Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > Meslek hastalığına yakalananlar bir de geçim sıkıntısının pençesinde

Meslek hastalığına yakalananlar bir de geçim sıkıntısının pençesinde

Aydın’ın Çine ilçesinde kuvars madeninde çalıştığı için silikozis hastalığına yakalanan işçiler, SGK tarafından kendilerine ödenen ücretlerle geçinemediklerini ifade etti.

Aydın‘ın Çine ilçesinde kuvars madeninde çalıştığı için silikozis hastalığına yakalanan işçiler, SGK tarafından kendilerine ödenen ücretlerle geçinemediklerini ifade etti. Meslek hastalığına yakalanan işçiler, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerden teşhis aldıktan sonra meslek hastalığı ücreti almak için SGK’ya başvurarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı hekim heyetinden hastalık oranı alıyorlar. Sonrasında aldıkları orana göre ücret alan işçiler, geçimlerini o ücretle sağlıyorlar.

Mevzuata göre, SGK’nın meslek hastalığına yakalanan işçilere ücret bağlanmasında uygulanan hesaplama şöyle:

“Geçici iş göremezlik ödeneği, prime esas kazancın günlük tutarının üçte ikisidir. Sürekli iş göremezlik geliri ise meslekte kazanma gücünün en az yüzde 10 oranında azalması durumunda sigortalılara ödenmektedir. Sürekli iş göremezlik geliri meslekte kazanma gücündeki kayba göre hesaplanmaktadır. Sürekli iş göremezlik geliri prime esas kazancın aylık tutarının yüzde 70’idir. Bu tutar tam iş göremezlik geliridir. Meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre kısmi sürekli iş göremezlik geliri hesaplanmaktadır.”

ŞENOL GİRGİN: “CUMHURBAŞKANI 3 BİN LİRA PARA İLE KENDİSİ GEÇİNSİN”

49 yaşındaki silikozis hastası Saliha İnce, “İlk madene girdiğimiz zaman burundan kıstırmalı bez maske verildi, sonra normal maskeye döndükten sonra 6 aydan 6 aya değiştirirlerdi… Maske verilmezdi. Yeri gelir eldiveni biz kendimiz parayla alırdık” dedi. Hastalığından dolayı çalışamadığını, SGK’nın verdiği 1100 lira ile geçinemediğini belirten İnce, “Sahipsiz bırakıldık. Biz dışlandık. Tek istediğim emekli olmak, onu da olamadığım için üzülüyorum” dedi. SGK tarafından kendisine silikozis hastalığından dolayı yüzde 41 oranında rapor verilen ve 3 bin lira ücret ile geçinmeye çalışan bir engelli çocuk babası 47 yaşındaki Şenol Girgin, “3 bin lira para ile ev bakılır mı? Bakılmaz. Cumhurbaşkanına söylüyorum, alsın 3 bin lira para ile kendisi geçinsin. Hayata küskünüm” diye konuştu.

SALİHA İNCE: “HASTALIĞIN GEÇİCİ DEMEDİLER, ÖMÜR BOYU KALICI DEDİLER”

Saliha İnce, 2007 yılında maden ocaklarında çalışmaya başladığını belirterek solunum testinden geçememesi ile hastalığını öğrendiğini anlattı. Yüzde 20 oranında meslek hastalığı raporu alan İnce, şunları söyledi:

“Senin hastalığın geçici demediler, ömür boyu kalıcı dediler. Kendini üşütmeyeceksin, kendine güzel bakacaksın dediler. Etkiledi… Merdiven çıkamıyorum, yokuş yukarı çıkamıyorum. Çarpıntı yapıyor, düzenli olarak kalp hapı kullanıyorum.

Şimdi beyin cerrahisine girdim. Beyin doktoruna, göğüs doktoruna muayene oldum. Şimdi benim hem psikolojik rahatsızlığım olduğu için bu hastalığımdan dolayı beynimde şiddetli baş ağrısı oluyor. Oksijen olmadığı için ciğerlerde şiddetli baş ağrısı oluyor dedi bana doktor.”

