Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği: Çevremize sahip çıkmak istiyor muyuz?

Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği: Çevremize sahip çıkmak istiyor muyuz?

Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, 5 Haziran Dünya Çevre Günü  dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği’nin “Çevremize sahip çıkmak istiyor muyuz?” soru başlığıyla ve bazı uyarıların yapıldığı bir açıklama olarak yer aldı.

Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği (ESÇEVDER), 5 Haziran Dünya Çevre Günü  dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği’nin “Çevremize sahip çıkmak istiyor muyuz?” soru başlığıyla ve bazı uyarıların yapıldığı bir açıklama olarak yer aldı. Revizyon Gazetesi’ne Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği’nin 5 Haziran Dünya Çevre Günü için yaptığı açıklaması şöyle:

ÇEVREMİZE SAHİP ÇIKMAK İSTİYOR MUYUZ?

5 Haziran Dünya Çevre Gününü, Korona virüsün küresel ölçekteki salgın tehdidi altında kutlarken Çevremize ve Dünya’mıza ne ölçekte sahip çıkabiliyoruz, sahip çıkmak istiyor muyuz ?

Yaşamakta olduğumuz küresel kriz bir kez daha gösterdi ki, insanlık bir parçası olduğu doğanın sahibi gibi davranmaktan ve bir avuç insan topluluğunun önüne geçilmez kâr hırsı ile doğal değerleri talan etmekten ve yağmalamaktan vaz geçmez ise bugünden geleceğe insanlığın yaşamını sürdürmesi neredeyse olanaksız olacaktır. Gördük ve anladık ki, “kriz küresel çözüm de küresel” dir. Çünkü krizin temel nedeni küresel ölçekte iklim değişikliği ve buna yol açan doğanın tahrip edilmesidir.

DURMAYAN DOĞA TALANLARI, GELECEK İÇİN ENDİŞEYİ BÜYÜTÜYOR

Eskişehir ve Ülkemiz bütünlüğünde baktığımızda 5 Haziran Dünya Çevre Gününü, Sorunlarımız ve Kaygılarımızın bugün dünden daha çok  artmış olarak karşılamakta olduğumuzdan Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği ( ESÇEVDER ) olarak kaygılanıyoruz…

Tüm hukuk kurallarını altüst edercesine, siyasal iradenin düzenlemeleriyle birbiri ardına yapılan nükleer santral ve kömürlü termik santral antlaşmaları doğrultusunda inşaat ve ihale süreçleri devam etmektedir. Bunun önündeki kimi hukuksal engelleri de aşacak tedbirler, yasa değişiklikleri birbiri ardına yapılmaktadır. Yağma ve talan adeta yasallaştırılıyor, olağan kılınıyor.

Ülkemizin hemen her bölgesinde su kaynaklarımız, akarsularımız adeta özelleştirilerek, hidro elektrik santral (HES) yapma adına işgalleri sürüyor. Ülkenin doğal su kaynaklarının ticarileştirilmesi ile su kaynaklarımız yok edilmekle karşı karşıyadır.  Buna karşın doğal su kaynaklarının doğal sahibi olan yöre halkı bu talana karşı ayağa kalkmış, direniyor, isyan ediyor. Halkın çığlığı, yaşamını sürdürme talepleri derelerle, ormanlarla, göllerimizle, doğal değerlerimizle kucaklaşıyor.

Madenlerimizin vahşice talanı, taşocaklarının, son derece keyfi ve bilim dışı, plansız uygulamaları ile orman alanlarının yok edilmesi küresel kriz ortamında adeta meydan okurcasına hız kesmeden sürdüğünü gözlemliyoruz..

Orman alanları, tarım alanları rant yaratma çabası ile, bilim dışı tüm argümanları içeren sözde planlama çalışmalarının da kattığı hız ile yerlerini konut ve sanayi yapılarına terk ederek tüketilmeye devam edilmektedir.

Geri ve kirli teknolojiler yangından mal kaçırırcasına ülkeye yayılıyor. Yaşam alanlarımız, geri ve kirli teknolojilerin, özellikle nükleer ve plastik atıkların çöplüğü olma yolunda ilerliyor.

SORUN KÜRESEL, ÇÖZÜM DE KÜRESEL

2015 Paris antlaşması ile BM düzeyinde bir programa dönüşen “Küresel Yeşil Plan”ın ardından dünyanın dört bir yanında ülkelerin ekonomik iyileşme paketlerinin kararlaştırıldığı bu günlerde, Avrupa Birliği yeni iyileşme paketini kamuoyuyla paylaştı.

