Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce (MAPEG), 73 maden sahası daha ihale edilerek aramalara açılacak. MAPEG’in konuya ilişkin ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Aramalara açılacak 73 maden sahasının ihalesi için başvurular, MAPEG’e doğrudan yapılacak. Posta veya diğer yollardan yapılan başvurular geçersiz sayılacak. Söz konusu ihaleler, kapalı teklif ve açık artırma usulüyle gerçekleştirilecek. Ayrıca, üç adet 4. grup küçük alan maden sahasının da mücavirindeki ruhsat sahipleri arasında ihalesi yapılacak. Küçük alan olarak belirlenen sahalara ilişkin liste ile ihale tarihi ve saati  MAPEG internet sayfasında en az 15 gün önceden ilan edilecek.

Başvurular, sahanın ihalesinin yapılacağı tarihte ve 13.30-14.00 saatlerinde ihale komisyonuna doğrudan yapılacak. Posta veya diğer yollardan yapılan başvurular geçersiz sayılacak. Teminatlar, teklif edilen ihale bedelinin yüzde 20’sinden ve taban ihale bedelinden az olamayacak.

‘ÜLKENİN YERALTI MADEN PAZARI HALİNE GETİRİLİYOR’

Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü ve ORÇEV Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Özbucak, 73 maden sahasının ihaleye açılmasını “Ülkeyi maden sahası yapmak istiyorlar. Yeraltımız maden haline getirildi” sözleriyle değerlendirdi. Bu ihalelerin ülkenin her tarafını maden sahası haline getirme politikasının bir yansıması olduğunu söyleyen Coşkun Özbucak, “İhaleye çıkarılan 73 maden sahası geçtiğimiz aylarda ilan edilen 766 maden sahası kapsamında olabilir. Bu sahalar parça parça ihaleye çıkarılıyor. Ordu’da da 766 sahanın içinde 9 maden sahası vardı, ihaleleri eylül ayında yapıldı” dedi.

Daha önce de 766 alan ihale aşamasına getirildi ve bir bölümünün ihalesi yapıldığını belirten Özbucak, Ekoloji Birliği ve bileşenleri ile bazı kuruluşlarca bu ihalelere karşı ortak dava açıldığını hatırlatırken, ancak yeni maden sahaları da ilan edildiğini ve bunun da ülkenin yeraltının pazar alanına çevrildiğini gösterdiğini söyledi. “Kapitalizmin saldırısı durmak bilmiyor” diyen Ekoloji Birliği Eş sözcüsü Özbucak, bu nedenle Türkiye’nin yer altı zenginliklerinin pazar haline getirildiğini belirtti.

‘KANUN TEKLİFİ’ YASALAŞIRSA DOĞA TAHRİBATINDA ŞİRKETLERİN YOLU DAHA DA AÇILACAK

Ülkenin her tarafında sondaj çalışmaları olduğunu, bunlar bittiğinde cehennem çukurları açılacağını söyleyen Özbucak, doğaya ve yaşam alanlarına yönelik bu saldırıların iklim değişikliğine de neden olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Ormanların ve tarım alanlarının yok edilmesinin sonucu olarak yaşadığımız çevre sorunları artıyor. Meclis gündeminde olan “Maden ve Enerji Yasa Tasarısı” yasalaşırsa saldırı daha da kolaylaşacak, şirketlerin önündeki engeller kalkacak. Ekoloji Birliği olarak dünya genelini de göz önünde bulundurarak ülkedeki ekolojik yıkımlara karşı hukuksal ve fiili mücadelemizi veriyoruz. Ancak bilinmeli ki kapitalizmin doğaya ve yaşam alanlarına yönelik saldırısı emeğe saldırısından ayrı değil. Bu nedenle tüm emek demokrasi güçleri ile ekoloji mücadelesi verenlerin ortak hareket etmesi zorunlu.”