Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Doğan: Torba Yasa ile getirilen kanun teklifinde halk yok sayılıyor, sadece şirketler var!

Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Doğan: Torba Yasa ile getirilen kanun teklifinde halk yok sayılıyor, sadece şirketler var!

Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan, Meclis komisyonundan geçen yasa teklifiyle birlikte doğa ve kamu kaynaklarının enerji ve maden şirketlerine peşkeş çekildiğini vurgulayarak, “Kanun teklifi ile enerji ve madencilik sektöründe kamu denetimi iyice zayıflatılıyor, ruhsat alanının dışında da madencilik faaliyeti izni verilecek” dedi.

Enerji ve maden şirketlerine imtiyaz sağlayan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Meclis’in Sanayi, Ticaret, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’ndan geçti. Elektrik Piyasası, Maden, Doğalgaz Piyasası, Kamu İhlale, Yenilebilir Enerji, Jeotermal ve Doğal Mineral Sular Kanunu gibi kanunlarda öngörülen değişikliklerle enerji ve maden şirketlerine kolaylık sağlanacak, kamunun denetimini azaltılacak, kamu gelirlerinde azalmaya yol açılacak.

Yasa teklifini eleştiren EMO’nun komisyonda temsilci bulundurma isteği ilk başlarda kabul edilmezken, muhalefet partilerinin ısrarlı talebi üzerine EMO adına Elektrik Mühendisi Mehmet Özdağ görüşmelere katıldı. Görüşmelere 15 Kamu kurumu ve 13 sivil toplum örgütü temsilcisi katılırken, birçok ekoloji örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Ekoloji Birliği’nin katılım başvurusu kabul edilmedi. Ancak kanun değişikliğinin yol açacağı olumsuz sonuçlara ilişkin madde madde rapor hazırlayan Ekoloji Birliği’nin görüşlerini muhalefet partilerinin milletvekillerinin girişimleri ile görüşmelerin gündemine getirildi. Bununla birlikte maden şirketlerine çeşitli imtiyazlar sağlayan 3 ve 5’inci maddelerinin komisyondan geçmesine engel olundu.

Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, değiştirilmek istenen kanun ve yol açacağı sorunları Mezopotamya Ajansından Mehmet Aslan’a aktardı.

İTİRAZLA GERİ ADIM ATTILAR 

Hazırladıkları raporlar doğrultusunda bazı maddelerde olumlu yönde değişikliklerin yapıldığını ifade eden Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan , “İlk teklifte ruhsat süresi bitmiş olan firmalara, firmalar başvurduktan sonra eğer Bakanlık süreyi uzatmamışsa Bakan onayı ile 12 ay ruhsatsız çalışma hakkı veriliyordu. Bu aynı zamanda ruhsatsız bir madencilik faaliyeti demekti. Bu kabul edilemez bir durumdu. Bu maddeyi kaldırmak zorunda kaldılar.  Yeni düzenleme ile 6 ay olan ruhsat başvuru süresini 12 aya çevirdiler. Bundan sonra ruhsat bitimine bir sene kala, ruhsat uzatımı için başvuracaklar. En az 6 ay kalana kadar da Bakanlığın istediği bütün bilgi belgeleri sunmak zorundalar. Eğer bu işlemleri yapmazlarsa, en az 100 bin lira para cezası ödeyecekler” dedi. 

Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan

‘TAŞMALARA CEZA GETİRİLDİ’ 

Şirketlerin madencilik faaliyetlerinin mücavir alana taşması sonucunda verilen cezai işlemin kaldırılmak istendiğini ancak yapılan itirazlar sonucunda bunun değiştiğine işaret eden Doğan, “Örneğin 5 bin hektar bir ruhsat alanı bir şirketin bin hektarlık işletme izni var. Firma bu bin hektar içinde faaliyet yürütmek zorunda, dışarıya taşamaz. İlk teklifte şirketlerin izin alanları dışına taşmasına cezasızlık getirilmişti. Şimdi ikinci düzenleme ile işletme alanları dış alan mücavir alan sayıldı ve 20 metrenin üstündeki taşmalara caza uygulaması getirildi. Bir komisyon üyesi son dakikada bir madde önerisiyle 6 madde olarak yeni bir teklif verdi. Bu teklif ise daha kötü. Teklif kısaca ruhsat alanları dışında, geçici izin için alan talebinde bulunmayla ilgili. Daha önceki madde de ruhsat alanının içine bile taşmaya izin verilmiyorken, şimdi ruhsat alanı dışındaki alanlar madencilik faaliyetine açılmış oluyor” diye konuştu.  

