Günçalı’da maden projesine yürütmeyi durdurma kararı!BildirilerEkolojiHaberlerHukuk by Ekoloji Birliği - 15 Aralık 202524 Aralık 20250 Siyanürlü altın madenlerine verilen ruhsatlarla kuşatılan Tokat’ın Günçalı köylüleri bir zafere daha imza attı. Mahkeme, Çalbaba Ormanını hedef alan maden projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı aldı.Tokat merkeze bağlı Günçalı köylüleri, siyanürlü altın madenlerine karşı direnişini sürdürüyor.Günçalı köylüleri, Çalbaba Ormanı’nda Zeni Madencilik’e Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından verilen maden arama ruhsatının iptali ve yürütmeyi durdurma kararı için Tokat İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı.HLC Madencilik’e verilen maden arama ruhsatı ve şirkete açılan mera alanı hakkındaki hükmü iptal ettiren köylüler, verdikleri mücadeleyle Zeni Madencilik’in faaliyetleri hakkında yürütmeyi durdurma kararı alınmasını sağladı.MAHKEME KARARINDA ANAYASA VURGUSUTokat İdare Mahkemesi, Zeni Madencilik Limited Şirketi’ne Günçalı ve Killik köylerinde maden arama iznine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verdi.Oy çokluğuyla ve itiraz yolu açık olmak üzere alınan hükmün karar kısmında, “Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına oy çokluğuyla karar verildi.” denildi.Mahkeme kararında, yürütmenin durdurulmasına ilişkin hukuki çerçeve, “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ‘Yürütmenin durdurulması’ başlıklı 27. maddesinin 2. fıkrasında; ‘Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.’ hükmüne yer verilmiştir.” ifadeleriyle açıklandı.Kararda, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesinde; ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.’ hükmüne yer verilmiştir.” sözleriyle yurttaşların çevre hakkının anayasal niteliğine vurgu yapıldı.Mahkeme, projenin uygulanması halinde doğabilecek sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde ise şu tespiti yaptı: “Hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde, ruhsat sahibi ‘Zeni Madencilik Limited Şirketi’ tarafından söz konusu alanda maden arama faaliyeti yapılabileceği ve bu durumun anılan yerde çevresel değişimlere yol açabileceği dikkate alındığında telafisi güç zararların meydana gelebileceği de açıktır.”KÖYLÜLERİN AVUKATI ATAL’DAN AÇIKLAMAGünçalı köylülerinin gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, karara ilişkin Veryansın Tv’ye açıklama yaptı.AKP’nin yargıyı tamamen ele geçirdiği sistemde ancak halkın sokağa çıkmasıyla Günçalı köylüleri gibi zafer kazanabileceğine vurgu yapan İsmail Hakkı Atal, “Aksi takdirde halkın arkasında durmadığı, AKP Genel Merkezi’nin halktan çekinmediği davalar mutlaka AKP’li hakimlere verilen talimatla kaybediliyor. Şu anda her ne kadar bu davayı kazandıysak da bu kimseyi yanıltmasın; şu anda yargı tamamen AKP’nin kontrolü altındadır. Ve AKP’nin talimatıyla, halk sokağa çıktığında karar alınabilmektedir. “ dedi.TEHLİKEYE İŞARET ETTİMaden ruhsatlarının verildiği alanın birkaç kilometre ötesinde 33 köyün tarım alanını besleyen ve Devlet Su İşleri’nin (DSİ) 2 milyar lira para harcayarak yaptığı Güzelce Barajı’nın bulunduğunu hatırlatan Av. Atal, “33 köyün tarım alanını siyanürle zehirleyecek altın madenlerine ruhsat veren AKP iktidarında, devletin hiçbir yönetim kademesinin birbirinden haberdar olmadığı anlaşılmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı DSİ, 2 milyar liralık para harcayarak 33 köyün sulama projesini yapıyor; bundan haberdar olmayan, aralarında hiçbir irtibat bulunmayan Enerji Bakanlığı’na bağlı MAPEG ise 33 köyü zehirleyecek 4 siyanürlü altın madeni ruhsatı veriyor.” diye konuştu.