Atvin’deki doğa kıyımına ilişkin bir açıklama yapan Artvin Çevre Platformu, bölgede HESler ve taş ocakları tarafından yaratılan talan ve çevresel katliamlara dikkat çekti.

Ülke doğası ile insanı ile ekonomik ve sosyal yaşamı ile salgın hastalık altında inim inim inlerken, madencisi, HES’cisi, taş ocakçısı yağma ve talanına hız veriyor. Hastalık nedeni ile toplumsal muhalefetin ve kitlelerin haraketliliğinin azaldığı bu günlerde her yerden bir doğa katliamı haberi geliyor.

Atvin‘deki doğa kıyımına ilişkin bir açıklama yapan Artvin Çevre Platformu (ARÇEP), bölgede HESler ve taş ocakları tarafından yaratılan talan ve çevresel katliamlara dikkat çekti. “Su uyur, HES’ci uyumaz” başlığı ile açıklamalarda bulunan ARÇEP, “Rantçı, yağmacı ve doğa talancılarını protesto ediyoruz” dedi. ARÇEP’in açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:

“Bu yıkımlardan ziyadesi ile payını alan Artvin’den de son günlerde iyi haberler gelmiyor. Arhavi’den hem çirkin hem komik bir manzara sosyal medyada kol geziyor. Arhavi’de, Kamilet Vadisi başta olmak üzere, 14 HES Projesi bölgeyi bir uçtan bir uca işgal ediyor. Yarısı yapılmış, yarısının inşaatı devam ediyor. HES’lerden üçü Arhavi’li patron iş birlikçi MNG’ye ait. Biri neredeyse kentin içinde yer alıyor. HES’ lerin dışında bölgeyi kirleten Kamilet Vadisi’ni bir baştan bir başa tutan, yol inşaatı bu günlerde patlak vermiş durumda. Rant hesabı ile yolun dolgusu iyi yapılmadığı ve bölgedeki HES’lerin Şantiye atıklarını dere boyu saçıldığı için karların erimesi ile ortalık çamur deryasına döndü. Arhavi’nin güzel doğası üç haftadır çamurla cebelleşiyor. Üstelik bu HES’lerin bir çoğunun ruhsatı doğa savunucuları tarafından iptal ettirilmişti. Hile ve şerle ruhsatlarını yenileten müteahhitler, devletin desteği ile bölgede at oynatıyorlar.

YUSUFELİ’YE YAŞATILAN DRAM BİTMİYOR

Yusufeli’nden de iyi haberler gelmiyor. Tarihsel süreçte Yusufeli’nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bu şirin ilçenin yedi kez yeri değiştirilmiş, şimdi de barajlarla, HESler ile yok ediliyor. Her kentin bir kimliği vardır. Bu kimlik yerleşim yerinin konumu toprağı ile kazanılmıştır. Son baraj inşaatı ile yerinin değiştirilmesi, yetmezmiş gibi Sarıgöl tarafındaki daha önce ruhsatları iptal edilen, HES’ler hukuk ayarı ile yeniden ruhsatlandırılmış, 4-5 yıldan bu yana süren mücadele yine müteahhit lehine dönmüş bulunuyor.

Bizler Artvin Çevre Platformu olarak, her türlü elverişsiz koşula rağmen, toprağımıza, suyumuza ve yeşilimize sahip çıkacağız. Gelişmeleri günü gününe izliyoruz. Ellerimiz işbirlikçilerin yakasındadır. Hesap soracağımız günler yakındır. Su uyur, HES’ci uyumaz. Bunu biliyoruz. Rantçı , yağma ve talancıları protesto ediyoruz.”