Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > EMO Genel Başkanı Mahir Ulutaş: Termik santraller kapatılırsa bir enerji sorunu yaşanmaz!

EMO Genel Başkanı Mahir Ulutaş: Termik santraller kapatılırsa bir enerji sorunu yaşanmaz!

Mahir Ulutaş: “Bu iki santralin kurulu gücü toplam kurulu gücümüzün yüzde 1’i civarındadır. Her iki santralinde bütünüyle kapatılması halinde bile ciddi bir sorun yaşanmasını beklemiyoruz.”

Enerji alanında yaşanan her krizde “Termik santraller kapatılırsa ülke karanlıkta kalır” söylemleri yeniden gündem oluyor. Muğla Milas’a bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda Limak ve IC Holdingin ağaçları katletmesine karşı köylülerin başlattığı direniş ile yeniden tartışılan termik santraller sorununu Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı Mahir Ulutaş, Evrensel’den Ramis Sağlam‘a konuştu.

KAMUCU BİR PLANLAMA

Elektrik üretimde termik santrallerin önemli bir işlevinin olduğunu ancak yenilenebilir kaynaklara dayalı üretim tesislerine kaydırmanın esas olduğunu söyleyen Ulutaş “Termik santrallerin varlığı şu an için belli bir oranda zorunlu gözükmektedir. Başta doğal gaz ve kömür olmak üzere fosil kaynaklara dayalı termik santralları sistemden çıkarılması kısa vadede mümkün olmasa da güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynakların payının artırılması ve daha temelden bir geçiş için planlı bir hazırlık yapılması önemlidir. Türkiye, rüzgar ve güneş potansiyeli yüksek bir ülke olduğu için kamucu bir planlama ile bu geçişi rahatlıkla yapabilecek ülkeler arasındadır” dedi.

Artan enerji ihtiyacının rasyonel bir temeli olup olmadığı sorgulanmadan enerji alanında söylenecek her şeyin eksik ve yarı-doğru olacağının altını çizen Ulutaş, emperyalist merkezlerin çevre ülkelere ve Türkiye’ye kaydırdığı inşaat sektörüne dikkat çekti.

Ulutaş, “Demir-çelik ve çimento gibi enerji (ve çevre) canavarı endüstrilerin yarattığı talep, aynı şekilde sermaye yanlısı şehirleşme politikalarının sonucu olarak nüfusun belli mega-kentlerde yoğunlaşmasının zorunlu kıldı. Enerji ve ulaşım gibi altyapı ihtiyaçları, tüketim kültürünün mabedi olan AVM’lerin muazzam elektrik tüketimleri düşünüldüğünde konunun daha geniş bir çerçevede tartışılması gerektiği açığa çıkmaktadır. Talebi sorgulamadan arzı değerlendiremeyiz” diye konuştu.

“KÖMÜRDEN ELEKTRİK ÜRETİMİ KONJEKTÜREL”

Enerji üretiminde kömüre geri dönüşün Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi ve doğal gazın stratejik bir silah gibi kullanılmasından ardından gündeme geldiğini ifade eden Ulutaş, bu eğilimin doğal gaz tedariğinde sorun yaşanma ihtimali kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ulutaş, “Avrupa ülkelerinin büyük kısmı nükleer de dahil olmak üzere termik santrallerin üretimdeki payını minimum seviyelere zaten indirebildi. Bu kapsamda Avrupa ülkelerinde olası bir doğal gaz krizinde dahi, elektrik üretiminde kömürün veya nükleerin payının kalıcı bir biçimde artmasını beklemek doğru olmayacaktır. Özetle Avrupa’da gördüğümüz kömürden elektrik üretiminin artışı konjonktüreldir” dedi.

KAPANIRSA NE OLUR?

Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin devre dışı kalması halinde ulusal ölçekte elektrik kesintileri yaşanabileceği iddialarını değerlendiren Ulutaş, hâlihazırda sistemde arz fazlası olduğuna dikkat çekti. Kurulu güç içinde Yeniköy ve Kemerköy’ün payının sorun yaşatacak büyüklükte olmadığını sözlerine ekleyen Ulutaş, “Yeniköy’ün kurulu gücü 420 megawatt, Kemerköy’ün ise 697 megawatttır. Haziran 2023 itibariyle ülkemizde toplam lisanslı kurulu güç 104 bin 903 megawatta ulaşmıştır. Bu iki santralin kurulu gücü toplam kurulu gücümüzün yüzde 1’i civarındadır. Zaten her iki santralinde devre dışı kaldığı dönemler oldu. Arz güvenliği açısından her iki santralinde bütünüyle kapatılması halinde bile ciddi bir sorun yaşanmasını beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜK DOĞAL FELAKETLER TETİKLENECEK”

Türkiye’nin son yıllarda kömürden elektrik üretimini artırmasının arkasında uluslararası siyasetin ve doğal gaz arzında yaşanabilecek olası sıkıntıların payı olduğunu ifade eden Ulutaş, son olarak şunları söyledi: “Enerji alanında özellikle 2000’li yıllarla beraber büyük bir hızla yaşanan özelleştirme politikaları, özel sektörün yapımı görece kısa süren ve hızla devreye girip çıkabilen doğal gaz santrallerini tercih etmiş olması nedeniyle, büyük bir kırılganlık yaratmıştır. Şimdi yine plansız bir şekilde ve büyük doğal felaketleri tetikleyecek bir yöntemle, deyim yerindeyse can havliyle, nerede kömür varsa onu kullanmak yönünde bir politika izleniyor ne yazık ki.”


Evrensel

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top