‘DEVLETİN HİÇBİR KADEMESİNİN BİRBİRİNDEN HABERİ YOK’Av. Atal, yaptığı açıklamada “Türkiye şu anda uzay boşluğunda başıboş sürüklenen meteorlar gibi; devletin hiçbir kademesinin birbirinden haberi yok, hiçbiri arasında bağlantı yok, her şey gelişigüzel ve Allah’a emanet gidiyor.” ifadelerini kullandı.”ALEVİ AÇILIMI’ ALDATMACA’Cumhur İttifakı’nın planladığı iddia edilen “Alevi Açılımı”na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Atal, “AKP iktidarının Alevi açılımlarının da, kurduğu Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığı’nın da ne kadar büyük bir aldatmaca olduğunu, Alevi-Bektaşi canların açık hava cemevi niteliğindeki Çalbaba inanç merkezi üzerine verilen bu 4 tane siyanürlü altın madeni ruhsatıyla da görmüş olduk.” dedi.DEVLET BAHÇELİ’NİN BAĞIŞIYLA YAPILAN CEMEVİMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesindeki arazisinin üzerine inşa edilen cemevine değinen Atal, “AKP-MHP bir yandan Hacıbektaş’a gidip cemevi açarken, diğer yandan Hacıbektaş’ta Hırka Dağı’nın üzerindeki, Hacı Bektaşi Veli’nin velayetnamesinde bahsi geçen ardıç ağacının bulunduğu alana, Akkuyu Nükleer Santrali’ne uranyum sağlamak için uranyum madeni ruhsatı verdi.” diye konuştu.‘MİLLİ MÜCADELE RUHU’Alevi Bektaşi Araştırmaları Bilim Uzmanı Melike Tepecik ise, “AKP-MHP’ye Kabe’nin altında altın var deseler, gidip orayı delecekler mi? Çalbaba insanların kutsalı, insanların kutsalına kast etmeyin!” şiarıyla mücadeleye başladıklarını belirterek “Suyu ve ormanı emperyalist ve çok uluslu şirketlere karşı korumak, vatanı korumaktır şiarıyla kadınlar, erkekler, çocuklar; toplumun tüm dinamikleri harekete geçmiştir.” diye konuştu. Tepecik, şu değerlendirmeyi yaptı:“Tokat uzun yıllardır kimyasal madencilik ruhsatlarına karşı hukuki ve fiili mücadele yürütmektedir. Tokat genelinde 900’ü aşkın altın madeni ön arama ruhsatı verilmiş durumdadır. Yöre halkının örgütlü direnişi, Tokat’ta yeni bir sivil toplum hafızası yaratmış; her ilçe, belde ve köyde yerel ölçekte yürütülen ayrı ayrı mücadeleler, davaların kazanılabileceği inancını pekiştirmiş ve kümülatif bir etki doğurmuştur. İnsanlar, kolektif bir bilinçle kendi köyleri dışındaki maden mücadelelerine de destek vermeye başlamış; böylece bölgedeki ekoloji mücadelesi tam anlamıyla kolektif bir hafıza, milli mücadele ruhu kazanmıştır.‘SON DERECE ÖNEMLİDİR’Günçalı, Killik ve Güzelce gibi köylerimizde yaşayan yurttaşlarımızı doğrudan etkileyen bir maden ruhsatının daha hukuki olarak durdurulmuş olması, diğer mücadelelerimize büyük moral ve motivasyon sağlaması açısından son derece önemlidir. Bu kararın bir diğer önemli yanı ise, verilen ruhsatların insanların inanç merkezlerini ve manevi hassasiyetlerini hiçe sayarak kabala bir şekilde ihale edildiğini kamuoyu önünde açıkça ortaya koymasıdır. Alevi Müslümanlar için kutsal olan pek çok tekke ve türbenin bulunduğu alanların maden ruhsatlarıyla donatılmış olması; ekolojik, sosyolojik ve manevi dinamiklerin tamamen göz ardı edilerek topraklarımızın ruhsatlandırılıp satılması karşısında, Tokatlıların ortaya koyduğu örgütlü mücadele ve Av. İsmail Hakkı Atal’ın öncülüğünde yürütülen hukuk mücadelesi, tüm Türkiye’ye örnek teşkil edecek bir seviyeye ulaşmıştır.