WWF-Türkiye’den İklim Dostu Kentler için Yerel Yönetim Adaylarına ÇağrıBilimEkolojiHukukİklimKültürPolitika by Ekoloji Birliği - 27 Mart 202428 Mart 20240 İklim krizi ve doğal afetlere dirençli, sürdürülebilir kentler oluşturmada belediyelerin önemli rol oynadığını belirten WWF-Türkiye, 31 Mart yerel seçimi kazanacak adayları “iklim dostu kent” kavramını tam anlamıyla hayata geçirmeye davet ediyor.WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), yaklaşan yerel seçimler öncesinde, sürdürülebilir ve “iklim dostu kentler” oluşturulması için belediye başkan adaylarına çağrıda bulundu. İklim krizine karşı mücadelede belediyelerin üstleneceği kritik rolü vurgulayan vakıf, seçilecek olan yerel yönetimleri, doğayla uyumlu yaşamı teşvik edici adımlar atmaya davet etti.WWF-Türkiye’nin belirttiğine göre, Türkiye‘nin yüzde 77’si kentlerde yaşıyor ve bu da kentleri iklim değişikliğine karşı oldukça hassas hale getiriyor. Vakıf, yerel yönetimlere kapsamlı bir iklim dostu eylem planı önererek, ulaşım, altyapı, kent planlaması ve sosyal destekler dahil olmak üzere bir dizi alanda yenilikçi dönüşümlerin gerçekleştirilmesini talep ediyor.WWF-Türkiye’nin yerel yönetimlere önerdiği stratejiler arasında, emisyon azaltıcı faaliyetler, fosil yakıtlardan uzaklaşma, yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi ve enerji verimliliğinin artırılması bulunuyor. Ayrıca, iklim risklerine karşı en savunmasız grupların belirlenmesi ve korunması, doğa temelli çözümlerin önceliklendirilmesi ve kentin karbon ayak izinin hesaplanarak azaltılması için bilimsel hedeflerin belirlenmesi gibi önlemler de öne çıkıyor.Enerji dönüşümünün önceliklendirilmesi, yeni binalara ve tadilat gerektiren yapıların çatılarına güneş paneli uygulamalarının teşvik edilmesi, enerji yoksulluğuyla mücadele edilmesi ve yenilenebilir enerji projelerine yönelik izin süreçlerinin kolaylaştırılması, vakfın talepleri arasında yer alıyor. WWF-Türkiye, aynı zamanda enerji tasarrufu konusunda vatandaşlara ve yerel işletmelere yönelik rehberlik hizmetlerinin sunulmasının önemine dikkat çekiyor.Vakıf, iklim eylem planlarının sadece teorik dokümanlar olmaktan çıkıp, somut ve ölçülebilir eylemlerle desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Yerel yönetimlerin, planları düzenli olarak gözden geçirmesi ve uygulama durumlarını halka açık bir şekilde raporlaması bekleniyor.‘İklim dostu kentler için stratejiler geliştirilmeli’Yerel yönetimlerin iklim dostu kentler oluşturmada önemli bir role sahip olduğunun altını çizen WWF-Türkiye, doğayla uyumlu, sürdürülebilir ve dayanıklı kentler için yerel seçimlerin ardından yönetime gelecek karar alıcılara yönelik, iklim kriziyle mücadele alanında hayata geçirilmesi gereken talepleri şu şekilde sıraladı:-İklim kriziyle mücadele ulaştırmadan altyapıya, kent planlamasından sosyal desteklere bütün çalışma alanlarının merkezine oturtulmalıTürkiye nüfusunun %77’si kentlerde yaşıyor. Bu durum özellikle ülkemizde kentleri iklim krizine karşı en hassas yaşam alanları haline getiriyor. İklim krizine neden olan emisyonların azaltılması ve bunun için fosil yakıt kullanımından uzaklaşılması, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasından enerjiyi verimli kullanan binalara, raylı sistemlerden kent planlamasına bir dizi alanda dönüşümü gerektiriyor. Bununla birlikte, iklim krizinin etkilerine karşı hassas konumda olan kişilerin (örn. düşük gelirli gruplar, ileri yaştaki bireyler, çocuklar vb.) sağlık, enerji, su vb. ihtiyaçları gözetilmeli.-İklim riskleri haritalandırılarak kırılgan gruplar belirlenmeliTürkiye’de iklim krizinin etkilerinin şiddeti ve sıklığı her geçen yıl daha da artıyor. Sıcaklık rekorları kıran yaz ayları ileri yaştaki bireyler ve çocuklar için giderek artan sağlık riskleri oluşturuyor. Azalan yağışlarla birlikte suya erişim güçleşiyor. Ani ve aşırı yağışlar sel ve taşkınlara yol açıyor. Kentin bu gibi risklere hangi bölgelerde ne ölçüde maruz kalabileceğine ve bu risklerin en fazla kimleri etkileyebileceğine yönelik bilimsel verilerle desteklenmiş öngörü çalışmaları yapılmalı.-Doğa temelli çözümler önceliklendirilmeliYeşil çatılar, kent çevresindeki doğal alanları birbirine bağlayan yeşil koridorlar, kent ormanları, yağmur bahçeleri, kent içindeki akarsuların beton kanallardan kurtarılıp doğal dokusuna kavuşturulması gibi çözümler kentin serinletilmesi, suyun depolanması, taşkın riskinin azaltılması gibi bir dizi fayda sayesinde iklim krizine uyumu kolaylaştırır; direnci artırır. Bunların yanında hava kalitesinin artması, kent sakinleri için çekim alanları oluşturulması gibi sosyal kazanımlar sağlar. Son olarak, doğal alanlar yutak işlevleriyle karbondioksit emisyonlarını da engeller.– Kentin karbon ayak izi hesaplanmalı ve azaltmaya yönelik bilim temelli hedefler belirlenmeli; hedefler somut ve sayısallaştırılmış eylemlerle desteklenmeli. Enerji dönüşümü önceliklendirilmeliBaşta kamu binalarının çatılarına yapılacak güneş paneli uygulamaları olmak üzere ekolojik denge ve yerel halkın ihtiyaçları açısından çatışma yaratmayacak alanlarda yenilenebilir enerji üretim kapasitesi güçlendirilmeli.Yeni binalar ve tadilat gerektiren binaların çatılarına güneş paneli uygulanması teşvik edilmeli ve kademeli olarak zorunlu hale getirilmeli.Enerji çözüm masaları kurularak, vatandaşlara ve yerel işletmelere enerji tasarrufu konusunda rehberlik sağlanmalı.Enerji yoksulluğuyla mücadele edilmeli: Düşük gelirli grupların enerjiye erişimini güvence altına alacak destekler geliştirilmeli.Yenilenebilir enerji projelerine yönelik izin süreçleri kolaylaştırılmalı.Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamalarına yönelik eğitim programları geliştirilerek istihdama ve teknik kapasite gelişimine katkı sağlanmalı. (Ayrıntılı bilgi için “Enerji dönüşümünde belediyelerin rolü: 6 fayda, 6 adım” başlıklı bilgi notundan yararlanılabilir)İklim Eylem Planları Plan Olarak KalmamalıYukarıdaki 5 maddede anlatılan konularda somut eylemler içeren planlar takip edilmeli, hedefler gözden geçirilmeli ve uygulama durumu halka açık şekilde raporlanmalı.İklim Haber Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print