Buradasınız
Ana Sayfa > Bilim > İklim Değişikliği Raporu: Küresel ısınma gıda zincirini tehlikeye sokabilir

İklim Değişikliği Raporu: Küresel ısınma gıda zincirini tehlikeye sokabilir

Küresel ısınma giderek tehlikeli bir boyuta varıyor. Hazırlanan bir rapora göre küresel ısınma 1,5 santigrat limitini aşarsa gıda zinciri tehlikeye girebilir. Bu durumda 2050’ye kadar 220 milyon kişinin susuzlukla karşı karşıya kalma riski var. Rapora göre, toprak çok önemli bir kaynak, ancak insanlar ve iklim değişikliğinin baskısı altında!

İklim değişikliğine, etkilerine ve geleceğe dair riskler ile yapılabilecek muhtemel müdahalelere ilişkin bilimsel bilgiye dair güncel durumu değerlendirmek için kurulu küresel bir kurum olan IPCC’nin, İsviçre’de İklim Değişikliği ve Arazi Özel raporu (SRCCL) Politikacılar Özeti, 7 Ağustos Çarşamba günü, Cenevre, İsviçre’de dünya hükümetleri tarafından görüldü ve onaylandı.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‘nin (IPCC) raporunda sağlıksız toprak, ormanların iklim değişikliğini nasıl hızlandırdığına ve değişen iklim koşullarının da bunun sonucu olarak ormanları ve toprak sağlığını nasıl etkilediğine yönelik kısır döngü mercek altına alınıyor.

IPCC’nin bulguları 52 ülkeden 103 gönüllü uzmanın iki yıllık çalışmayla elde ettiği verilere dayanıyor. Rapor pek de iç açıcı bir geleceğe işaret etmiyor: “Eğer küresel ısınma Paris Anlaşması’nda belirlenen 2 santigrat derece limitini aşarsa verimli topraklar çöle dönüşecek, buzulların erimesi sonrası altyapı çökecek, kuraklık ve aşırı hava koşulları gıda zincirini tehlikeye sokacak.”

Söz konusu rapora göre, yeryüzünün 1,5 derece ısınması halinde, 2050’ye kadar 178 milyon insan su yetersizliğinden ve çölleşmeden muzdarip olacak. Dünyanın 2 derece ısınması halinde ise bu senaryodan etkilenen kişi sayısı 220 milyonu bulacak:

“Arazilerin, nüfus artışı ve iklim değişikliğinin bitki örtüsü üzerindeki olumsuz etkileri artarken gıda güvenliğini temin etmek için üretken kalması gerekiyor. Bu durum, toprakların iklim değişikliği ile mücadeleye katkısının sınırlı olacağı anlamına da geliyor. Örneğin, gıda güvenliğine dair riskleri önlemek için enerji bitkilerinin ekimi ve biyoenerji konusunun dikkatlice ele alınması gerekiyor. Ayrıca, ağaçların ve toprakların karbonu verimli bir biçimde tutması zaman alan bir süreç. Biyoenerji bu yüzden gıda güvenliği, biyolojik çeşitlilik ve arazi kullanımı alanındaki risklerden kaçınmak için dikkatlice yönetilmeli. Bu tür konularda istenilen sonuçlara ancak yerel ihtiyaçlara ve koşullara uygun politikalar ve yönetişim sistemleri ile ulaşılabilir.”

İklim Değişikliği ve Arazi Raporu’na göre gezegenin iklim değişikliğinin üstesinden gelmesinin en iyi yolu kapsayıcı sürdürülebilirliğe odaklanmaktan geçiyor.

IPCC III. Çalışma Grubu Eşbaşkanı Jim Skea “Topraklar iklim sisteminde önemli bir rol oynuyor. Tarım, ormancılık ve diğer toprak kullanım biçimleri küresel insan kaynaklı seragazı emisyonların yüzde 23’ünden sorumlu. Aynı zamanda topraktaki doğal süreçler ise yaklaşık olarak fosil yakıt ve endüstri kaynaklı karbondioksit emisyonlarının üçte birine eşdeğer miktarda karbondioksit yutuyor” diyor.

IPCC’nin raporunun geçmişe yönelik verileri de, 1961’den 2013’e kadar kuraklıktan etkilenen susuz bölgelerin oranının, her yıl ortalama yüzde 1 artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Buzsuz arazilerin ise yaklaşık dörtte biri çoktan insanlar tarafında tahrip edildi. Erozyon oranı da toprağın telafi edilme oranından çok daha yüksek.

Dünya çapında insanların tüketimi için üretilen bitkisel yağ ve et miktarı 1961’den bu yana iki katından fazla artış gösterdi. Diğer yandan günümüzde üretilen gıda maddelerinin yüzde 25 ila 30’u boşa gidiyor.

Raporda tüketim alışkanlıklarındaki değişimin dünya çapında yaklaşık iki milyar yetişkinin aşırı kilolu ya da obez olmasına yol açtığı bilgisi de yer alıyor.

Diğer yandan beslenme sisteminde değişikliğe gidilmesi yoluyla (gıda maddelerinin üretiminden tüketimine) insanlığın iklim değişikliğini zayıflatabileceği belirtiliyor.

“Topraklar bozulunca, üretkenliğini kaybediyor, yetişebilecek ürünler kısıtlanıyor ve toprağın karbon yutma yetisi azalıyor. Bu aynı zamanda, iklim değişikliği arazi bozulumunu birçok yönden artırırken, topraktaki bozulma da iklim değişikliğini alevlendiriyor.”

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top