Kanser raporu açıkladığı için 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan akademisyen Yard. Doç Dr. Bülent Şık’a 600’den fazla bilim insanından destek geldi. 18 Şubat 2020’de başlatılan ve 2 Nisan’da sona eren imza kampanyasına katılan isimler 15 aylık hapis cezasının istinaf mahkemesi tarafından bozulmasını ve Şık’a beraat verilmesini talep etti. 

600’DEN FAZLA BİLİM İNSANINDAN DESTEK

Aralarında Noam Chomsky, Judith Butler, Bruce Alberts, Nancy Fraser, Elazar Barkan ve Nobel ödüllü Eric Wieschaus, Claude Cohen-Tannoudji, Roald Hoffmann, Robert Curl’ün de bulunduğu 600’den fazla bilim insanı, 18 Şubat 2020’de Akademisyen Bülent Şık’a destek amacıyla bir imza kampanyası başlatmıştı. 

Evrensel’in haberine göre; Article 19, PEN America, National Writers Union, Pesticide Action Network UK ve Academic Solidarity Network’un da destek verdiği ve dün sona erdirilen kampanyaya katılan imzacılar akademisyen Bülent Şık’a kanser araştırmasının sonuçlarını açıkladığı için verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının bozulmasını talep etti.

Uluslararası desteğin önemini vurgulayan kampanyada imzacılar “kamu sağlığını savunan ve bu sorumlulukla hareket eden bir bilim insanı olan Dr. Şık” ile dayanışma içinde olduklarını belirtti. Ulusal ve uluslararası kamuoyunu Dr. Bülent Şık ile dayanışmaya çağıran imzacılar İstinaf Mahkemesi’nin tahliye kararı vermesini talep etti.

NELER OLMUŞTU?

Bilim insanı Bülent Şık’ı mahkeme önüne götüren süreç kanser raporunun sonuçlarını açıklamasıyla başladı.

Kanserden ölüm oranlarının yüksek olması nedeniyle Sağlık Bakanlığı, 2011-2016 yılları arasında Kocaeli, Ergene çayı havzasındaki Kırklareli, Edirne, Tekirdağ ve Antalya’da kansere neden olan çevresel kirleticilerin araştırıldığı “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi”ni başlattı. 

Antalya ilinin bir kıyaslama ili olarak seçildiği çalışma, diğer dört ildeki yaygın kirliliğin endüstriyel faaliyetle bir bağı olup olmadığını ortaya koymayı amaçlıyordu. Yürütülen çalışmalar sonucu özellikle Ergene havzasında endüstriyel faaliyetler nedeniyle yaygın bir çevre kirlenmesi olduğu ortaya çıktı. Çeşitli gıdalarda ve içme suyu olarak kullanılan bazı su kaynaklarında pestisitler, ağır metaller gibi toksik bileşiklerin yüksek düzeyde kalıntıları tespit edildi. Bazı yerleşim bölgelerindeki suların kurşun, alüminyum, krom ve arsenik kirliliği nedeniyle içilemez durumda olduğu belirlendi.

Çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin görev aldığı projede, o dönem Akdeniz Üniversitesi’nde görev yapan Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık da bulunuyordu. Ancak Şık, barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle Ocak 2016’da görev aldığı projelerden çıkartıldı. Aynı yılın sonunda üniversiteden ihraç edildi.

Araştırma projesinin sona ermesinin üzerinden 3 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Sağlık Bakanlığı’ndan ne bir açıklama yapıldı ne de araştırma bulguları kullanılıp önlem alındı. Bulguların kamu kurumlarına da gönderilmedi.

Bunun üzerine Bülent Şık, araştırmanın sonuçlarını Cumhuriyet gazetesindeki 4 günlük bir yazı dizisi ile kamuoyuna duyurdu. “Türkiye’yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi” başlığıyla yayımlanan 4 günlük yazı dizisinin ardından Sağlık Bakanlığı harakete geçti. Bakanlık, “Halkta infiale neden olduğu”, “dış alımları etkilediği” iddialarıyla Şık hakkında suç duyurusunda bulundu. Şık’ın 5 yıldan 12 yıla kadar hapsinin istendiği İddianameyi ilk olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu hazırladı.

Ancak bu iddianame mahkemeden savcılığa geri gönderildi ve üzerinde değişiklik yapılmadan terör suçları bürosunca hazırlanarak mahkemeye tekrar iletildi.

7 Şubat 2019’da görülen ilk duruşmada araştırmada geçen illerin baro başkanları Bülent Şık’ı savunmak üzere duruşma salonunda hazır bulundu. Yapılan yargılama sonucunda Bülent Şık1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dosya Şık’ın avukatlarının bozma talebiyle şu anda istinaf mahkemesinde.