Turgutlu’da Irlamaz mahallesi civarında kurulmak istenen biyogaz tesisi projesine karşı yöre halkı tarafından hukuk mücadelesi için ilk adım atıldı. TURÇEP (Turgutlu Çevre Platformu) ve bazı yurttaşlar ile aralarında Eğitim-Sen Turgutlu Temsilciliği ile Turgutlu Kent Konseyi’nin de yer aldığı sivil toplum örgütü temsilcileri bugün saat 14.00’de noter önünde buluşarak ilk etapta avukatlara vekalet verme işlemini gerçekleştirdiler. Önümüzdeki günlerde de biyogaz tesisi projesinin iptal edilmesi talebi ile Manisa İdare Mahkemesi’ne dava açılacak.

Konu ile ilgili olarak TURÇEP tarafından yapılan açıklamada Irlamaz, Çepnidere ve Çepnibektaş köylerini de etki altına kapsayan biyogaz tesisi projesi istemedikleri belirtilerek “sağlıklı yaşam hakkı ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için bugün hukuk mücadelesi başlatmak için ilk adımı atmış bulunuyoruz” denildi. TURÇEP’in açıklamasında; nüfusu 180 bine ulaşan Turgutlu’nun en başta içme suyunu tehdit altında bırakacak olan biyogaz tesisinin çevre ve halk sağlığı açısından vereceği zararlara değinildi. Irlamaz mahallesinde Irlamaz deresinin çok yakınlarında kurulmak istenen tesisin en başta içme suyunu etkilemesi yanı sıra, bu tür tesislerin halkın yaşam alanları ve tarım arazileri civarında kurulmasının yanlışlığı vurgulandı.

YAŞAM ALANIMA, TARIM ARAZİME DOKUNMA!

“Halkın yaşam alanları ve tarım arazileri sermayenin mülkü gibi görülemez, görülmemeli” denilen açıklamada, Turgutlu ve yöresinin 1. sınıf ve en nitelikli tarım bölgesi statüsünde olduğu vurgulandı. “Yaşam alanıma, tarım arazime dokunma” söylemini dile getiren TURÇEP, açıklamasında giderek bilimden ve hukuktan uzaklaşıldığını vurgularken, “Siz isteseniz de istemesiniz de bu iş olacak” gibi bir anlayışın egemen hale getirilmeye çalışıldığı eleştirisinde de bulunarak, “Halk bu tesisi istemiyor, çünkü vereceği zararları biliyor. Dolayısıyla bizler davamızda haklıyız ve bu hakkımızı da elbette savunacağız. Bunun için de en başta hukuk olmak üzere her alanda yaşam hakkımıza, yaşam alanlarımıza sahip çıkma mücadelemizi sürdüreceğiz” denildi.

Açıklamanın devamında şöyle bir vurgulama yer alıyor:

“En başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine göre ‘Sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamak her insanın hakkıdır” anlayışından ve anayasamızın 56. maddesinin “doğayı ve çevreyi korumak sadece devletin değil, yurttaşların da görevidir” şeklinde yurttaşlar olarak bize verdiği görevi ve yetkimizi de kullanarak gelecek kuşakların da yaşam hakkını savunacağız ve bunda da kararlıyız”.