Buradasınız
Ana Sayfa > Hukuk > Mahkeme 365 lirayı gelir sayıp adli yardımı reddetti | Özer Akdemir

Mahkeme 365 lirayı gelir sayıp adli yardımı reddetti | Özer Akdemir

Bugün 47 yaşında olan Uğur Aydoğdu, 23 yaşından itibaren 21 yıl boyunca Çine’deki kuvars ve feldspat madeni işletmelerinde çalıştı. Çalışma ortamlarındaki toz nedeniyle tedavisi olmayan silikozis hastalığına yakalanıp işten çıkarıldı. Sürekli çalışamaz raporu verilerek 365 lira aylık bağlandı. Uğur, bozulan sağlığının hakkını aramak için hukuk mücadelesi başlattı. Başkaca bir geliri olmayan evli ve iki çocuk babası Uğur’un 365 liralık bu iş göremez aylığı gerekçe gösterilerek adli yardım talebi reddedildi!

Uğur askerden geldikten hemen sonra maden işçisi oldu. 1997 yılından 2013 tarihine kadar, CHP’den Çine Belediye başkanlığı ve bir dönem milletvekilliği yapan Osman Aydın’ın şirketi Kaltun madencilikte çalıştı. Kuvars, feldspat ve mika madenlerinin işlendiği fabrikadaki çalışma ortamı hep toz toprak içindeydi. Günde 8-10 saat bu tozlu ortamda çalışan Uğur’un çalıştığı yerde yeterli havalandırma ve fan sisteminin olmadığı yapılan denetimlerle raporlandı. Uğur, patronun ekonomik krizi gerekçe göstererek 6-7 ay maaşlarını yatırmaması üzerine 16 yıl alın teri akıttığı şirketten “Hiç olmazsa toplu bir para alıp geçimimi sağlarım” diye tazminatını alarak ayrıldı.   

Uğur, Kaltun’dan ayrıldıktan sonra Çine’deki bir başka maden firması olan Eysim’de işe başladı. 2015-2017 yılları Eysim’de seramik, kompoze taş gibi işlerin yapıldığı yine tozlu bir ortamda çalıştı.

SİLİKOZİS TANISI

Uğur’un son çalıştığı maden işletmesi ise Kormad Madencilik oldu. 2017-2018 yılları arasında kuvars madeninin toz haline getirildiği tesislerde, yüzde 80’i kapalı bir ortamda çalışan Uğur, burada yavaş yavaş sağlığındaki bozulmayı hissetmeye başladı. Uğur, Aydın’ın Söke ilçesi yakınlarındaki işletmenin Çine’ye uzaklığı gerekçesiyle kendi isteğiyle işyerinden ayrıldı ancak bir süre sonra tekrar işe çağrıldı. İşe girişi sürecinde almak durumunda olduğu sağlık raporu bu kez “kötü” çıktı. Akciğer filminde ciğerlerinde toz olduğu anlaşılınca iş başı yapmasına izin verilmeyen Uğur’un sancılı hastane serüveni de başlamış oldu.

2018 yılında nefes darlığı, öksürük şikayetleri ile Aydın’a hastaneye giden Uğur, buradan Ankara Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesine yönlendirildi. On beş günlük tedavinin ardından haziran 2018 yılında “silikozis” tanısı konularak taburcu edildi.  Aydın Devlet Hastanesinde ameliyat olan ve lenf bezlerinden parça alınan Uğur, günlerce nefes almakta güçlük çekerek korkunç acılarla boğuşmak durumunda kaldı. Uğur’u, daha sonra başvurduğu Dokuz Eylül Üniversite Hastanesinde muayene eden Prof. Dr. Arif Hikmet Çımrın 2019 yılında silikozis tanısını yinelendi.

