Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. İlkim krizi, biyoçeşitlilik ve pandemiye de dikkat çekilen MUÇEP’in açıklamasında, gezegenimizdeki yaşamın devamının ekosistemlerin restorasyonuna gelip dayandığına değinilerek, “insanın doğaya hakim olma duygusundan kurtularak ekosistem içinde var olmasını sağlamak için adım atmaya başlanılmalıdır” denildi.

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. İlkim krizi, biyoçeşitlilik ve pandemiye de dikkat çekilen MUÇEP’in açıklamasında, gezegenimizdeki yaşamın devamının ekosistemlerin restorasyonuna gelip dayandığına değinilerek, “insanın doğaya hakim olma duygusundan kurtularak ekosistem içinde var olmasını sağlamak için adım atmaya başlanılmalıdır” denildi. MUÇEP‘in açıklaması şöyle:

Doğayı sömürerek kâra dönüştürülecek bir kaynak olarak gören sistem sürdürülemez

Yaşam alanlarımız tüm akılcı dayanaklardan yoksun bir şekilde hızla yok ediliyor. Bu yok oluş, ekosistemdeki bozulmayla birlikte, biyoçeşitliliğin azalmasına neden oluyor. Geçtiğimiz 18 ayda türlü sıkıntıya katlanmak zorunda kaldığımız, bize dayanması zor acılar yaşatan COVİD-19 salgınının da önde gelen sebebi insanlar tarafından doğal yaşam alanlarına yapılan müdahaleler.

Doğayı sömürerek kâra dönüştürülecek bir kaynak olarak gören sistemin artık sürdürülemez olduğunun farkındayız. Bildiğimiz “uygarlığın” sonu da iklim krizi nedeniyle artık çok yakın. Bu yıl Dünya Çevre Günü doğayı sömürmekten iyileştirmeye gitmek için hasarın önlenmesi, durdurulması ve tersine çevrilmesi anlamına gelen “ekosistemlerin restorasyonu” temasıyla kutlanıyor.  

Temel haklar için mücadele, toplumsal katılım ve demokrasi için çağrı

MUÇEP olarak; ekolojinin, tüm canlı ve cansız varlıkların nasıl birlikte var olabileceğine dair bir kavrayış geliştirme olduğunun bilincindeyiz. İnsanın doğaya hakim olma duygusundan kurtularak;  özünde dünyanın değil, doğayı ve insanı sömürerek tüketme üzerine kurulmuş sistemin değişmesi gerektiğini her fırsatta ve daha yüksek sesle dile getirerek, Dünya’da görmek istediğimiz değişimin kendisi olabiliriz ve olmalıyız. Bu ülkemizde her geçen gün daha çok kayboluşuna tanık olduğumuz temel haklar için mücadele, toplumsal katılım ve demokrasi için bir çağrı anlamına da gelmektedir.

Bu değişim bugün, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde başlayabilir. İnsanın doğaya hakim olma duygusundan kurtularak ekosistem içinde var olmasını sağlamak için adım atmaya bugün başlayabiliriz.  Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirebilir,  su ve karbon ayak izimizi azaltmaya yönelik tasarruflara hemen başlayabiliriz. Zehirsiz, temiz gıda talebimizi bugün daha çok dillendirebiliriz. Doğaya yönelik şiddetin sona ermesi için yapılan çalışmalara elimizden geldiğince destek verebilir ve bu çalışmaların yaygınlaşmasına önayak olabiliriz.

Böylece biz de iyileşeceğiz, dünyamızı da iyileştireceğiz.