Buradasınız
Ana Sayfa > Haberler > Hazine’deki tarım arazileri belediyelerden alınıp satışa mı çıkarıldı?

Hazine’deki tarım arazileri belediyelerden alınıp satışa mı çıkarıldı?

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, Hazine’ye ait tarım arazilerinin başka bir düzenleme ile yarı fiyatına satışa çıkarıldığını söyledi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un talimatıyla, tarımsal yerli üretimi artırmak amacıyla geçen yıl mayıs ayında başlatılan ve geçen günlerde yapılan değişiklik ile güncellenen uygulama kapsamında 2023 yılına kadar 200 milyon metrekare Hazine arazisinin çiftçilere kiralanacağı açıklandı. Bugüne kadar yaklaşık 218 bin kullanıcıyı kapsayan uygulamaya 180 bin çiftçi başvurdu. Gerekli şartları sağlayan 45 bin çiftçiye kiralamalar yapılmaya başlandı.

Türkiye genelinde uygulamaya en çok başvuru 14 binle Adana’dan geldi. Hatay’dan 10 bin 200, Konya’dan 8 bin 900, İzmir’den 8 bin 73, Muğla’dan ise 7 bin 830 çiftçi başvurdu. Ayrıca söz konusu projeyle şimdiye kadar 46 ilde, 23 milyon metrekare Hazine taşınmazı da ilana çıkarıldı. 139 çeşit bitki türüyle üretimin artırılması hedeflenirken, ürünler arasında aronya, frenk inciri, hodan otu, ıtır, kızılcık, laden, maviyemiş, moringa türleri yer alıyor.

TARIM ARAZİLERİ YARI FİYATINA ELDEN ÇIKARILIYOR

Gazete Duvar‘da yer alan habere göre, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, 2 Ağustos’ta Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlığın 382 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’nde yapılan değişiklik ile kiralandığı ifade edilen Hazine’ye ait tarım arazilerinin rayiç bedelinin yarı fiyatına satışa çıkarıldığını açıkladı. Söz konusu arazilerin tarımsal amaçla kullanılmak üzere 20 yıl şartı da güncellenerek 30 yıla çıkarıldı. Satış bedeli peşin ya da taksitle ödenebilecek. Peşin ödemelerde yüzde 20 oranında indirim uygulanırken, satış bedelinin tebligattan itibaren 3 ay içinde ödenebileceği belirtildi.

‘TARIM ARAZİLERİ CHP’Lİ BELEDİYELERDEN ALINMAK İSTENİYOR’

Satışa çıkarılan alanların 2012 yılından itibaren belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunduğunu hatırlatan Özden Güngör, bakanlığın yaptığı değişiklik ile bu alanların belediyelerin elinden alındığını söyledi. Yürütülen proje kapsamında en çok arazi satışının yapılacağı illerin başında CHP’li belediyelerin yönettiği Adana, Hatay, Muğla ve İzmir’in geldiğinin altını çizen Güngör, amacın tarım üretimini artırmak değil, bu arazileri belediyelerin elinden almak, satarak gelir elde etmek ve ileriye dönük tarım arazileri üzerinden rant sağlamak olduğunu savundu.

‘ŞİMDİ ORALARA AVM, OTEL YAPILIYOR’

Arazilerin uzun vadede imara açılabilecek değerde -gelir getirici alanlar- olduğuna dikkat çeken Güngör, satışı yapılan alanların “Kamu hizmetine tahsis edilmeyen veya fiilen bu amaçla kullanılmayan, deniz kıyı kenar çizgisine beş bin metre mesafenin dışında kalan, tabii ve suni göllerin kıyı kenar çizgisine beş yüz metre mesafenin dışında bulunan, içme suyu amaçlı barajların mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları dışında kalan, satış tarihi itibarıyla arazi toplulaştırılması yapılmayacaklar, özel kanunlar kapsamında kalmayan, kadastrosu yapılmış araziler” olduğunu söyledi. Özden Güngör, üretimi artırmak amacıyla satışa çıkarılan TİGEM ve şeker fabrikalarını hatırlataırken “Şimdi oralara AVM, otel yapılıyor” dedi.

4 MİLYON NADAS ALANI VERKEN NEDEN HAZİNE ARAZİSİ?

Hükümetin, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizden ‘arazi satışı’ yaparak gelir elde etmeye çalışıldığının altını çizen Güngör, tarımsal üretime desteğin nadasa bırakılmış 4 milyon hektar birinci sınıf tarım alanının işletilmesini sağlamak, çiftçinin girdi maliyetlerini düşürmekle mümkün olacağını söyledi. Güngör, tarımın en başta gelen sorununun yüksek girdi maliyetleri (mazot, gübre, tarım ilacı, yem ham maddelerindeki fiyatlandırma) olduğunu dile getireerek şöyle konuştu: “Çiftçi kayıt sistemine göre; 2 milyon 800 bin olan çiftçi sayısı 2 milyon 100 bine düştü; yani 700 bin azaldı. Üretici arazileri terk etmeye başladı. 3.2 milyon hektar arazi boş kaldı. Mera alanları 16 buçuk milyon hektar alandan 6–7 milyon hektar alana düştü. Hal böyle iken işlenebilir tarım arazilerinde üretim yapılamıyorken, neden Hazine arazisi kullanılıyor bu da ayrı bir konu” ifadelerine yer verdi.

‘SATIŞA ÇIKARILAN ALANDA ÜRETİM YAPMAK ÇOK ZOR’

Güngör, satışa çıkarılan tarım alanlarında kuru tarım ürünleri yetiştirilebileceğine de dikkat çekti: “Bu arazilerde üretim yapmak çok zor. Girdi maliyetleri bu kadar yüksekken üretim yapmak mümkün değil. Yapsa da kazanç elde edilmez. İlla üretim yapılmak isteniyorsa nadasa bırakılan, işletilmeyen birinci sınıf tarım arazileri kullanılarak çiftçiye destek verilir. Örnek verecek olursak; 17 yılda 60 milyon tona yakın buğdayı dışarıdan ithal ettik. 16 milyar dolar sadece buğday için para ödedik. Buğday ekim alanları daralıyor. Buğday stratejik bir ürün. Nüfusumuz gittikçe artıyor. 18 buçuk milyon ton buğday ürettik bu sene. İki buçuk milyon ton buğdayı ithal ettik. Buğdayın anavatanı Türkiye iken neden dışarıdan buğday ithal edelim. Verin çiftçiye desteği buğday üretsin.”

‘ÖNCE ÇİFTÇİYE OLAN 157 MİLYAR DOLARI ÖDESİNLER’

Tarım ve Orman Bakanlığı’nca düzenlenen Tarım Şurası’nda sundukları raporu dikkate alarak adım atacaklarını ifade ettiklerini belirten Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Güngör, açıklanan 11. Kalkınma Planındaki tarım bölümünde hiçbir önerilerinin dikkate alınmadığını vurguladı. Ayrıca 2007 yılında yürürlüğe giren Tarım Kanunu’na göre de çiftçiye gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1’inin verileceğini ancak şu ana kadar binde 4 ila 6 arasında pay verildiğini belirten Güngör, şöyle konuştu:

“O günden bu güne hiçbir zaman üreticiye yüzde 1 verilmedi. 257 milyar lira verilmesi lazımken, 157 milyar daha verilmedi. Hep binde 4 ila 6 arasında verdiler. Sen önce çiftçinin parası ver. Dolayısıyla burada başka bir iş var; amaç bu arazileri belediyenin elinden almak, satarak gelir elde etmek ve ileriye dönük arazileri ranta açmak olduğunu düşünüyorum.”

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top