Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > İkizdereliler taş ocağı projesine karşı Kadıköy’den seslendi: Ekokırım suçu işleyenlere oy vermeyin!

İkizdereliler taş ocağı projesine karşı Kadıköy’den seslendi: Ekokırım suçu işleyenlere oy vermeyin!

Rize İkizdere‘de Cengiz İnşaat’ın yürüttüğü taş ocağı projesine karşı dün (27 Ocak) İstanbul Kadıköy’de eylem düzenlendi. İkizdere Çevre Derneği tarafından organize edilen eylemde, İkizdere ormanları ve ekolojik yaşam alanlarının 997 gündür süregelen bir saldırı altında olduğu, bu saldırının doğayı ve yöre halkının yaşam alanlarını ciddi şekilde tehdit ettiği vurgulandı.

Eylemde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu‘nun 2021’de verdiği “2 yıl içinde taş ocağı inşaatından çıkma” taahhüdünün ihlal edildiği, 3 yılı aşkın süredir devam eden taş ocağı çalışmalarının doğa katliamına dönüştüğü belirtildi. Katılımcılar, bakanın verdiği sözleri yerine getirmesini talep ederek, şu ifadeleri kullandı:

“Bakanın verdiği taahhüdü yerine getirmesini istiyoruz. İkizdere’de şu anda 3 adet taş ocağı faal durumda. Bunlar Komes/Kapse taş ocağı, Koşal taş ocağı ve Eskencidere vadisinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ruhsat aldığı Yapı Merkezi ve Cengiz İnşaat tarafından işleletilen Cevizli taş ocağıdır. Yaşam alanlarına sahip çıkan ve doğasını korumak isteyen İkizdere halkı bu talana karşı çıkmak için her türlü mücadele yöntemini denedi, deniyor.” 

Basın açıklamasından önce konuşan bir aktivist, Türkiye genelinde devam eden ekokırıma vurgu yaparak, “Ormanlar talan ediliyor, Karadeniz‘in dereleri kurutuldu, yaylalar inşaat alanına çevrildi. Mersin nükleerle boğuşuyor, Sinop‘a yeni bir nükleer santral kurulmaya çalışılıyor. Akbelen yok edildi, Kaz Dağları yok edildi, Hasankeyf yok edildi. Munzur‘u yok etmek istiyorlar. Ülkenin taşını toprağını, her yerini yağmalamak ve paraya çevirmek istiyorlar. Direnen herkese jandarma zoruyla ya da para zoruyla durdurmak istiyorlar” dedi.

‘Sadece İkizdere’de değil, Türkiye’deki talanı durduracağız’

Akbelen‘de yaşananlara da dikkat çekilen konuşmada, “Daha dün Akbelen’de direnen köylülere, ormana izinsiz girdikleri ve ağaca bildiri astıkları için binlerce liralık para cezası kesmeye kalktılar. Hükümet, inşaat ve maden baronlarına, enerji baronlarının hükümeti gibi çalışıyor. Yoksullardan ve köylülerden nemalanan bu hükümet, yoksullara ve köylülere karşı savaş ilan ediyor. Bilinsin ve duyulsun ki, son ağacımıza kadar, ağacımıza kadar savaşacağız, toprağımızı savunacağız, havamızı savunacağız, insanımızı savunacağız. Hep birlikte, hep beraber Hasankeyf’te, Munzur’da, Akbelen’de, İşkence Deresinde hep beraber bu talanı durduracağız, bu iktidarı yıkacağız, bu talana son vereceğiz” ifadeleri kullanıldı.

Basın açıklamasında ayrıca, mahkemelere yapılan başvurular ve bilirkişi raporlarına da değinildi. “Mahkemelere bu yıkımın durdurulması için verdiğimiz dilekçeler neticesinde üç defa bilirkişi tayin edilmiş, her bilirkişi incelemesi için köylülerden binlerce TL ödenmesi istenmiştir” denilerek, doğasını savunmaya çalışan İkizderelilerin ekonomik olarak da zora sokulduğu ifade edildi. Bilirkişi olarak atanan görevlilerin, son hızda çalışan taş ocaklarını bir-iki saat gözlemleyerek masa başında hazırladıkları raporları mahkemeye gönderdiği ve yapılan işlemlerin üstünkörü bir şekilde aceleye getirildiği anlatıldı.

‘İkizderelilerden size oy yok!’

Ekoloji Birliği‘nin (EB) bileşenlerinden biri olan İkizdere Çevre Derneği (İÇDER), yerel seçimlerde bu projeleri destekleyen adaylara oy vermeyeceklerini ifade etti ve eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum‘un bu projeleri destekleyerek ekokırım suçları işlediğini belirtti. İstanbul gibi büyük bir metropolün belediye başkanlığına bu tür suçları işleyen bir adayın getirilmemesi gerektiği ifade edildi. Eylemde, “Artık yeter! Bu halk bunları unutmaz! Ormanlar ve dereler sermaye değiller!” sloganları dile getirildi.

İkizdere eylemcilerinin yaptığı basın açıklamasında son olarak, şu ifadelere yer verildi:

“Vadimiz; ormanlarımız ve derelerimizle birlikte geri dönüşü olmayan bir şekilde yok ediliyor. Bugün işte bu noktadayız, talan devam ediyor. Vadide haksız yere yapılan acil kamulaştırmalar sonucunda çay bahçelerimiz, meyve ağaçlarımız ve tarıma elverişli alanlarımızın bir kısmı köylülerimizden alınmış, karşılığında cüzi “sadaka” ödemeleri yapılmıştır.

Değerli basın emekçilerimiz ve halkımız; adaletsizlik öfke doğurur, biz öfkeliyiz. Hukuk ayaklar altına alınmış durumda. Her türlü yasal haklarımızı ve meşru direnme hakkımızı kullanmamıza rağmen İkizdere’nin doğası ve ekosistemi mahvolmaya devam ediyor. Taş ocaklarının “liman yapımı” adı altında yeni rant kaynakları yaratma çabalarının ötesine geçmediğini artık daha iyi biliyoruz. Çay bahçelerimiz, bal ormanlarımız ve derelerimiz yok edildi, ediliyor.

Ülkemiz yeni bir seçim dönemine girerken, yaşam alanlarımızı, ormanlarımızı ve derelerimizi yok edenlere yerel seçimlerde oy vermeyeceğimizi tüm kamuoyuna ilan etmek istiyoruz. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İkizdere’deki taş ocaklarını destekleyerek ve onaylayarak İkizdere’nin talan edilmesine öncülük etmiştir. Murat Kurum, tüm Karadeniz’de, Trabzon yaylalarında maden sahalarına izin vermiş, Bayburt, Kastamonu ve Karabük bölgelerinde ormanlara ve nehirlerimize zarar verecek projelerin önünü açarak ekokırım suçlarını işlemiştir.

Bütün bu suçları işleyen bir adayın İstanbul gibi bir metropolün belediye başkanı olmasını istemiyoruz. Artık yeter! Bu halk bunları unutmaz! Ormanlar, dereler sermaye değildir!”


Kaynak: Yeşil Gazete

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top