YK Enerji, Akbelenlilerin avukatı hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukat Cangı ise şirketin amacının Akbelenlilere gözdağı vermek olduğunu söyledi.

YK Enerji Akbelenlilerin müvekkil avukatı Arif Ali Cangı hakkında, “Görevi kötüye kullanma, iftira atma, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamalarıyla Milas Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ayrıca YK Enerji aynı iddialarla, Cangı’nın kayıtlı olduğu İzmir Barosu‘ndan da, hakkında disiplin soruşturması açılmasını talep etti. 

2014 yılından bu yana Muğla‘nın Milas ilçesinde, bir maden sahası ve iki termik santral işletmesinin sahibi olan Limak ve IC Holding ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş, dört yıldır Akbelen Ormanı‘nda maden ocağı sahasını genişletme girişimlerinde bulunmuştu. Akbelen köylülerinin dört yıldır maden ocağına karşı verdiği mücadele ve orman alanında fiili olarak tuttuğu çadır nöbeti devam etmekteyken, köylüler ve şirket birçok kez mahkemede karşı karşıya gelmişti. YK Enerji bu kez de Akbelen köylülerinin avukatı Arif Ali Cangı’ya suç duyurusunda bulundu.

Suç Unsuru: Deprem Paylaşımı

Avukat Cangı’nın, 6 Şubat depremleri sonrası yapmış olduğu sosyal medya paylaşımını neden göstererek suç duyurusunda bulunan YK Enerji, savcılığa sunduğu şikayet dilekçesinde, Cangı’nın “en yüksek ceza ile cezalandırılmasını” talep etti. Söz konusu paylaşımda Cangı, “Bu makineler #deprem sonrası kurtarma faaliyeti içinde değiller tabii ki. YK enerjinin, hiçbir çevresel etki değerlendirmesi yapılmamış, hiçbir denetimi olmayan Akbelen Ormanına dayanmış maden sahası. Yeni afetlere davetiye çıkartılıyor. Bu #ekokırım ı durdurun” yazdığı yorumu görülüyor. Aynı zamanda bu yorum ile birlikte 14 Şubat tarihli videoda ise “Burası Muğla Milas İkizköy, 14 Şubat. Burada YK Enerjinin çalıştığı kömür alanı içinde sular gittikçe artmaya başladı. Her taraf sular içinde. Eğer bu sular gidecek olursa Bodrum susuz kalabilir, lütfen herkesi davet ediyorum, lütfen herkes duyarlı olsun, yoksa burası çöl olacak” dediği görülüyor.

YK Enerji’nin şikayet dilekçesinde, şirketin her türlü yasaya uyarak çalışmalarını yürüttüğünü, bilirkişi raporlarına uyduğunu ve yürütmenin durdurulması kararının da mevcut olmadığını belirterek Cangı hakkında, “Avukatlık mesleğine ve onuruna yakışmayan, suç teşkil eden fiillerini devam ettirmektedir” deniyor. Şirketin 6 Şubat depremlerinde, deprem bölgesinde yapmış olduğu yardımlara değinilen dilekçede, “3 adet ekskavatör, 1 adet mazot tankeri, 2 kamyon, 2 arazi aracı ve 13 kişiden oluşan arama kurtarma ekibi” ile birlikte gıda, hijyen ve giysi malzemeleri gönderildiği belirtiliyor. Bu nedenlerle Cangı’nın şirkete yönelik yapmış olduğu yorumların “gerçeğe aykırı” olduğu öne sürülerek, “Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi gereği ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu” ve yine TCK’nın 257. maddesine göre “Görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır” ifadeleri yer alıyor.

Avukat Arif Ali Cangı : “Şirketin Amacı İkizköylülere Gözdağı Vermek”

Avukat Cangı ise; gerek Savcılığa gerek Baroya yazılı olarak sunduğu savunmasında, yapılan paylaşımı suç olarak nitelendirecek hiç bir kanunun bulunmadığını belirtti. Cangı, “Paylaşım, güncel ve gerçeğe uygun bir eleştiridir. Bu eleştiriyi, avukat olarak değil, Anayasanın 56.maddesindeki hak ve ödeve dayanan bir yurttaş olarak yaptım. Avukatlık mesleğini ilgilendiren bir yanı yoktur” dedi. Cangı şirketin amacının, Ceza soruşturması ve disiplin mekanizmasını kullanarak, bir yandan kendisine karşı haklı ve meşru direniş sürdüren müvekkillerim Milas-İkizköylülere gözdağı vermek, diğer yandan kendi reklamını yapmak” olduğunu öne sürdü. Şikayetin ciddiye alınacak bir yanının ve şikayet konusu paylaşımın Ceza Hukukunu ilgilendiren bir yanı olmadığını belirten Cangı, “Yapılan paylaşım kamu yararına bir eeştiridir ve şikayete konu paylaşım, demokratik eleştiri hakkı, düşünceyi ifade özgürlügünün gereği yapılmıştır” dedi.

“Şirkete Ayrıcalıklar Yaratılmıştır”

Şirketin her türlü yasaya uygun olarak maden sahasında çalışmalar yürüttüğü iddiasına yönelik Cangı, “Her iki dosyada davacılar vekili olarak görev yapmaktayım. Şikayete konu paylaşımda da belirtildiği gibi şikayetçi şirketin faaliyetlerinin hiç birisi çevresel etki değerlendirmeye tabi tutulmamıştır. ÇED Yönetmeliği’nin istisnai hükümleri yanlış uygulanarak şikayetçi şirkete çok önemli ayrıcalık yaratılmıştır” ifadelerini kullandı. Cangı sonuç olarak belirttiği metinde ise, “Açıklamlarım nedeniyle, daha başka meşguliyetlere yol açmadan, hakkımda yapılan haksız, dayanaksız şikayet konusunda soruşturma izni verilmemesine karar verilmesini talep ediyorum” açıklamalarında bulundu.

Gazete Yenigün