2100 yılına kadar biyoçeşitliliğin dörtte birinden fazlası yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaBilimDünyaEkolojiHaberlerİklimÖne ÇıkanlarRaporlar by Ekoloji Birliği - 31 Aralık 202228 Aralık 20220 Dünyadaki biyolojik çeşitliliğin dörtte birinden fazlasının 2100 yılına kadar iklim ve arazi kullanımındaki değişikliklerin sonucu olarak yok olacak.Kanada‘daki COP15 BM Biyoçeşitlilik Konferansı sırasında yayınlanan araştırmaya göre dünyadaki biyoçeşitliliğin dörtte birinden fazlası 2100 yılına kadar yok olacak. Uzmanlar sebep olarak; arazilerin kötü kullanımını, iklim değişikliğini ve kaynakların aşırı kullanımını gösteriyorGüney Avustralya eyaletindeki Flinders Üniversitesi ve Avrupa Komisyonu‘ndan bir ekip yürüttüğü araştırma sonucuna göre; dünyadaki biyolojik çeşitliliğin dörtte birinden fazlasının 2100 yılına kadar iklim ve arazi kullanımındaki değişikliklerin sonucu olarak yok olacak. Ekip, birbirine bağlı türlerin kaybının bugüne dek yapılmamış bir modellemesini gerçekleştirmek için yeni bir araç kullandı. Araştırmacılara göre, kademeli yok oluşlar kaçınılmaz ve bu da Dünya’nın flora ve faunasının 2050’ye kadar yüzde 10’unu ve 2100’e kadar yüzde 27’sini kaybetmesine yol açacak.‘ÇOCUKLARIMIZ 6. KİTLESEL YOK OLUŞU GÖRECEK’Bilim insanları, dünyanın altıncı kitlesel yok oluş vakasının sancıları içinde olduğu sonucuna vardı. Avrupa Komisyonu ve aynı zamanda Helsinki Üniversitesi araştırmacılarından Giovanni Strona ile Flinders Üniversitesi’nden ekolojist Corey Bradshaw dünyanın en güçlü süper bilgisayarlarından birini kullanarak yok olma sürecini değerlendirmek için sanal bir Dünya yarattı.Bradshaw araştırmayla ilgili basın açıklamasında, “Bugün doğan ve 70’lerine kadar yaşayacak çocuklar, minik orkideler ile en küçük böceklerden fil ve koala gibi ikonik hayvanlara kadar kelimenin tam anlamıyla binlerce bitki ve hayvan türünün yok olmasına şahit olmayı bekleyebilir” dedi.Bu modellemeyle ilk kez, ortak yok oluşlar yani dayandıkları diğer türlerin neslinin tükenmesi nedeniyle yok olan türler de çalışmaya dahil edildi. Bradshaw, “Avını iklim değişikliğine kaptıran yırtıcı bir tür düşünün. Avlanan türlerin kaybı, bunlar doğrudan doğal düzenin bozulmasına yenik düştüğü için ‘birincil yok oluş’ kapsamındadır. Ancak yiyecek hiçbir şey olmadığı için avcı da yok olacaktır” tespitinde bulundu.Bradshaw açıklamasının devamında, “Ya da bir parazitin ev sahibini ormansızlaşmaya kaptırdığını veya çiçekli bir bitkinin hava çok ısındığı için polen taşıyıcılarını kaybettiğini hayal edin. Her tür bir şekilde diğerine bağımlıdır” ifadelerini kullandı.Araştırmalara göre son 100 yılda her yıl ortalama iki omurgalı hayvanın türü yok oldu. Uluslararası Doğa Koruma Birliği’ne göre gezegenimizde 42 binden fazla canlı türü yok olma tehlikesi altında.Dünya, tarihi boyunca bilinen 5 kitlesel yok oluş yaşadı. Bunlardan en bilineni, 66 milyon yıl önce dinozor türünü yok eden meteorun Dünya’ya çarpmasıyla yaşandı.42 BİN 100 TÜR YOK OLMA TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYAUluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin kırmızı listesine göre 42 bin 100’den fazla tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Profesör Bradshaw, “Bugün doğan ve 70’lerine kadar yaşayacak olan çocuklar, minik orkideler ve en küçük böceklerden fil ve koala gibi ikonik hayvanlara kadar kelimenin tam anlamıyla binlerce bitki ve hayvan türünün yok olmasına tanık olmayı bekleyebilirler” dedi.Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) dünyanın değişebileceği farklı yolları gösteren modellemesi olan birden fazla Paylaşılan Sosyoekonomik Yolu (SSP) test ettiler. Örneğin, SSP2 olarak adlandırılan bir SSP senaryosu ‘yolun ortası’ olarak tanımlanır, çünkü eğilimleri tarihsel modellerden önemli ölçüde sapmaz. Araştırmacılar, bu senaryoda küresel biyoçeşitlilik kayıplarının 2050’de yüzde altı olduğunu ve 2100’de yüzde 13’e yükseldiğini buldular. Araştırmacılar, dünyadaki olası değişikliklerin SSP2 modelini kullanarak küresel biyoçeşitlilik kayıplarının 2050’de yüzde 6 olduğunu ve 2100’de yüzde 13’e yükseldiğini buldular. Ancak, SSP5 olarak bilinen en kötü senaryoda, bunun 2050’ye kadar yüzde 10 ve 2100’e kadar yüzde 27 olacağı tahmin ediliyor. Science Advances‘te yayınlanan çalışma, Kanada’nın Montreal kentinde düzenlenen 2022 Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konferansı‘nda da (COP15) sunuldu. Ülkeler, 2030 yılına kadar gezegenin yüzde 30’unu korunan bir bölge olarak güvence altına almayı taahhüt eden doğayı korumak için tarihi bir anlaşma üzerinde anlaştılar.Dünya Haberleri Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print