Germencik Dağyeni köylüleri, köylerindeki maden sondaj çalışmalarına karşı yürüyüş yaptıBileşen EtkinlikleriHaberlerTarım by Ekoloji Birliği - 10 Ocak 202211 Ocak 20220 Aydın’da Dağyeni köylüleri, incir bahçeleri içerisinden yapılan maden sondajlarına karşı gerçekleştirdikleri bilgilendirme toplantısıyla mücadele kararı aldı. Kararlılıklarını göstermek için de ertesi gün maden tehdidine karşı yürüyüş düzenlediler.Aydın ili Germencik‘e bağlı Dağyeni Köyü‘nde yaşayanlar, incir bahçeleri içerisinde yapılan maden sondajlarına karşı gerçekleştirdikleri bilgilendirme toplantısıyla mücadele kararı aldılar. Köy düğün salonunda 8 Ocak Cumartesi akşam saatlerinde yapılan toplantıya yüzlerce köylü katıldı. Köylüler, kararlılıklarını göstermek için ertesi günü de (9 Ocak Pazar) maden tehdidine karşı yürüyüş düzenledi. Köylü yurttaşlar “gerekirse topraklarımız ve geleceğimiz için her gün eylem yaparız” dedi.İNCİR BAHÇELERİNİN İÇİNDE MADEN SONDAJIDağyeni köylüleri günlerdir diken üzerinde yaşıyorlar. İzmir ve Aydın illerinin sınırında yer alan Kartal Dağı‘nın Germencik tarafında kalan köy, incir ve zeytincilikle geçiniyor.Zeytin toplama sezonunda köylüler bir yandan ürünlerini hasat etmeye çalışırken bir yandan da yaklaşık 15 gün önce başlatılan, en yakını köy meydanına 1-2 km uzaklıkta olan dört maden arama sondaj çalışmasının ürünlerine zarar vereceği ve içme sularını kirleteceği endişesini yaşıyor.Tamamı ormanlık ve incir bahçelerinin içinde yapılan sondaj çalışmaları, köyün yaylası olan Söğütalan mevkii civarında yoğunlaşmış durumda. Köylüler içme sularının geldiği, incir ve meyve bahçelerinin bulunduğu bu bölgeyi köyün bir mahallesi haline getirmişler. 80 kadar evin bulunduğu bölgeye, yol ve elektrik de çıkarılmış durumda.MÜHENDİS “MUHTEMELEN ALTIN VAR” DEDİKöyün eski muhtarı Hüseyin Efe, sondaj için MTA’dan geldiklerini söyleyen kişilerin bir iki ay önce kendisinden izin istediklerini ancak ürünlerinin bu faaliyetten zarar göreceği gerekçesiyle sondajlara karşı çıktığını belirtti.Efe, “Germencik Kaymakamlığından jandarma koruması talep ederek bizim yaylamızda dört ayrı yerde sondajlara başladılar. Sondajda çalışan işçiler ne aradıklarını bilmediklerini söylüyorlar ama mühendislerden birisi ‘Muhtemelen altın var’ dedi” bilgisini verdi.BİLGİLENDİRME TOPLANTISINA YAKLAŞIK 300 KÖYLÜ KATILDIÖnceki akşam köy düğün salonunda kadın erkek yaklaşık 300 köylünün katıldığı toplantıda Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi ve “Çepeçevre Yaşam” programı yapımcısı Özer Akdemir, ülkenin farklı bölgelerindeki altın madenleri ve sondajların yol açtığı çevresel sorunlar hakkında sunum yaptı.Maden sondajları nedeniyle içme suları kirlenen Çanakkale Şahinli, Ordu Fatsa, İzmir Efemçukuru gibi örnekleri anlatan Akdemir, sondajların ardından bölgede faaliyete başlayacak bir maden işletmesinin, yöredeki tarımsal üretime ve içme sularına ciddi zararlar vereceğini, farklı yerlerde yaşanan madencilik faaliyetlerinden örnekler vererek aktardı.Akdemir, görseller eşliğinde yaptığı sunumunda RES’lerin yarattığı doğa tahribatını ve siyasi iktidarın enerji politikasının halkın değil şirketlerin yararına olduğunu anlattı. Halkın kendi yaşam alanlarını koruma mücadelesinin Anayasal bir hak olduğunu belirten Akdemir, “Devlet, çevreyi korumadığı gibi sermayeye rant aktarımı için doğanın yağmasına zemin hazırlıyor. Halk ancak mücadele ederse, direnirse yaşam alanlarını koruyabiliyor” dedi.