‘GÖZ YUMMAYACAĞIZ’Madencilik, özel sektöre kapatılması elzem olan bir sektördür. Madencilik faaliyetleri yalnızca devlet eliyle yürütülünceye kadar, çok uluslu şirketlere karşı suyu, ormanı ve doğayı savunmak milli bir görevdir. Yurt madenleri aziz milletimizindir, gelecek nesillerimizin emanetidir; bu emanetin peşkeş çekilmesine asla göz yummayacağız.”GÜNÇALI MUHTARI KARARI DEĞERLENDİRDİGünçalı Köyü Muhtarı Murat Topaç ise, kararla bir daha sevindiklerini belirterek “2023 yılında başladığımız bölgemizdeki maden ruhsatlarıyla ilgili mücadelemizin kazanımlarını almaya başladık” dedi.Avukatları İsmail Hakkı Atal, Seyda Afyoncu Top, akademisyen Melike Tepecik, STK’lar ve gazetecilere teşekkür eden Topaç, şunları söyledi:“Beraber hareket ettiğimiz Killik, Aydoğdu, güzelce köy halkına çok teşekkür ediyorum. Hep birlikte yaptığımız bu mücadele bölgedeki su kaynaklarını, inanç merkezi olan çal baba ormanını Çamlıbel ovasını sulayan güzelce barajının su havzasını kurtarmamızı sağladı. Biz bölge halkı olarak bu olaya bir kurtul savaşı mücadelesi olarak baktı bir olduk diri olduk. Her kulvarda yaşam hakkımızı savunmanın anayasal bir hak olduğunu bilerek her koşulda mücadelemizi sürdürdük. Bu mücadelede avukatlarımızın önderliğinde derneklerimiz, bölgede yaşayan köylülerimiz, bize destek veren sivil toplum kuruluşları, değerli basın mensupları, köylerimizin muhtar ve heyetleri beraber hareket ederek çok büyük iş başardığımızı düşünüyorum. Herkese kendi adıma köyüm adına teşekkür ediyorum. Artık bu kararlar emsal karar olarak her yerde kullanılacaktır”KÖY DERNEĞİ BAŞKANI’NDAN AÇIKLAMAGünçalı Köyü Dernek Başkanı Nuri Güner de karara ilişkin olarak Veryansın Tv’ye konuştu. Mücadelelerini omuz veren herkese tek tek teşekkür eden Güner, “Günçalı köyünün üzerindeki karabulurları birer birer dağıtmaya devam ediyoruz.” dedi. Güner, şöyle konuştu:“HLC Değerli Maden Şirketi’nin ruhsat iptalinden sonra, şimdi de Zeni Maden’in bölgemizdeki maden ruhsatı için yürütmeyi durdurma kararı çıktığı mutlu haberini Sayın Avukatımız İsmail Hakkı Atal’dan aldık ve çok mutlu olduk. Bu, Günçalı ve Günçalı sevdalıları olarak verdiğimiz mücadelenin ne kadar önemli olduğunun kanıtıdır. Öncelikle avukatlarımızın bize güvenmesi, bizlerin de onlara olan inancıdır.Avukatlarımız Sayın Seyda Afyoncu, İsmail Hakkı Atal ve aktivistimiz Sayın Melike Tepecik, Günçalı köyü üzerindeki ruhsatları iptal ettirmek için gerçekten çok büyük mücadele verdiler. Bizden önceki yönetim ile süreç başlamıştı. Biz bu süreci bildiğimiz için dernek yönetimine genç bir kadro ile geldik ve zorlu bir süreç başladı. Bu süreci, bu işin içerisinde olan eski yönetim, köy muhtarlarımız ve avukatlarımız ile birlikte planladık.Bu sürece zaten en başta dahil olmuş akademisyenlerimiz, sonradan dahil olan sanatçılarımız, Tokat STK’ları, siyasi partiler, çevre köylülerimiz ve Tokat geneline yönelik hem broşür hem sosyal medya, yerel basın ve basın açıklamalarıyla; İstanbul ve Tokat’ta 2 büyük miting yaparak kamuoyu oluşturduk. Ankara’da milletvekillerine gittik, derdimizi anlattık. Ama bu sadece 3 veya 5 kişiyle olmazdı; çevre halkını da sürece dahil ettik. Çalıştay ve panellerle insanları bilgilendirdik. Yönetim kurulu ve Günçalı gençleriyle tek yumruk olduk, çalışmalar yaptık.Bu arada bu şirketlerin deşifre edilmesinde Bahadır Sarıyaprak kardeşim de büyük çabalar harcadı, ona da gerçekten teşekkür ediyorum. Biz Kurban Bayramı’ndan önce gerçekten artık sahada mücadeleye hazırlanırken, mutlu haberleri tek tek almaya başladık. İlk müjdeli haberi bayram arifesinde Samsun İstinaf Mahkemesi’nden aldık. HLC’nin ruhsatının iptal kararını aldık. Hemen akabinde İsmail Bey ve Melike Hanım’la