Buradasınız
Ana Sayfa > Haberler > 12. Enerji Sempozyumu: Santraller patronların istekleriyle projelendiriliyor

12. Enerji Sempozyumu: Santraller patronların istekleriyle projelendiriliyor

Diyarbakır’da düzenlenen 12. Enerji Sempozyumu’nda enerji santrallerinin bilimsel olarak değil, patronların istekleriyle projelendirildiğine dikkat çekildi.

TMMOB ve EMO’nun ev sahipliğini üstlendiği 12. Enerji Sempozyumu’nda “Enerjinin Toplumsal Maliyeti” oturumu düzenlendi. Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Deniz Aydın’ın moderatörlüğünü yaptığı oturuma konuşmacı olarak Bartın Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erdoğan Atmış, Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Maden Mühendisleri Odası’ndan İzzet Demir katıldı.

İKLİM KRİZİNİN YÜZDE 20’Sİ ORMANSIZLAŞMADAN

Enerji üretim politikalarının ormanlar üzerindeki etkileri üzerine konuşan Prof. Dr. Erdoğan Atmış, iklim krizinin yüzde 20’sinin ormansızlaştırmadan kaynaklandığını belirterek, “Güney-Afrika, Asya, Güney Amerika da ormanlar yok oluyor. Orman, fakir ve yoksul azalıyor. Gelişmiş ülkelerde yükseliyor. Zengin ülkeler ormanlarını korurken onların şirketleri 3. dünya ülkelerin ormanlarını yok ediyor. Kolombiya yüzde 95’ini kaybetmiş durumda. Brezilya tarım, hayvancılık ve maden için yok ediyor. Endonezya palmiye yağı için” dedi.

“TÜRKİYE’DE AĞAÇLANDIRMA KAĞIT ÜZERİNDE”

Atmış, Türkiye’de orman alanlarının kağıt üzerinde artırıldığını fakat asıl gerçeğin azaldığı yönünde olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de kişi başına 0.16 hektar düşüyor. Bizim ormanlarımız dünya kriterlerine göre orman sınıflamasına girmediği için daha düşük aslında. Türkiye’deki yönetim politikası doğayı yok etmeye dayanan bir model. Hükümet ağaçlandırmanın en fazlasını biz yaptık diyor.  Kâğıt üzerinde öyle görünüyor. Artan şey ağaçlandırma değil. Resmen artıyor aslında azalıyor. Ormanlar en düşük ücretlerle özel sektörlere tahsis ediliyor. Tahsis edilen alanlar orman olarak görünüyor. Maden ve enerjiye tahsis edilen alan, ekilen fidan alanından daha fazla. Orman yangınlarından daha fazla izin verilmiş. Her yıl yanan orman alanı kadar alan maden ve enerjiye tahsis ediliyor. Bu enerji santralleri bilimsel olarak değil tamamen patronların istekleriyle projelendirilen projeler” dedi.

“BİLİM İNSANLARINA KULAK ASILMALI”

Atmış’ın ardından Enerji ve Sağlık üzerine konuşan Prof. Dr. Kayıhan Pala, enerji her zaman ihtiyaç olduğunu fakat yine de insan sağlığını her şekilde olumsuz etkilediğini ifade ederek “Enerjiyi sermaye ve kâr amacı üzerinden yürütürseniz bu enerji olmaktan çıkar. Hava kirliliğine, şu kirliliğine, toprak kirliliğine yol açar. Toplum sağlığını tehdit eder. Enerji santrallerin sadece o bölgede değil yüzlerce km’lik uzaklıktaki insanları da etkiler. Kronik hastalıklar da hava kirliliğinden kaynaklıdır. Enerji üretiminin sağlık etkileri ve iklim kriziyle ilişkisi var. Yaşam süresinde kısalma, yaşamsal kalitesinde bozulmaya açıyor. Dünyanın hiçbir yerinde kömürlü termik santral söz konusu değil. Enerjiyi hangi kaynaktan üretirseniz üretin yine sağlık üzerinde etkisi var. Ama kömür birinci derecedir. Türkiye’de gerçek bilim insanlarına kulak asmalı başka türlü bu sorun çözülmeyecektir ”dedi.

“İŞ KAZALARINDA AVRUPA’DA BİRİNCİYİZ”

Maden Mühendisleri Odası’ndan İzzet Demir, kömür madenlerindeki iş cinayetlerine dikkat çekerek, “Eğer işçi sigortalı değilse iş kazasına girmez. ILO’nun 183 sözleşmesi var. Türkiye sadece 3 ünü imzalamış. ILO’ya göre maden çalışacak olan işin ehli olacaktır. Buna imza atan Türkiye iş kazalarında Avrupa birincisidir.  İş kazalarının yüzde 88 işçilerden kaynaklanıyor. Eğitim ve denetim eksikliği var. Bu da işverenin sorumluluğunda. İş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir yüzde 50’si basit ölçekli önlemlerdir. Türkiye’de yılda 80-100 bin arası iş kazası gerçekleşiyor, bunun 2000’i ölümle sonuçlanıyor. Türkiye’de 387 kömür sahası var. Yer altı kömür ocaklarının olmazsa olmazı havalandırma sistemidir. Bir işletme heyelan 3 ay önceden haber verir. Yangın bir ay önceden haber verir. Dünyanın hiçbir ülkesinde madencilikte açık işletmelerde böyle facialar olmaz” diye konuştu.

Kaynak: Evrensel

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur.
https://ekolojibirligi.org

Bir cevap yazın

Top