Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Yeşil aklama yapılan altın konferansına karşı yaşam savunucularından tepki

Yeşil aklama yapılan altın konferansına karşı yaşam savunucularından tepki

Ankara‘da Altın Madenciliği Derneği ve Dünya Altın Konseyi tarafından düzenlenen altın konferansına karşı doğanın haklarını savunmak için ekoloji aktivistleri, Ankara’da sabah saatlerinde protesto gerçekleştirdi. Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu, Ekokırım Çalışma Grubu ile İliç Doğa ve Çevre Platformu‘na üye aktivistlerin ve yurttaşların katıldığı protestoda “Sürdürülebilir yaşam için altın madenlerine hayır” denildi.

Erzincan, İliç‘te 13 Şubat’ta gerçekleşen yığın liç kaymasının ardından aylar geçmesine rağmen ve yığının altında hala işçilerin bedenleri aranırken, dünyanın ve Türkiye‘nin “altın devleri” 16 Mayıs Ankara’da toplandı. Konferansı protesto için Ankara’da bir araya gelen yurttaşlar ise tepkilerini şöyle dile getirdi:

“Doğayı sömürü aracı olarak gören madenciliğin temsilcilerini ağırlıyor bugün Ankara, bir gereksinim olmayan altının geleceğini konuşacaklar. Tonlarca altının yeryüzünün derinliklerinden sökülüp çıkarılması, siyanür ile ayrıştırılması ve geride bıraktığı milyonlarca ton zehirli kimyasal atığın asla rehabilite edilemeyeceğini onlar da biliyor olmalarına rağmen, ısrarla sürdürülebilir madencilik yalanını anlatacaklar!”

Konferans geniş tepki uyandırmasına rağmen iptal edilmedi. Bir yandan İliç’te işçiler yığının altında aranırken bir yandan da iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve biyoçeşitlilik gibi doğanın haklarına odaklanılan alanlarla altın madenciliğinin aynı çatı altında bir konferansta ele alınması oldukça büyük “yeşil aklama” örneklerinden biri olarak tarihe geçmiş oldu.

“Yeşil aklama” şirketlerin, kurumların ve kişilerin iklim krizine ve ekokırımlara  karşı eyleme geçmektense iklim krizinin ve doğaya/yaşama verilen olumsuz etkilerini artırır yönde hareket etmesi ve örneğin karbon salımına destek olması gibi eylemlerine rağmen kendisini günahsız yani “yeşil” göstermesi anlamına geliyor.

‘Asit havuzlarına mecbur bırakılıyoruz’

Söz konusu konferansa karşı Ankara’ya giden ekoloji aktivistleri, basın açıklaması gerçekleştirerek altın madenciliğinin ödettiği bedellere dikkat çekti:

“Altın madenciliğinin, milyonlarca ton zehirli kimyasal atıkla topraklarımızı, havamızı, suyumuzu kirlettiği, tüm canlı yaşamını geri dönüşsüz, ölümcül sonuçlarla karşı karşıya bıraktığı gerçeğinin içindeyiz! Bu yüksek tehlikeli madencilik gerçeğinin sonuçlarını yıllardır haritadan silinen köylerimizde, patlatmalarla paramparça ettikleri dağlarımızda, yok ettikleri orman ekosistemlerimizde, su havzalarımızda yaşıyoruz!

Ülkenin dört bir yanında Artvin’den, Çanakkale’ye, Ordu’dan, Balıkesir’e, Kayseri’den Eskişehir’e, Sivas’tan, İzmir’e, Kütahya’dan, Erzincan’a, Konya’dan, Bursa’ya, Gümüşhane’den, Manisa’ya, Tokat’tan, Nevşehir’e ölüm çukurlarına, kimyasal atıktan oluşan pasa dağlarına, asit havuzlarına mecbur bırakılıyoruz!”

Altın konferansına karşı Ankara’da buluşan ekip adına açıklamayı İkizdere mücadelesinde öne çıkan isimlerden biri olan Aslı Kahraman Eren yaptı.