istişare ederek Zeni Maden ruhsatı için dilekçemizi verdik ve davamızı açtık.Sonrasında Tokat Mera Komisyonu’nun aldığı bir karar vardı, bunun iptali için bir dava açmıştık; bundan da mutlu haber geldi. En sonunda son bir hamle kalmıştı ve mutlu haber bekliyorduk. Zeni Maden ruhsatını yürütmeyi durdurma kararı haberini aldık. Bu haberler, dernek başkanı olarak bir zamanlar başımı ellerimin arasına alıp ne yapacağımı düşündüğüm günlerin mutluluğa dönüştüğü haberler oldu.Günçalı Köyü olarak şimdiye kadar birçok kez söyledik, söylemeye ve teşekkür etmeye devam edeceğiz.Avukatlarımız Seyda Afyoncu, İsmail Hakkı Atal; aktivistlerimiz Melike Tepecik; akademisyenlerimiz Güldem Baykal, Enver Yaser Küçükgül, Kemal Yıldız, Mehmet Ali Başaran’a; sanatçılarımız Kutsal Evcimen ve Tugay kardeşimiz nezdinde bu konuda bize destek veren tüm sanatçılarımıza; TEKKON başkanımız ve yönetimine; TOKDEF başkanı ve yönetimine; ATOKDEF başkanı ve yönetimine; yerel basınımıza; yazılarıyla bize destek veren Sayın Yusuf Yavuz Bey’e; Sesim TV imtiyaz sahibi Mahbib Dilek’e; siz Veryansın TV’ye; bize maddi ve manevi destek veren köyümüz iş insanlarımıza; maden sürecinde istişare içinde olduğumuz köy muhtarımız Murat Topaç ve heyetine; önceki dönem dernek başkanımız Ali Başak ve yönetimine; önceki dönem muhtarımız Salman Görgülü’ye; Tokat Şube Başkanım Mustafa Güler’e; bizleri yalnız bırakmayan çevre köy başkanlarımız ve yönetimlerine; çevre köy muhtarları ve heyetine teşekkür ederim.Bizlere broşürler ve sosyal medyadaki paylaşımları yapan köyümün gençlerine; hukuk komisyonundaki köyümüz avukat kardeşlerime; “haydi gidiyoruz” dediğimde koşar adımlarla destek veren Günçalı Köyü’nün kıymetli üyelerine ve köy halkına; bu süreçte bana her türlü desteğini sağlayan aileme ve en büyük teşekkürü, benimle gecesini gündüzüne katan 19 kişilik yönetim kurulu arkadaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum.Bundan sonra kenara çekilip oturmayacağız. Nerede çevre ile ilgili bir süreç varsa destek olmak için elimizden geleni yapacağız.Son olarak Bahadır Sarıyaprak, Ercan Altınöz, Oray Dalkın, Alimşan Kaplan, Sezgin Altınöz, Yasemin Altınöz, Kardelen Gürses, Melih Olgun kardeşlerime teşekkürler.Koşar adım gerek köye gerek Ankara’ya koşuşturan Birol Kablan, Ekrem Güner, Ali Kösemen, Musa Altınöz, Habib Değerli, Önder Sevinç, Sadık Sütbeniz, İsmail Sarıyaprak, Desdegül Taş, Yeter Aydoğan, Tülay İpek, Gülay Değerli, Tuncay Aydoğan, Habip Evciman ve Devrim Yılmaz kardeşlerime; ismini unuttuğum, sayamadığım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”GÜNÇALI DİRENİŞİTokat merkeze bağlı Günçalı köyü sırtlarında Çal Baba Ormanı, köylüler tarafından kutsal olarak kabul ediliyor.Ormandan tek bir kuru dalı dahi dışarı çıkarmayan köylüler, on yıllardır cem törenlerini de bu alanda yapıyor. Her bir ailenin birer ağacı koruduğu orman, köylülerin evi olarak görülüyor ve kimse ağaçlara zarar vermiyor.Veryansın Tv’ye konuşan Günçalı Köyü Muhtarı Salman Görgülü, maden sahasının Güzelce Barajı’nı da kapsadığını ve yaklaşık 30 köyün su kaynaklarının tehdit altında olduğunu söyledi. Görgülü, “Maden şirketinin seçim bittikten sonra köyümüze çökeceklerini düşünüyoruz. Ama şirketi daha önce nasıl kovduysak yine kovacağız“ diyerek tehlikeye işaret etmişti.Olası bir maden inşasıyla köyün yakınındaki Güzelce Barajı’na karışabilecek siyanürün yalnızca Çalbaba ormanını değil, bölgedeki yaşam kaynaklarını yok edebileceği belirtiliyor. Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print