Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > İris Gölü’ndeki tahribat doğa katliamına dönüşüyor!

İris Gölü’ndeki tahribat doğa katliamına dönüşüyor!

İris Gölü’nün 14 Mart 2019 tarihli 823 kararla, Karaburun Yarımadası ve Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen alan sınırları içerisinde kalması sebebiyle dokunulamayacak olmasına ve Karaburun Kent Konseyi’nin tüm koruma girişimlerine rağmen göldeki tahribat uzun yıllar geri döndürülemeyecek boyutlara ulaşmak üzere. Gölün suyu kepçeyle açılan kanallarla boşaltılıyor!

İris Gölü’nün 14 Mart 2019 tarihli 823 kararla, İzmir’in Karaburun Yarımadası ve Ildır Körfezi, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilen alan sınırları içerisinde kalması sebebiyle dokunulamayacak olmasına ve Karaburun Kent Konseyi’nin tüm koruma girişimlerine rağmen göldeki tahribat uzun yıllar geri döndürülemeyecek boyutlara ulaşmak üzere. Gölün suyu kepçeyle açılan kanallarla boşaltılıyor! Gelişmelerin vahim düzeyde görülmesi üzerine, kamuoyunun dikkatini çekmek ve konunun vahameti açısından farkındalık oluşturmak amacıyla Karaburun Kent Konseyi tarafından bir açıklama yapıldı.

Ekoloji Birliği bileşenlerinden Karaburun Kent Konseyi tarafından basın ve kamuoyunun dikkatine sunulan açıklama şöyle:

İRİS GÖLÜ AV VE YABAN HAYATI ALANI OLARAK KORUNMALIDIR

“14 Mart 2019 tarihli 823 kararla, Karaburun Yarımadası ve Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildi.

Karaburun Kent Konseyi; Karaburun Yarımadası’nda ÖÇKA ilan sürecini gecikmiş olarak görmekle birlikte olumlu olarak değerlendirmiştir. Karaburun Yarımadası’nın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesine yönelik çalışmaların, bölgeye ilişkin bilgi ve deneyimlerden yaralanmak ve korumanın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, yerel aktörlerin de katılımının sağlanarak, koruma alanlarının sahip olduğu doğal ve sosyo-kültürel varlıkların bulunduğu alanları da kapsayacak şekilde bütünsel bir yaklaşımla tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu konudaki çalışmalar sürerken, Karaburun Yarımadası’nın Ildır Körfezi de Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde, Küçükbahçe Mahallesini Ildır’a bağlayan karayolu üzerinde ve Yarımadanın tek sulak alanı olan İris Gölü’ne kepçe ile girildiği gölün suyunu boşaltıp, içindeki sazlıkların toplanarak organik gübre yapılacağının ihbarının gelmesi üzerine konu Karaburun Belediyesi, Karaburun Jandarma Komutanlığı, Küçükbahçe Muhtarlığı ile paylaşılmış, ayrıca konu TC. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alo 181 hattına da bildirilmiştir.

Yarımadanın tek sulak alanı olan İris Gölü’nün 1978’lerde ilgili kurumların göz yummasıyla göl tabanına açılan kanallarla suyunun boşaltıldığı ve kurutulduğu, ardından da bölgede kadastral parselasyon yapılarak özel mülkiyete geçişin sağlandığı bir süreç yaşanmıştı. İris Gölü’nün 1978’ler öncesinde içinde barındırdığı sazlıklardan bölge halkına ekonomik katkı sağladığı ve önemli bir avlak olduğu biliniyor. Gölün ekolojik, biyolojik ve hidrolojik karakterini olumsuz yönde etkileyen (su azlığı, biyolojik çeşitlilik kaybı) bu süreç şimdilerde İris Gölü’nün tekrar su tutmaya başlamasıyla geçmişteki potansiyeline ulaşmasa da pek çok yaban hayatı popülasyonunu (Ege Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu, Doğa Derneği vb.verileri ) barındırır hale geldi.

İris Gölü, sulak alanı ve çevresi hem kuşlar açısından zengin bir alan, hem de Avrupa ölçeğinde önemli türlerin gözlemlendiği bir alan olması dolayısıyla kuşların tercih ettiği bir yaşam ortamı. Alan aynı zamanda, yarımada kapsamında sulak alan ekosistemini taşıyan önemli bir bölge olması yönünden ve sulak alan vejetasyonu açısından da önemli.

Prof. Dr. Özcan Seçmen, “Sulak Alanlarda Bitki Çeşitliliği” başlıklı makalesinde; “Daha önce tamamen önemsiz kabul edilen sulak alanların önemlerinin giderek anlaşılması sevindiricidir. Öncelikle bu alanlar gen havuzcuklarından oluşan laboratuvarlardır. Ayrıca, yıllık üretim gücü en yüksek olan sistemlerdir. Yağmur ormanlarından sonra birim alanda en yüksek miktarda organik madde üreten ekosistemlerdir. Birçok böcek, balık, kuş sulak alanlarda yaşamaktadır” demektedir.

İris Gölü, Özel Çevre Koruma Bölgesi olan Karaburun Yarımadası’nın tek sulak alanıdır. 78’li yıllarda yapılan kurutma/parselasyon uygulaması, kamu çıkarının ve yerelde yaşamlarını sürdürenlerin haklarının gaspıdır. Doğa, kendisine hoyratça müdahale edip özel çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek isteyenlere tokat gibi bir cevap vererek kendi kendini yenileme yoluna gitmiş ve İris Gölü, henüz eski günlerine ulaşamamış olsa da uzunca bir süredir su tutmaya başlamıştır.

Ülkemiz 1994 yılında taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi kapsamında sahip olduğu sulak alanları korumayı ve akılcı kullanmayı taahhüt etmiştir. Karaburun Kent Konseyi; bu kapsamda İris Gölü’nün Kara Avcılığı, Milli Parklar ve Sulak Alanlar Kanunu kapsamında değerlendirilmesini ayrıca, av ve yaban hayatı popülasyonu yönünden incelenmesi ve koruma altına alınması gereken türler ile ilgili bir çalışma yapılarak koruma altına alınmasınını, çevresindeki mümkün olan en geniş alanın tampon bölge olarak tanımlanmasını kurumlardan talep etti.

Karaburun İlçesi sınırları içinde yer alan ve su alt yapısına yapılan tüm müdahalelere rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş olan İris Gölü, ülkemizin doğal müzelerinden biri olarak kabul edilmeli ve yaşayan göllerinden biri olarak korunmalıdır.”

KARABURUN KENT KONSEYİ
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top