Saliha İnce

“MASKE VERİLMEZDİ. YERİ GELİR ELDİVENİ BİZ KENDİMİZ PARAYLA ALIRDIK”

İnce, çalıştığı maden ocağının çalışma koşullarına ilişkin şu bilgileri verdi:

“Yeri geldi, torba yaptık 25’er kiloluk. Hem elimizle dikerdik hem kaldırırdık. Yeri gelir rögar çukurlarını temizlettirirler, yeri gelir değirmenlerin içine sokarlar. Denetleme zamanı bütün makineler durdurulurdu; toz oranı görünmesin diye. O gün bize iş yaptırmazlardı. Çukurların içine girerdik, yeri gelir değirmenlerin içine girerdik. Belimizden aşağı çamur içinde kalırdık. Çamur içinde kaldığımız zaman eve ıslak giderdik. İlk madene girdiğimiz zaman burundan kıstırmalı bez maske verildi, sonra normal maskeye döndükten sonra 6 aydan 6 aya değiştirirlerdi… Maske verilmezdi. Yeri gelir eldiveni biz kendimiz parayla alırdık. Haftada bir gün verirlerdi, 15 günde bir eldiven verirlerdi. Üstümüz ıslanırdı, 6 ayda bir kıyafet verirlerdi. Akşama kadar ıslak kıyafetlerle dururduk. Ama her türlü işi yaptırırlardı. Üstünü çırptığın zaman kirpiklerin toz olurdu.”

“HİÇBİR İŞ YAPAMIYORUM”

SGK’dan yüzde 20 oranında rapor alan ve aldığı rapor sonucu SGK tarafından kendine 1100 lira meslek hastalığı ödeneği bağlandığını belirten İnce, şöyle konuştu:

“Hiçbir maaşım yok, şu an benim babam vefat ettiği için babamın maaşından yararlanamıyorum. Ben emekli olmak istiyorum, iki sefer başvurdum; iki sefer ret geldi. Rapordaki oranım düşük olduğu için ‘hak edemiyorsun’ dediler bana. Ama benim rahatsız olduğumu bilmiyorlar. Şu an hiçbir iş yapamıyorum. Ufacık terlediğim zaman şu anki gibi hırıltı var. Hırıltıdan duramıyorum.

Hiçbir iş yapamıyorum. Annem sağ benim. Annem babamın maaşını alıyor, 5 bin lira. O öldüğü zaman hiçbir maaşım yok. Annem sayesinde geçiniyorum. Annem öldüğünde babamın maaşını da alamayacağım. 1100 lira paranın eline kalacağım. Zeytine gidebiliyorum, tarlada hiçbir iş yapamıyorum. Çünkü yoruluyorum. Şuradan şuraya adım atamıyorum.

“BENİM TEK İSTEDİĞİM EMEKLİ OLMAK”

Benim tek istediğim emekli olmak. Emekli olabilseydim ben iyi kötü geçinirdim tek başıma. Oranı yükseltmek için gittim, olmamış. Ya oranını yükselteceksin dendi SGK’da ya da 1100 liradan maaşını reddedeceksin, sigortalı işte çalışacaksın dediler. Sigortalı işte çalışmam içinde bu 1100 lira maaştan feragat etmem lazım. Rahatsızlığımdan dolayı, iş vermiyorlar. Çünkü yoruluyorum; hastalığımı bildikleri için almıyorlar. 49 yaşındayım, yaştan dolayı da almıyorlar. Çalışsam da artık yapamıyorum.

Sahipsiz bırakıldık. Biz dışlandık. Her türlü işte çalıştırırken iyiydi de şimdi bizi sahipsiz bıraktılar. Ne aradılar ne sordular. Tek istediğim emekli olmak, onu da olamadığım için üzülüyorum. Bundan başka da gelirim olmadığı için yıprandım.”

ÜNAL: “1750 LİRA HASTALIK MAAŞI ALIYORDUM, EMEKLİ OLDUM DİYE 850 LİRAYA DÜŞÜRDÜLER”

pray

16 yıl maden işçiliği yaptıktan sonra 2013 yılında yakalandığı silikosiz hastalığı yüzünden madende çalışmayı bırakan Sayım Ünal, 9 yıldır hasta olduğunu belirterek kendi imkanı ile hastalığını öğrendiğini söyledi. Ünal, yüzde 16 oranında raporu olduğunu kaydederek şunları anlattı:

“Sadece ciğerlerde değil, sol omuzda yırtık var. Ağır şartlarda çalıştığımdan bel fıtığı var, bunun gibi bir çok sorun var. Sürekli gürültü ortamda çalıştığım için yüzde 75 sol kulakta, yüzde 35 sağ kulakta sorun var.

