Dersim merkeze bağlı Milli / Mulu köyü sakinlerinin son günlerde basına ve kamuoyuna yansıyan, köylerindeki taş ocağının kapatılmasını talep ettikleri kampanya, bir kez daha Dersim’deki taş ve kum ocakları sorunu olarak gündemde.

Dersim merkeze bağlı Milli / Mulu köyü sakinlerinin köylerindeki taş ocağının kapatılmasını talep ettikleri kampanya, bir kez daha Dersim’deki taş ve kum ocakları sorunu olarak son günlerde kamuoyunun gündeminde.

Dersim‘de her geçen gün sayıları artan kum ve taş ocaklarının yerleşim ve yaşam alanlarına ,verimli tarım arazilerine, bağ bahçelere ve özellikle arıcılık hasatı sezonunda ürünlere ciddi zararlar verdiği görülüyor. Bu nedenle de Munzur Koruma Kurulu (DEDEF) tarafından konuya ilişkin bazı noktalara kamuoyunun dikkatini çekmek için bazı açıklamalarda bulunuldu. DEDEF tarafından konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

DERSİM‘DE TAŞ ve KUM OCAKLARI İSTEMİYORUZ!

Dersim Halkı olarak uzun zamandan beridir, barajlara, HES’lere, madenciliğe, Munzur gözeleri peyjaz düzenlemesi, jeopark , orman yangınları, turizm, dere ıslahı ve Dersim halkı için aynı zamanda birer inanç merkezini temsil eden su varlıklarının ticarileştirilmesine karşı mücadeleler yürütmekteyiz.

Tunceli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından en başta Pülümür Vadisi’nde yerleşim yerlerine 150- 200 metre mesafede bulunan taş ve kum ocakları için lisans verilmiş bulunmaktadır. Ve bu işletmeler uzun zamandan beridir pervasızca faaliyet yürütmektedirler , ayrıca yeni ocaklar için de girişimlerde bulunulmaktadırlar.

“ÇEDSİZ” TAŞ OCAĞI İŞLETMELERİ YAŞAM İÇİN TEHDİTTİR!

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu alınmadan izin verilen bu taş ocakları, nazimiye yol ayrımı, Marçik, Sahar, Sinanköy, Nuşit, Güleç, Doa Xanê köyleri ve mezralarda bulunan yüzlerce hanede yaşayan insanların sağlığını ve Pülümür Çayı’nı doğrudan etkilemektedir.

En başta Pülümür ve Munzur nehri olmak üzere, kurulu Taş ve Kum ocaklarının Nehirler üzerindeki etkileri bioçeşitliliğin yok olması, besin ağının bozulması ve sudaki canlı yaşamın ağır hasar görmesi olarak özetlenebilir.

Bugün Pülümür çayında zeminden 7 metre derinliğe inilerek kum alındığını ve işletmelerin bir şekilde yolunu bularak yasaları hiçe sayarcasına çalıştığını görmek mümkündür.

Yine nehir yatağında bozulmalar, sulardaki bulanıklığın giderek artması, nehir yatağındaki oluklarda sedimantasyon artışı ve nehir eko sistemlerinde geri dönüşsüz hasarlar gözlemlenmektedir.

PÜLÜMÜR, NEHİR STATÜSÜNDEN NEDEN ÇIKARILDI?

Pülümür Nehri‘nin bilinçli bir tercihle bir nehir olarak değil de bir dere olarak kaydedildiği, böylece dere statüsünde olan Pülümür Nehri’nin kenarında kum ve taş ocakları işletilebildiği bilinmektedir. Ne yazık ki bu hukuk katliamının bedeli Dersim halkı ile Dersim’in eşsiz doğasına ödettirilmektedir. Kum ve çakıl ocakları faaliyet esnasında alandaki yaşamı tamamen yok etmektedir. Bu nedenle oluşan göletlerde sivri sineklerin aşırı üremesine ve doğanın yapısının tamamen bozulmasına neden olmaktadır. Ayrıca, taş ve kum ocağı açılan bütün yerlerde yüzlerce ağaç kesilmektedir.

Munzur Koruma Kurulu (DEDEF) olarak; şimdiye kadar Dersim‘de yaşam alanlarımızın yok olmasına sebep olacak her türlü projeye karşı çıktık bundan sonra da benzer projelere karşı mücadele edeceğimizin bilinmesi istiyoruz.

Bizim açımızdan taş ve kum ocakları sorunu geçiştirilecek bir sorun değildir. Yukarıda bizi bekleyen tehlikeler olarak adlandırdığımız projeler ile ilgili köylülerin tepkisi bizim tepkimizdir diyor ve içinden geçtiğimiz bu sıkıntılı sürecin sonunda konuya ilişkin gerekli adımları atacağımızı duyuruyoruz. En başta Dersimli ocak işletmecilerini ve tüm yetkilileri bu konuda sorumlu davranmaya çağırıyoruz..

Munzur Koruma Kurulu (DEDEF)