Saros Gönüllüleri’nin Saros Körfezi İçin Dayanışma Çağrısı: BOTAŞ Saros’dan ÇıkHaberlerHukuk by Ekoloji Birliği - 1 Aralık 20202 Aralık 20200 Saros Körfezi’nin talan edilmesine karşı mücadle veren Saros Gönüllüleri Saros Körfezi’ni korumak için bir kez daha sesini yükselterek dayanışma başlattı. Sosyal medyada #BotaşSarosdanÇık etiketi ile birçok aktivist, kişi, kurum ve topluluk paylaşımda bulunarak, dayanışmayı büyütüyor.Saros Körfezi’nde hukuksal süreçte verilen bilirkişi raporuna rağmen, Saros FSRU liman ve boru hattı inşaatı hukuksuz bir şekilde başlatılmıştı. Saros Gönüllüleri inşaatın durdurulması için Edirne İdare Mahkemesi’ne ‘Yürütmenin Durdurulması’ talebiyle başvuruda bulundu.Saros Körfezi için sosyal medyada dayanışmaSaros Gönüllüleri bu süreçte Saros Körfezi için ekoloji örgütleri ile dayanışmayı güçlendirmek için başlattığı sosyal medyadaki kampanyada Botaş’a da seslenerek “Saros’a daha fazla zarar verme” çağrısında bulunarak Saros’tan elini çekmesini istediler.BOTAŞ Saros'dan ellerini çek!#BotaşSarosdançık pic.twitter.com/RBUVebHuvr— SarosGönüllüler (@SarosGonulluler) November 30, 2020 Bilirkişi raporuna göre telafisi mümkün olmayan zararlar olabilirEdirne’nin Keşan ilçesinde Saros Körfezi’ne yapılması planlanan Likit Doğalgaz Taşıma ve Yükleme Limanı projesi hakkında bölge halkının karşı çıkmasına rağmen projenin yürütülmeye çalışılması tepkileri daha da arttırdı. Proje kapsamında Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Gemilerinin (FSRU) bağlanabilmesi için yaklaşık 270 m uzunluğunda bir iskelenin inşa edilmesi planlanıyor. 52.3 hektarlık alana dolgu ile inşa edilecek iskelenin yanı sıra FSRU gemilerinin yanaşma alanında görev alacak olan römorkörler için dolgu platformu yapılarak, bu platformda römorkörler barınması öngörülüyor. Müştemilatların da bu alan üzerine kurulması planlanıyor.ÇED raporunda yeterli bilimsel verinin bulunmadığı söylenen Şubat ayındaki bilirkişi raporunda, yer seçiminin hatalı yapıldığının altı çizilerek bölgenin birinci derece SİT alanı olarak tescil sürecinin devam ettiği de hatırlatılmış, proje alanında olumsuz etkilenecek birçok bölgenin bulunduğu ve limanın yapılması halinde telafisi mümkün olmayacak zararlar göreceği belirtilmişti.Proje kapsamında inşa edilmesi planlanan 17 bin 121 metrelik kara boru hattının 12.92 hektarlık kısmının ormanın içinden geçtiğini vurgulayan bilirkişiler, ÇED raporunda bölgede yaşayan hayvan türlerine yer verilmediği ve koruma altındaki türlerin bulunup bulunmadığının değerlendirilmediğinin altını çizdi.Liman projesinin çevredeki bitki örtüsüne de zarar vereceği hatırlatılan bilirkişi raporunda projede yer alan bölgenin 350 hektarlık kısmının 2016’da meydana gelen Sazlıdere yangınında yandığı hatırlatıldı ve bu bölgenin anayasa kapsamında korumaya altında olduğu vurgulandı.Saros için dava dilekçesi: Yok edilmesini durdurunSaros Körfezi kıyılarında devam eden doğal gaz boru hattı ve limanı yapım çalışmalarının durdurulması için Edirne İdare Mahkemesine yürütmeyi durdurma davası açıldı. Saros Körfezi Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneği ve Erikli Sahili Turizm Geliştirme Kooperatifinin yanı sıra 33 yurttaş tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı mahkemeye verilen yürütmeyi durdurma talepli dilekçede bölgede inşaat çalışmalarının başlaması ile tahribatın da başladığı dile getirildi.Avukat Bülent Kaçar tarafından hazırlanan dava dilekçesinde projenin Saros Körfezi’ne, tarım ve orman alanlarına, denize, yüz binlerce insanın mülkiyet haklarına büyük zararlar vereceği, Saros Özel Çevre Koruma (ÖÇK) bölgesi mevzuatına aykırı olduğu, kamu yararı taşımadığı, doğal sit alanlarına ve kültür turizm koruma gelişim bölgesine büyük zarar vereceğinin bilirkişi raporunun yanı sıra yürütmeyi durdurma talebinde bulunulan Edirne İdare Mahkemesi kararıyla da ortaya konduğunun altı çizildi.Projenin tek amacının dış ticaret olduğuna dikkat çekilen dilekçede şu görüşlere yer verildi:“ÇED raporu ve ÇED olumlu kararının hukuksuzluğu bilimsel ve hukuksal olarak açıkça kanıtlanmıştır. Heyet raporu bilimsel ve mevzuat açısından 90 civarındaki hukuksuzlukları kesin olarak ortaya koymuştur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı büyük bir idari garabete imza atmıştır. Şu an ortada BOTAŞ’ın sunduğu birbirinden farklı iki ayrı ÇED raporu vardır. Bakanlık birbirinden farklı her iki rapora da ÇED olumlu kararı vermiştir. Tek bir proje için iki ayrı ÇED raporu, tek bir proje için iki ayrı ÇED olumlu kararının varlığı görülmemiş bir skandaldır.”İkinci ÇED raporuna verilen ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açıldığı belirtilen dilekçede, “Dava konusu işlemin uygulanmakla etkisi tükenecek işlem kabul edilerek bilirkişi raporunun sunulması beklenmeden ivedilikle yürütmesinin durdurulmasına kararı verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz” ifadelerine yer verildi. Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print