EYT’den emekli oldum ben. Hastalık maaşı olarak 1750 lira para alıyordum, emekli oldum diye 850 liraya düşürdüler. Saçmalık bu resmen. İş bulamadım, bir yere girerken sağlık raporu almak lazım. Biz maalesef sağlık raporu alamadık. Çünkü ciğerlerde sorun olduktan sonra hiçbir yer sağlık raporu vermiyor. Birisi aracılığı ile belediyede çalıştım. 10 yıl belediyede çöpçü olarak çalıştım, aslında zararı var ama mecbur çalıştım. Aşağı yukarı 2 ay önce EYT’den yararlanarak emekli oldum.”

“HASTAYIZ DİYE BİR MAAŞ BAĞLIYORLAR, EMEKLİ OLUNCA DA YARI YARIYA DÜŞÜRÜYORLAR”

Ünal, madendeki çalışma koşullarına ilişkin ise şunları anlattı:

“Hastanede kullanılan bez maskelerle çalıştırdılar. Aşağı yukarı bir haftaya yakın hava alamaz duruma geliyorduk, maske getirmiyorlardı. Biz onun esiri olduk. Düzgün çalışma şartları olmuş olsaydı biz bu kadar kötü olmayacaktık. Çine’de dört beş arkadaşım var, onların durumu benden daha kötü. Nefes alamaz durumda çoğu, yatağa mahkum yaşıyor. Acı çeke çeke ölüyorlar. Bu silikozise bir çare bulunmasını istiyorum. Bizim amacımız o. Onun için savaşıyoruz. Biz devletten şunu istiyoruz; silikozis hastasıyız, bize hastayız diye bir maaş bağlıyorlar, emekli olduktan sonra maaşımızı yarı yarıya düşürüyorlar.”

“ZENGİNLER ZENGİN OLUYOR, GARİBANLAR REZİL KEPAZE OLUYOR”

Hastalığa yakalanan işçilerin SGK’ya başvurmamasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Ünal, şunları dedi:

“Çoğu kişi korkuyor. Biz daha önce başka birisi ile de röportaj yapmıştım, adamın birisi ‘Siz televizyona çıktınız, benim çocuğum etkilenir’ dedi. Geçenlerde duydum, o çocuğun ağzından burnundan kan gelmeye başlamış. O da meslek hastalığına yakalanmış. Buna biz sesimizi çıkarmadıktan sonra hiç kimsenin sesini çıkaracağı yok. Herkes ‘Benim çocuğum çalışıyor, benim oğlum çalışıyor’ diyerek kimse sesini çıkarmak istemiyor. Zenginler zengin oluyor, garibanlar rezil kepaze oluyor.”

Meslek hastalığı ödeneğiyle geçinemediğini ifade eden Ünal, şunları söyledi:

“800 lira ile kim geçinmiş? 16 yıl boyunca çalıştığım şirket arayıp sormadı. Kendi imkanlarımız ile biz tedavi olmaya çalışıyoruz. Bu madenler ölüm saçıyor, başka bir şey değil. Önlemlerinin alınması lazım bu madenlerinin. Önlem alınmadığı sürece kaç arkadaş vefat edecek?.. İşçilere resmen köle muamelesi yapılıyor.”

Şenol Girgin

“ENGELLİ ÇOCUĞUM VAR, ONUN MASRAFI VAR, BEZ PARASI VAR, O VAR BU VAR… GEÇİNMEK ÇOK ZOR”

SGK tarafından kendisine silikozis hastalığından dolayı yüzde 41 oranında rapor verilen ve bu oran doğrultusunda 3 bin lira ücret tahsis edilen 47 yaşındaki Şenol Girgin, şunları söyledi:

“2007’nin ekim ayında işe başladım, 2016 yılına kadar çalıştım. Orada maske takıyorduk. Bir şefle aramızda anlaşmazlık oldu. Eşime işi bırakacağım dedim. Çalıştığım için yorgunluğum sürekli artıyordu. Ayaklarım ağrımaya başladı. Eşime ‘Madeni bırakacağım. Bu maden ya beni götürecek ya beni temizleyecek’ dedim. Önlemlerimizi alıyorduk ama maske nereye kadar önlem alacak ki… Boyacı maskesi… Bir çıkarıyorduk maskeyi içinde hep maden tozu.

Hastalığa yakalandığımı bildim, öğrendim. İş yeri hekimini görmüyorduk ki… Başka bir maden ocağına işe başladıktan üç gün sonra maden ocağının doktoru beni çağırdı. Meğersem benimle ilişkiyi kesmişler, benim işten çıkışımı vermişler. Haberim yok.

