Buradasınız
Ana Sayfa > Özer Akdemir > Yarım ciğerle yaşayanlar kenti: Zonguldak

Yarım ciğerle yaşayanlar kenti: Zonguldak

“Ben öldüm, ölüyorum. Konuşamıyorum artık. 9 gündür yüksek ateşle yatıyorum. Aklın varsa çıkma. Dayanamazsın çok ıstıraplı”!..

Zonguldaklı Maden İşçisi Kemal Soytürk arkadaşına bunları yazdıktan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Üzülmez Müessese Müdürlüğünde elektrik teknisyeni olarak çalışan Soytürk, Kovid-19’dan öldüğünde 52 yaşındaydı.

Kemal Soytürk’ün hastanede ağrılar, ateşler içinde koronavirüsle savaştığı günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hastalığa karşı alınan önlemlerle ilgili yeni bir açıklama yaptı. Erdoğan “30 büyükşehir ile akciğer rahatsızlıklarının sık görüldüğü Zonguldak ilimizi, belirli istisnalar haricinde araç giriş çıkışına kapatıyoruz” dedi.  

TMMOB Maden Mühendisleri Odası da bu açıklamanın hemen ardından bütün madenlerde geçici bir süre üretimin durdurulması çağrısında bulundu. MMO açıklamasında “…Salgın ne yazık ki başta Zonguldak olmak üzere madenciliğin yapıldığı il ve ilçelere de yayılmış ve maden işçilerini de etkilemeye başlamıştır” deniyordu. Oda, tüm maden işletmelerinde üretimin durdurulmasını istedi.

ZONGULDAK MADENCİ KENTİ OLMANIN BEDELLERİNİ YAŞIYOR

Kendisi de emekli bir maden işçisi olan, gazetecilik geçmişi de bulunan Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk’le bu şirin Karadeniz kentinin nasıl bu duruma geldiğini konuştuk.  Öztürk öncelikle Zonguldak’ın bir madenci kenti olmanın sıkıntılarını yıllardır yaşadığını belirterek, “Bu kentte zaten herkes yarım ciğerle yaşıyor” dedi.

Madenlerde çalışmanın insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkileri olduğunu belirten Öztürk, “Çok sayıda insan yer altındaki çalışma sırasında maruz kaldığı kömür tozu nedeniyle büyük akciğer sorunları yaşıyor. Zonguldak bir maden kenti olduğundan kömür hayatın içerisinde, yaşamla birlikte akıp gitmesi gereken bir şey olarak görülüyor. Bunu ciddi manada psikolojik eşik olarak kullanıyorlar” görüşünde.

“GECE YARISI ÇALAN SİRENLERE AŞİNAYDIK”

Tüm dünyada fosil yakıtların azalmasına dayalı olarak, Zonguldak’ta da madencilik sektörünün hızla daraldığının altını çizen Öztürk, “İşsiz, aşsız, geleceksiz bırakılan insanlar, ‘Ya kırk katır ya kırk satır’ denilerek kendilerine dayatılan her türlü politikayı kabul etmek zorunda kalıyorlar. İşte bu, o büyük enerji yatırımlarını Zonguldak’ta hayata geçirebilmenin bir yolu oluyor “ dedi.

Zonguldak’ın 1947 yılında üretime geçen Işıkveren (Çatalağzı) Termik santrali ile kentin altındaki cevheri ülkenin aydınlanması için kullanabilen bir kent, üreten bir kent olarak anıldığını ifade eden Öztürk, “Biz hep bu duygularla büyüdük. Üreten bir kent olmanın onurunu yaşıyorduk. Her birimizin en yakını madenlerde ölüyordu, gece yarısı çalınan siren seslerine çok aşinaydık. Daha sonra gördük ki üretilen fosil yakıtlar tüm dünyada kirliliğe ve iklim krizine yol açan kaynaklar, hem de bizler aslında ekonomik gelişimi için bütün hayatını feda eden kahramanlar değil, birileri tarafından bu duyguları acımasızca sömürülen insanlardık. Bu gerçeklerle yüzleşmek durumunda kaldık ve büyük ‘91 Madenci Grevi de bu gerçeklerin üzerine yükseldi” diye konuştu.  

Madenlerin küçülmesi ve işçi sayısının azalması sonrası kent ekonomisinin de daraldığı bir süreçte iktidarın “Zonguldak Türkiye’nin enerji üssü olacak” diye bir propaganda ile termik santrallerin sayısını arttırma yoluna girdiğini belirten Öztürk, “Üretilen kömür kurulan santrallerde yakılacak ve tüm Türkiye’ye buradan enerji sağlanacak. O santrallerde de işçiler çalışacak, yani Zonguldak hem yerin altında hem yerin üstünde binlerce işçinin çalıştığı bir arı kovanına dönüşecek diyerek Park Holding, Eren Holding, Soma Holding gibi büyük şirketlere buralardaki sahaları açtılar. Bu arada tüm bu holdingler termik santral lisansı aldı. Sonuç olarak söz edilen oranda ne yer altında ve yer üstünde işçiler çalışıyor ne de Zonguldak’ın gelişimine bahsedilen katkılar oldu” dedi.

İLK KÖMÜRÜ BULAN UZUN MEMED İLK MADEN ŞEHİDİ OLDU

Öztürk, kentin nasıl bugünlere geldiğini şu sözlerle anlattı: “Zonguldak’ın ölümlerden gelip ölümlere gitmek gibi bir yazgısı var. İlk kömürü bulan Uzun Memed ilk maden şehidi de olmuştur. Zonguldaklılar uzun yıllar son derece kötü koşullarda çalıştılar. Uzun yıllar madenlerde çalışan işçilerde kömür tozu ve taşın ciğerlerde birikmesi sonucu çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor. Maden işçisi, Zonguldak’taki pek çok insan ciğeri yarım bir hayatı yaşıyor”.

TERMİK SANTRALLERDE ÜRETİM DERHAL DURDURULMALI

Zonguldak’ta gerek kanser, gerekse Kovid-19 oranlarının yüksekliğinin her yaştan insanın termik santrallerin yarattığı kirliliğe maruz kaldığını gösterdiğini ifade eden Öztürk, “Biz Zonguldak’ta ekoloji mücadelesi içerisinde olan insanlar olarak Cumhurbaşkanı’nın karantina kararını gecikmiş olmakla birlikte yerinde bir karar olarak değerlendiriyoruz. Enerji kullanımında da ciddi bir düşüş söz konusu, termik santrallerin üretimi tamamen durdurulmalıdır” dedi.

Özer Akdemir
Evrensel Gazetesi yazarı. 1969 Nevşehir Hacıbektaş'ta doğdu. 1998 yılında Evrensel Gazetesi ile başladığı gazeteciliğe halen gazetenin İzmir temsilcilisi olarak devam ediyor. Hayat TV'de Çepeçevre Yaşam programlarının yapım ve sunuculuğu yanı sıra, Anadolu’nun Altın’daki Tehlike / Kışladağ’a Ağıt, Kuyudaki Taş / Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği, Uranyum Uğruna / Dilsiz Çocukları Ege’nin, Doğa ve Direniş Öyküleri adlı kitapları bulunuyor. EGEÇEP Yürütme Kurulu ve çeşitli komisyonlar ile Ekoloji Birliği'nde Koordinasyon Kurulu ve Yürütme Kurulu'nda da görev yapmıştır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top