Ülkedeki ekoloji mücadelelerinden de başarılı olanları örneklerle anlatan Akdemir, Dağyeni köylülerinin kararlı duruşlarının sürmesinin bu bölgede bir madencilik faaliyetinin önündeki en önemli engel olduğunu ifade etti.HUKUKİ SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?Maden sondajlarının yol açtığı risklerle ilgili öncelikle Kaymakamlık ve Valiliğe dilekçeler verilmesini öneren AYEP yöneticilerinden Av. Hicran Danışman, ancak bu süreçlerden sonra bir dava açmanın söz konusu olabileceğini dile getirdi. Danışman, çevre talanının önüne geçebilmekte hukuk mücadelesinin yanı sıra halkın fiili direnişlerinin de gerektiğini belirterek, köylülerin yaşam alanlarını koruma mücadelesinin meşru ve yasal olduğunu söyledi.SADECE MADEN DEĞİL RES’LER DE BÜYÜK ZARAR VERECEKAYEP Sözcüsü Gönül Hastaoğlu, aynı bölgede yapılmak istenen RES’lerin ve Aydın’ın yıllardır en büyük sorun kaynaklarından birisi olan JES’lerin yol açtığı çevresel sorunlara dikkat çekerken, ÇİYAP Sözcüsü Ahmet Uslu da Çine bölgesinde faaliyet gösteren madenlere karşı bölgede gelişen emek ve ekoloji mücadelesini anlattı. Çine Yaşam Platformu (ÇİYAP) Sözcüsü Ahmet Uslu, Çine bölgesinde faaliyet gösteren madenlere karşı bölgede verilen ekoloji mücadelesi ve nedenlerini anlattı.“GEREKİRSE HER GÜN EYLEM YAPALIM”Toplantıda söz alan Dağyeni köylüleri de maden sondajlarına karşı direneceklerinin mesajını verdiler. Sondajların gözlerinin önünde sürmesine tepki gösteren köylüler, “Korkmayalım, bu köy, bu topraklar bizim. Bize rağmen birşey yapamazlar. Gerekirse hergün eylemler yapalım, bu maden belasını başımızdan defedelim” diye konuştular.Köylü kadınlar da işlerini güçlerini bırakarak bu maden belasından kurtulmak için ne gerekiyorsa yapacaklarını söylediler.KÖYLÜLER MADEN SONDAJLARINA YÜRÜDÜDağyeni köylüleri 9 Ocak günü de sondaj yapılan yere yürüdüler. Yüzlerce köylü, “Havama, suyuma toprağıma dokunma” sloganlarıyla köyden bir kaç kilometre uzaklıktaki sondaj alanına yürüdü. Yürüyüşe Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) üyelerinin yanı sıra CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül de katıldı.Sondaj alanlarında yapılan basın açklamasında konuşan AYÇEP yönetiminden Ömer Ali Emek, “Atalarımızdan bize miras bırakılan zeytin, incir gibi ürünlerimiz ve birinci sınıf tarım topraklarımız hızlı şekilde ya maden şirketlerine ya da jeotermal şirketlerinin yağmasına açılmakta. Tarım yapılamaz hale gelen köylüler, ata topraklarını terk ederek şehirlerde kölelik, işsizlik sarmalına hapsedilmektedir. Madran Dağı’nın yağmasını tamamlayanlar şimdi yeni yer arayışlarını sürdürmekte ve Kartal Dağı’nı yeni yağma alanı olarak hazırlamaktadır” dedi.MTA ekiplerinin Dağyeni köyünün yaylasında köylülerden olur almadan maden sondajlarına başladığını vurgulayan Emek, “Bu sondajlar yeraltı sularını ve çevredeki tarımsal ürün yetiştiriciliğini etkileyecek özellikler taşımaktadır. Maden arama sondajının yapılan mevkii, yerleşim yerlerinin ve tarım yapılan arazilerin hemen yanı başında. Bunun yanı sıra yine sondaj yapılan mevkii, bu bölgede yer alan köylerin tek içme suyu kaynağının ortasında yer almakta. Nitekim bu içme suları geçmişte Efes Antik Kenti’ne kadar su sağlayan kaynak ve arkeolojik bir niteliği de bulunmaktadır” diye konuştu.Söz konusu bölgede dünyanın en kaliteli incirlerinin yetiştiğini belirten Emek, “Bu bölge, madencilik faaliyetlerine kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Bu değerin yok edilmemesi için direneceğiz, geleceğimizi kirlettirmeyeceğiz” dedi. Kaynak: Evrensel Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print