‘Göz göre göre bu facia yaşandı’

“13 Şubat’ta Erzincan İliç’te Çöpler Kompleks Altın Madeni’nde yaşanan katliam ülkenin başına gelmiş en büyük ekokırım suçudur! Kanada merkezli Ssr Mining ve siyasi iktidara yakın Çalık grubuna ait Anagold’a karşı yıllardır açılan davalara, suç duyurularına, uyarılara rağmen devletin hiçbir önlem almaması, denetim yapmaması sonucu göz göre göre bu facia yaşanmıştır” denilen açıklamada denetlenmeyen Uşak, Kışladağ’da da benzeri kazaların yaşanmasının an meselesi olduğu belirtildi.

‘Gerçek sorumlular hakkında hiçbir işlem yapılmadı!’

“Fırat’ın kıyısında, zehirli kimyasalların toprağa, havaya, suya karışması, Çernobil benzeri bir felaket ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği kamuoyundan saklandı!” ifadelerine yer verilen açıklamanın devamında şunlar aktarıldı:

“Bu ekokırım suçunun gerçek sorumluları hakkında hiçbir işlem yapılmadı! Ne şirketin üst düzey yöneticileri ne de devletin hiçbir bakanlığı sorumluluk almadı!”

Sorumlu Altın Madenciliği Konferansı’ toplantısına işaret edilen açıklamada   “Yaşanılan felaketlerde altın madencilerinin herhangi bir sorumluluk almadığı gerçeği ortadayken belli ki kendini aklama çabası içinde madenciler! ‘Sürdürülebilir Madencilik’ yalanına inanmamızı bekliyorlar!” denilerek şu sorular yöneltildi:

  • “Soruyoruz; tarım alanlarını, meraları, hayvancılığı bitiren maden sahalarında, zorla göç ettirilen, toprakları kamulaştırılan, yaşam alanları ellerinden alınan, kendi kendini idame ettirme imkanlarından, geçim kaynaklarından mahrum bırakılan insanların sorumlusu kim peki!
  • Maden alanlarında yaşanan kirlenmenin sonucunda erken ölüm ve kronik hastalıklara maruz kalan bu insanların yaşam haklarını ellerinden alanlar kim peki?”

Rant ortaklığı

“Bu coğrafyanın kaderi bu rant ortağı anlayışa, vahşi altın madenciliğine terk edilemez! İliç’teki ekokırımın üstünü kapatmaya çalışanların madeni kapatmayı akıllarından bile geçirmediğinin farkındayız!” denilen açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:

“Avrupa’da yasaklanmış Siyanür Liç’li Altın Madenciliğine ülkemizi, topraklarımızı, insanımızı mecbur edenler, madenciler için her türlü yasal zemini hazırlıyor, hukuki engelleri ortadan kaldırıyor! Sadece altın piyasasındaki, borsadaki değer yükselişlerini umursayan, doğanın değerini umursayan doğayı kullanılabilir bir meta olarak gören ülkelerle rant ortaklığı yapıyor!”

‘Yeryüzüyle barışmadan yeryüzünün kurtuluşu mümkün olmayacak!’

Sürdürülebilir bir dünya için altın madenciliğinden vazgeçilmesi gerektiğinin vurgulandığı açıklamada son olarak şunlar aktarıldı:

“Bankaların kasalarında tozlanmayı bekleyen altın dünya nüfusunun yüzde 1i için zenginlik, dünyanın geri kalan yüzde 99’u içinse geri dönüşsüz ekokırım suç mahali demektir. Bugün yüzde 1’in zenginliği için altının geleceğini konuşanlar, İliç’te milyonlarca ton zehirli kimyasal atığın altında kalan, aradan üç ay geçmesine rağmen cansız bedenlerine ulaşılmayan işçilerin adını bile anmayacaklar! İliç’i unutturmayacağız, kapasite artışını yaptırmayacağız, o madeni kapattıracağız!

Yeryüzüyle barışmadan yeryüzünün kurtuluşu mümkün olmayacak! Doğa hakkı için mücadele eden, altın madenciliğine karşı yaşam alanlarını, topraklarını, geleceğini savunanlar yan yana gelecek ve yeryüzüne savaş açmış olanları durduracak! Tüm doğa, emek, kadın ve insan hakları alanında mücadele eden kurum ve kuruluşlara, meslek odalarına, siyasi partilere bu savaşa ortak olmayın yanımızda olun diyoruz!

Dayanışmayla tüm altın madenleri kapatılıncaya kadar!”


Yeşil Gazete

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top