Avrupa Birliğinin (AB) yürütme organı Avrupa Komisyonu 2021-2027 yılları için 1,1 Trilyon euroluk bütçe paketi ve 750 milyarlık yeni bir ekonomik iyileştirme fonu ile 2050 yılına kadar “iklim nötr” olma hedefini hayata geçirmeyi planlıyor. AB 2 yıl içinde 15 gigawatt’lık yenilenebilir enerji kapasitesini ihale ederek, 25 milyar euroluk yatırım yapacaktır. Aynı şekilde 2025 yılına kadar 2 milyon elektrikli ve hidrojen araç şarz istasyonu ile temiz araç satışlarını arttırılmasını hedeflemektedir.

  • AB liderlerinin tamamı, Kovid-19 krizine verilecek cevabın yeşil dönüşüm temelinde şekillenmesi gerektiğine ilişkin bir açıklama üzerinde anlaşmaya varmışlardır.
  • 19 AB hükümeti, AB Yeşil Düzen ’in AB’nin iyileşme planlarının merkezinde olması talebiyle yapılan çağrıyı imzaladı. Bunun yanı sıra, birliğin en büyük iki ekonomisi olan Almanya ve Fransa, tüm sektörler için “yeşil iyileşme yol haritası” hazırlanması talebinde bulunmuştur.
  • 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Almanya başkanlığındaki dönemde iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik faaliyetlerin önemli rol oynayacağını kaçınılmazdır.
  • 180 politikacı, STK, sendika, özel sektör temsilcisi ve düşünce kuruluşundan oluşan bir grup, iklim değişikliğini iyileşme planının merkezine koyma talebiyle ‘Yeşil Ekonomik İyileşme İttifakını‘kurdu.
  • Küresel ölçekte, 40 milyondan fazla sağlık profesyonelini temsil eden kuruluş, trilyon dolar değerinde finansal varlığın yönetimini yapan yatırımcı grup ve iş dünyasının 150’den fazla lideri yeşil ekonomik iyileşme talebiyle bir araya geldi. Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “sağlıklı ve yeşil iyileşme” konusunu dile getirdi.

Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği ( ESÇEVDER ), Korona virüs salgın sürecini “Sorun Küresel, Çözüm de Küresel” olarak tanımlamış olup, bu bağlamda ülke olarak yapmamız gerekenleri sıralıyoruz…

  • Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının (Güneş, rüzgâr, jeotermal, hidrojen vb.) kullanımı ile enerjinin  etkin kullanımı ve %100 Yenilenebilir Enerjiye geçilmelidir.
  • Sinop ve Akkuyu da yapılması öngörülen Nükleer santral antlaşmalarından ve tabii ki ülkeyi bir nükleer çöplüğüne dönüştürme girişimlerinden derhal vazgeçilmelidir.
  • Yüzlerce HES yapımlarından vazgeçilmelidir.
  • Termik santrallerin çalışması durdurulmalı yenilerinin yapımlarından vazgeçilmelidir.
  • Kıyıların doldurulması ve işgaline son verilmelidir.
  • Kanal İstanbul vb. “çılgın!” projelerden vazgeçilmeli, doğa dostu akıllı projeler yaşama geçirilmelidir.
  • Orman alanları ile Tarım alanları mutlaka korunmalıdır.
  • Türkiye’nin Plastik atık çöplüne dönüşmesinin önüne geçilmelidir.
  • Elektrikli taşıtların kullanımı için alt yapı çalışmaları hızlandırılmalıdır.
  • Porsuk çayını kirletilmesinin önüne geçilmelidir.
  • Tarımda ciddi teşvik ve destek programlarıyla çiftçilerimiz, tarım işçileri desteklenmelidir.
  • Tarımda kullanılan  kimyasalların sulama ve yeraltı su kaynaklarına karışarak çevre sorunları yaratması önlenmeli,  kimyasal  madde kullanılmadan yerel tohumların kullanımı özendirilmelidir.

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yetkilileri ve ilgilileri Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği ( ESÇEVDER ) olarak  bir kez  daha uyarıyor ve sesleniyoruz. 2020 yılı doğa ile barışık yaşamın dönüm noktası olmalı ve karbon salınımı asgariye  çekmek için gerekli adımlar biran önce atılmalıdır.”

Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği (ESÇEVDER)
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top