZİNCİRİ OLUŞTURULACAK”

Bugün Mersin, Sinop, İstanbul, Ankara’da eylemlerle yurttaşlar “nükleere hayır” diyecek. Mersin’deki eylem sahil kenarında Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda 17.30’da gerçekleşecek. Kurumların, siyasi partilerin, kentin milletvekili adaylarının görüşlerini açıklayacakları serbest kürsünün ardından aynı saatte Kıbrıs’ta halkın oluşturduğu insan zincirine cevap olarak Mersin’de de yurttaşlar sahilde Kıbrıs’a dönük olarak bir insan zinciri oluşturacak. 27’sinde de Akkuyu Nükleer Santral alanının giriş kapısında nükleer yakıtın gemiden indirilmesi protesto edilecek.


Volkan Pekal / Evrensel

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top