ENERJİ VE MADENCİLİK SEKTÖRÜNDE KAMU DENETİMİ AZALIYOR  

Ülkenin yüzde 70’e yakının maden ruhsatı alanı olarak belirlendiği uyarısında bulunan Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi de ruhsat alanının dışında da madencilik faaliyeti izni verilecek. Kanun teklifi ile enerji ve madencilik sektöründe kamu denetimi iyice zayıflatılıyor. Neredeyse kamu alacaklarından vazgeçiliyor. Daha önce firmalar çeşitli işlemlerini yaparken borcu yoktur yazısı almaları gerekirken, bu zorunluluk kaldırılıyor. Bu da firmanın borcu varsa görmezden gelinip faaliyetleri devam edecek demektir. Kamunun alacaklarından vazgeçmiş olduğunu görüyoruz. Öte yandan şirketlere ihale kanununu ve KDV kanununda bazı muafiyet getiriliyor. Bu da kamu denetiminin iyice zayıflaması anlamına geliyor. Mesela jeotermal enerji kaynakları alanlarının ihalesi sırasında alınması gereken ihale bedeli bu alanlar daha kolay satılsın diye taksitlendiriyor.” 

KÖYLÜNÜN ARAZİSİ GASP EDİLECEK 

Şirketlere kamu kaynağıyla teşvikler yanı sıra kaynak aktarımının da olduğuna dikkati çeken Doğan, “Özellikle arazi kamulaştırmasında ciddi kolaylıklar getiriliyor. Bu da halkın, köylülerin topraklarının zorla bu şirketlere peşkeş çekilmesi anlamına geliyor. Bir nevi gasp edilecek. Çünkü kamu yararı kararı da aranmayacağı belirtiliyor. Enerji Piyasası Denetleme Kurumunun alacağı kararın kamu yararı yerine geçeceği belirtilmiş kamulaştırma süreçleri mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yapılacak ve araziler bir an önce şirketlere peşkeş çekilecek” diye konuştu.  

KAR ŞİRKETE GİDECEK, ZARAR HALKA YÜKLENECEK

Bu tasarının kanunlaşmasıyla birlikte tek adam rejimin daha güçleneceğini ifade eden Doğan, birçok uzmanlık ve teknik alanın, bürokratların ve bakanlıkların yapması gereken işlerin Cumhurbaşkanı sorumluluğa alınmak istendiğini dile getirdi. Bunun doğa katliamına tek elden onay olarak okunması gerektiğini vurgulayan Doğan, “Kanunun gerekçesi kanunda açık açık yazılmış. Bütün bu olup bitenler, enerji ve maden şirketlerinin faaliyetlerini daha da kolaylaştırmak, onların lehine düzenlemek için. Ancak tek elden gelen kıyımın faturası halka yansıyacak. Kesinlikle halk yok sayılmış, sadece şirketler var. Bununla halkın daha fazla sömürülmesinin önü açılıyor. Patronların daha fazla zengin olmasının önü açılıyor. Devlet bu şirketlere sürekli süspansiyon uyguluyor. Teşvikleri, destekleri halkın parasıyla yapacak. Bunları nereden çıkaracak, elektrik su faturasından çıkaracak. Vergi düzenlemesi yaparak sağlayacak. Bu düzenlemeler halkın zararına olacak. Karı şirketlere, zararı halka olan bir düzenleme olacak” şeklinde konuştu. 


Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top