TV’DE KONUŞUNCA MADEN PATRONLARINI KIZDIRDI

Silikozis hastalığı öyle bir yapıştı ki Uğur’un yakasına bütün yaşamı değişti. Hastalığını aylarca çocuklarından saklayarak yaşadı. İşten çıkarıldıktan sonra nereye başvurduysa sağlık kontrolleri sırasında çekilen akciğer filmi nedeniyle işe alınmadı. Aylar sonra bir lojistik firmasında iş makinesi operatörlüğü buldu ama burada sigortasız bir şekilde 6 ay kadar çalışabildi.

Bu arada, Uğur ve silikozis hastası işçilerin dramını yansıtan haberlerimiz diğer gazete ve televizyonların da dikkatini çekmeye başlamıştı. FOX TV’nin ana haber bülteninde silikozis hastası olarak yaşadıklarını anlatan Uğur’un söyledikleri maden şirketi patronlarının hiç hoşuna gitmemiş olacak ki, çalıştığı yere yapılan baskılar nedeniyle buradan da çıkışı verildi.  

Daha sonra başvurduğu yerlerden hep sağlık raporu gerekçesiyle ret yanıtı alan Uğur’a sürekli iş göremez raporu verildikten sonra, yaklaşık bir yıl önce 365 liralık bir aylık bağlandı.

ADLİ YARDIM TALEBİ REDDEDİLDİ

Bu süreçte sağlığını elinden alan üç maden işletmesi aleyhine tazminat davası açan Uğur’un avukatı, evindeki elektriğin, suyun faturasını dahi yatıramayan müvekkilinin mahkeme masraflarının devlet tarafından ödenmesi için adli yardım talebinde bulundu.

Çine Asliye Hukuk Mahkemesi Uğur’un fakirlik belgesi sunmaması ve aldığı aylık 365 lira sürekli iş göremez maaşını gerekçe göstererek adli yardım talebini reddetti. Mahkeme ayrıca, meslek hastalığı nedeniyle uğradığı zararın tazminatı için dava açan Uğur’un mahkeme veznesine 1500 liralık gider avansını iki hafta içerisinde yatırmasına karar verdi. Bu harcın yatırılmaması durumunda davanın reddedileceği de karara eklendi.  

365 lira iş göremezlik aylığı dışında hiçbir başka gelirinin olmadığını söyleyen biri 17 diğeri 10 yaşında iki çocuğu bulunan Uğur, mahkemenin istediği 1500 lirayı kayınpederinin kredi kartından çekerek yatırabildi. Göğüs ağrılarının çekilmez bir hal almasının ardından hastaneye gitmek durumunda kaldığını söyleyen Uğur, “Geçenlerde yine gittim, nefes almam için fıs fıs verip gönderdiler. Çalıştığım üç maden şirketindeki tozlu koşullar yüzünden hasta oldum. Hastalandığım günden bu yana alamadığım nefesin, ağrıyan göğsümün, ağlayan çocuklarımın hakkını istiyorum ben. Adalet istiyorum!” dedi.  

Madran ve Gökbel dağlarındaki madenlerde çalışan işçilerin kabusu olan silikozis hastalığından şu ana kadar kaç işçinin yaşamını yitirdiği, kaçının meslek hastalığı nedeniyle işten çıkarıldığı bilinmiyor. Geri dönüşü ve tedavisi olmayan, çalışma ortamındaki tozların akciğerde yol açtığı tahribattan kaynaklanan bu meslek hastalığı sadece Çine’de yüzlerce işçi ve ailesini etkiliyor. Silikozis hastalığına yakalanan işçilerin birçoğu patronlar tarafından “meslek hastalığı” kapsamına girmemesi için farklı gerekçelerle işten çıkarılıyor. Bu işçilerin birçoğu hasta olduklarını başka bir işe girmek istediklerinde çekilen akciğer filmleri sonrası öğreniyorlar. Sayıları yüzlerle ifade edilecek kadar çok olduğu düşünülen silikozis hastası işçiler patronlara karşı hem bozulan sağlıkları hem ağırlaşan geçim şartlarının kıskacı altında adalet arıyorlar.

Evrensel

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top