Ege Üniversitesi’ne gittim, muayene ettiler beni. Yüzde 41 rapor verdiler bana. Şu anda emekli de olamıyorum. Günümün eksikliğinden dolayı emekli olamıyorum. 3 bin lira maaş bağladılar bana. Şu anda 3 bin lira ile zor geçinilir. Engelli çocuğum var içeride yatıyor. Onun masrafı var, bez parası var, o var bu var… Masraflar ağır. Şartlar ağır. Geçinmek çok zor.

Bu kuvars madeni bizim Ege bölgesinde köylülerin içinde herkeste vardır bu hastalık. Bizim köyden üç kişi öldü hastalıktan. Silikozis olduğu kesin ama ne olduğu belli değil, yani raporlarında ne yazdığı belli değil.

“EGE BÖLGESİNDE EN BÜYÜK SORUN İŞSİZLİK”

İşçilerin işverenden neden şikayetçi olmadığı sorulduğunda ise Girgin şu yanıtı verdi:

“İş yok. Başka çalışacak yer var mı? Organize sanayi yeni faaliyete geçiyor. Adam 20 senedir çalışıyor, emekli olmuş. Daha hala madende çalışıyor. İş yok. Ege bölgesinde en büyük sorun işsizlik.”

“20 PUAN DAHA VERSELERDİ BEN EMEKLİ OLACAKTIM”

Hastalığına ilişkin ise Girgin şunları söyledi:

“Hoca ‘Bu şekilde hastalığın giderse zamanla kaybolursa yaşamaya şansın var. Bir gün kösmüş olan yerler canlanırsa seni götürür’ dedi. Bana 20 puan daha verselerdi ben emekli olacaktım. Yüzde 61 yapıyordu, 20 puan daha verselerdi ben normal emekli olacaktım.”

“HAYATA KÜSKÜNÜM”

Girgin, sözlerine şöyle devam etti:

“Bir kere madende çalışan arkadaşlarıma, ‘Sulu maskeler var, ben onları istiyorum. Almazsanız maden ocağında çalışmayacağım’ diyecekler.

Bu parayla geçinilir mi? 3 bin lira para ile ev bakılır mı? Bakılmaz. Cumhurbaşkanı’na söylüyorum, 3 bin lira maaş ile ev bakılıyorsa onun aldığını bana versinler, 3 bin lira maaş ile nasıl bakılacağını kendisi görsün. SGK’dan aldığı 2 bin lira maaş ile adam geçinebilir mi? Bana doktor yüzde 20 oranı daha verseydi ben şimdi emekli olacaktım, evimi geçindirecektim. Kimseye muhtaç olmayacaktım. Cumhurbaşkanı alsın 3 bin lira para ile kendisi geçinsin. Hayata küskünüm, bu kadar…”

HÜLYA GİRGİN: “KIZIMA DAHA İYİ BİR GELECEK SUNMAK İSTİYORUM”

Şenol ve Hülya Girgin zor durumda olduklarını belirterek mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor

Şenol Girgin’in eşi Hülya Girgin ise yaşadıkları geçim sıkıntısına ilişkin şunları söyledi:

“Her türlü zorluk var. Tüm yük benim üzerimde. Engelli bir kızım var, o ne istiyorsa benim hayat şartım öyle. Isınma konusunda sıkıntılıyım şu anda. Kömür alsam da odunum yok yakmak için. Havalar soğumaya başladı. Bir kömür aldım 4 bin lira. Benim çocuğumun bezi var. 17 tane bez 200 lira. 17 tane bez bana yetmiyor ki… Çocuğuma yürüyemediği için bez bağlıyorum. Ben şu anda odunu düşünüyorum. Aldığı aylık 3 bin lira. Ben indirimli bezleri takip ettiğim halde indirimli bezler 2 bin lira.  

Hastalığı belli olunca zor zamanlar geçti. Kuru ekmek, sarımsak yedik. Geçti o günler ama zordu. Bir lira para isteyecekler diye herkes selam sabahı kesti. Selam bile vermediler, aylığı bağlanınca selam vermeye başladılar.

Yıprandım. Şu an 7 buçuk aylık alsa ben biraz daha oh derim. Gün eksiği var, ne yapabilirim? Hırsızlık mı yapmam gerekiyor? Kızıma daha iyi bir gelecek sunmak istiyorum. Rahat etmesini, sıkıntı çekmemesi için elimden geleni yapıyorum ama bu kış aylarında köy yerinde fakir olduğunda daha zor.”


Kaynak: ANKA

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top