Aydın‘ın Çine ilçesi ile Madran ve Gökbel dağlarında yapılan kuars ve felspat madenlerinde sağlıksız koşullarda çalıştırılan işçiler silikozis hastalığına yakalanıyor. Tedavisi olmayan bir akciğer hastalığı olan silikozise kaç işçinin yakalandığı ile ilgili net bir rakam vermek mümkün değil. Ekoloji Birliği bileşenlerinden Çine Yaşam Platformu (ÇİYAP)’a göre bu rakam yüzlerle ifade ediliyor. ÇİYAP yaklaşık 50 işçinin de “silikozis” nedeniyle öldüğünü tahmin ediyor.

Bu işçiler, yıllarca bölgedeki maden işletmelerinde, sağlıksız, tozlu ortamlarda çalıştırıldıkları için silikozis hastalığına yakalandılar. Madran ve Gökbel dağlarını adeta delik deşik ederek, doğayı, ormanları, suları ve havayı kirleten maden işletmelerinin değirmenlerinde dağların taşı, kayası ile birlikte ne yazık ki çalışan işçilerin yaşamları da öğütülüyor.

EKOLOJİ ve EMEK MÜCADELESİ İÇİÇEDİR

Konu ile ilgili bir açıklama yapan Ekoloji Birliği, öncelikle Türkiye’deki iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından şirketlerin tutumunu eleştirerek “Çevreye saygı, canlı cansız varlıkların kendi içinde kurduğu dengeyi gözeten ekolojik bir yaklaşım olsa ve bu işletmeler gerektiği gibi denetlense dağlarda onlarca maden yarası olmayacaktı” sözleriyle de şirketlere her türlü imtiyazı tanıyarak böyle bir dramın ortaya çıkmasına neden olan yetkili devlet kurumlarının duyarsızlığına da tepki gösterdi. Ekoloji Birliği, “Silikozis hastalarının yanındayız” başlığı ile yaptığı açıklamasında “Bu işçiler, yıllarca bölgedeki maden işletmelerinde, sağlıksız, tozlu ortamlarda çalıştırıldıkları için silikozis hastalığına yakalandılar” derken, ayrıca “ekoloji mücadelesi ile emek mücadelesinin ortak paydası yaşamdır ve içiçe konulardır” vurgulamasında bulundu.

Ekoloji Birliği’nin silikozis hastalığı ve bu hastalığa yakalananlara yaşatılan dram nedeniyle yaptığı açıklamasında şöyle denildi:

DOĞAYI, YAŞAMI ve EMEĞİ SÖMÜRENLERE KARŞI MÜCADELEDE KARARLIYIZ!

“Yıllarca bölgedeki maden işletmelerinde, sağlıksız, tozlu ortamlarda çalıştırılan bazı işçiler silikozis hastalığına yakalandılar. Madran ve Gökbel dağlarını adeta delik deşik ederek, doğayı, ormanları, suları ve havayı kirleten maden işletmelerinin değirmenlerinde dağların taşı, kayası ile birlikte ne yazık ki çalışan işçilerin yaşamları da öğütülüyor.

Çevreye saygı, canlı cansız varlıkların kendi içinde kurduğu dengeyi gözeten ekolojik bir yaklaşım olsa ve bu işletmeler gerektiği gibi denetlense dağlarda onlarca maden yarası olmayacaktı. Bu işletmelerde çalıştırılan işçiler için gereken iş güvenliği, işçi sağlığı kuralları tam olarak uygulansa yüzlerce işçi silikozise yakalanmayacaktı.

Üstelik bu maden patronları silikozis hastası yaptıkları işçileri vicdansız bir şekilde, meslek hastalığı dışında gerekçelerle işten çıkarıyorlar. İşsiz ve sağlıksız bir şekilde kapı önüne konan işçilerin bundan sonraki yaşamları ise tam bir dram halinde devam ediyor. Tedavileri olmadığı için bozulan sağlıkları ile çoğu zaman hastane köşelerinde ya da oksijen tüpüne bağlı yatalak bir halde kalan yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. İşten çıkarılan işçileri bir daha hiçbir maden patronu arayıp sormuyor. İşçiler ve aileleri kaderleri ile baş başa bırakılıyorlar!

BU HASTALIK KADER DEĞİL, İŞÇİ HAKLARI İHLALİNİN SONUCU!

Silikozis hastalığı bu işçilerin kaderi değil! Hastalıktan öncelikle üç kuruş fazla kar edeceğim diye gerekli önlemleri almayan, koruyucu maskeleri vermeyen şirket patronları sorumlu. Ayrıca bu işletmelerin işçi öğütmesine, doğayı katletmesine göz yuman devlet kurumları da doğrudan bu işin sorumlusudurlar. Bu işletmeler gereği gibi denetlense, çevre, sağlık ve iş güvenliği önlemleri almayanlara caydırıcı yaptırımlar uygulansa hiçbir işçi silikozise yakalanmayacaktı.

İşçilerin bazıları silikozis olduklarını başka işlere girmek için sağlık raporu aldıklarında öğreniyorlar. Silikozis hastası işçilere ise işletmeler “Ciğerlerinde toz var” diye adeta vebalı gibi davranarak iş vermiyor, onları işsizliğe, açlığa, yoksulluğa, kaderine terk ediyorlar! Çine ve çevresindeki maden işletmelerinde halen, yüzlerce işçi aynı olumsuz koşullarda çalışıyorlar. Onlar da geleceğin birer silikozis hastası ve bir süre sonra sağlıkları bozulunca işten çıkarılacaklar!

YAŞAM HAKKI KUTSALDIR!

Ekoloji Birliği‘nin Aydın, Çine, Muğla ve İzmir’deki bölge bileşenleri ve ülke genelindeki 70’ün üzerindeki yerel ekoloji örgütü olarak silikozis hastası işçilerin yanındayız. Doğayı, ekolojik dengeyi, dağı, ormanları korumak için mücadele ediyoruz. Doğada birlikte var olduğumuz kurdun, kuşun, karıncanın yaşam hakkı gibi, madenlerde çalışırken hasta edilen işçi arkadaşlarımızın da yaşam hakkının kutsallığına inanıyoruz.

Doğayı, emeği ve işçilerin sağlığını sömüren maden patronlarına karşı işçilerin örgütleri, aileleri ve duyarlı tüm -yurttaşlarla birlikte mücadele etmekte kararlıyız.

Maden işletmelerinin gerekli işçi sağlığı, güvenliği önlemlerini alması için, doğanın pervasız talanını durdurması için her türlü çabanın içinde olacağımızın bilinmesini isteriz. Ellerimiz patronların yakasında, gözlerimiz onların her türden kuralsız uygulamalarında olacak! Ne onların hukuku, bilimi, canlı yaşamını hiçe sayan çalışmalarına, ne de onlara bu zemini sağlayan devlet kurumlarının pervasızlığına izin vermeyeceğiz!

Gerek hukuksal, gerekse farklı mücadeleler boyutu ile silikozis hastaları ile dayanışma içinde olacağız. Onların sağlıklı çalışma koşulları için, işten çıkarılan silikozis hastası işçilerin tüm maddi-manevi hakları için, emeklilik ve diğer sosyal haklardan yararlanmalarının önündeki engellerin kaldırılması için ileri sürdükleri tüm talepler Ekoloji Birliği olarak bizlerin de talepleridir…

Ekoloji ve emek mücadelesi içiçedir. İşçilerle, emekçilerle buluşup hem emeğin özgürlüğünü, hem yaşamı birlikte savunacağız!”