Temiz Hava Hakkı Platformu: Türkiye’nin yüzde 92’si kirli hava soluyor!BilimEkolojiHaberlerHukukİklimÖne ÇıkanlarRaporlarSağlık by Ekoloji Birliği - 26 Eylül 202427 Eylül 20240 Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) her yıl düzenli olarak hazırladığı Kara Rapor’un altıncısı yayınlandı: Fosil yakıtlara bağımlılığın en önemli çevresel bedellerinden biri hava kirliliği. Raporda ilk kez meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişki ortaya konuyor. Hava kirliliği sonucu gerçekleşen ölümler sayısal ve orantısal olarak önceki yıllara göre daha fazla.Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP)’nun 2016 yılından bu yana düzenli olarak hazırladığı Türkiye’deki hava kalitesi ve hava kirliliğinin insan sağlığına etkilerini inceleyen “Kara Rapor 2024” yayınlandı. Kömür, petrol ve doğal gazın yakılmasının, fosil yakıtlara bağımlılığın en önemli çevresel bedellerinden biri hava kirliliği. Türkiye’de hava kalitesinin yönetimiyle ilgili detaylı bir mevzuat olsa da bu mevzuatın içeriğinde ve uygulanmasında ciddi sıkıntılar var. En önemli sorunlardan biri, mevzuatta belirli sektör ve tesislere tanınan istisnalar. 2016 yılından beri Türkiye genelinde, yıl bazında hava kalitesi verilerini, mevzuat, politika ve uygulamalarını inceleyen THHP, Kara Rapor’un altıncısında da hava kirliliğiyle ilgili sorunları ortaya koyup somut çözüm önerileri getiriyor.Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Deniz GümüşelTemiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel, İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında şunları söyledi: “Temiz hava hakkı, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkının önemli bir bileşeni ve bir insan hakkı. Bu hakkın etkili biçimde kullanılabilmesinin ön koşulu, soluduğumuz havanın kalitesini bilmek. Bu da ancak etkin bir hava kalitesi izleme sistemi, bu sistemden elde edilen verilerin doğru değerlendirilmesi ve kamuoyu ile şeffaf süreçlerle paylaşılmasıyla mümkün.“Kara Rapor’da şunu ortaya koyuyoruz: 2022 ve 2023 yıllarında Türkiye genelinde hava kalitesi izleme ağındaki istasyon sayıları artsa da hava kirliliğinin izlenmesi verimi hala çok düşük. Yani altyapımız var ama bu altyapıyı etkin işletemiyoruz. Özellikle fosil yakıt kullanan ağır sanayinin olduğu bölgelerde hava kalitesi düzenli takip edilmiyor. Maalesef Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası hala Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre kirli hava soluyor” dedi.İZMİR’DE HAVA KALİTESİ ALARM VERİYORKara Rapor’a göre hava kirliliğine yol açan partikül maddeler PM10 ve kanserojen PM2,5, üç büyük şehir olan İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenli ve yeterli ölçülmüyor. Ulaşılabilen kısıtlı resmi verilere göre İstanbullular 2022 yılı boyunca ortalama 38,41 µg/m³ yani Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kılavuz değerinin iki buçuk katı PM10 kirliliğine maruz kaldı. Kanserojen partikül madde PM2,5 ise yeterince ölçülmedi. Ankara’da 2022 yılı PM10 yıllık ortalaması 39,25 µg/m³, İzmir’de ise 45,18 µg/m³’tü. İzmirliler yıl boyu ulusal mevzuatın koyduğu sınır değerin üstünde kirli hava soluyor. Ankara ve İstanbul ise bu limitin sınırında.Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Gamze Varol HAVA KİRLİLİĞİ MEME KANSERİNE YOL AÇIYORKara Rapor 2024’ün en çarpıcı vurgularından biri, hava kirliliğiyle meme kanseri arasındaki ilişkinin ortaya konması. Dünyada meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişkiye işaret eden bilimsel araştırmaların sayısının giderek arttığına dikkat çeken raporun yazarlarından halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Gamze Varol şunları kaydetti:“PM10 ve PM2,5 ile birlikte hava kirliliğinin önemli bir bileşeni olan NO²’de (azot dioksit) her 10 µg/m³’lük artış, meme kanseri riskini 1,02 kat artırıyor. Her 10 µg/m³ PM10 artışıyla meme kanserinden ölme riski 1,05 kat artıyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre ise PM2,5’e daha fazla maruz kalınan bölgelerde yaşayanlarda meme kanseri vakalarında yüzde 8’lik bir artış gözlemlendi.”Raporda ayrıca şu bilgilere yer veriliyor: Egzoz dumanı solumak meme kanseri riskini artırıyor. Fransa’da yıllık meme kanseri vakalarının yüzde 3,15’i, ana kaynağı trafik olan NO²’ye atfediliyor. Bu artışın maliyeti yıllık 825 milyon euro.HAVA KİRLİLİĞİNDEN KAYNAKLANAN ÖLÜMLER 70 BİNE YAKLAŞTIKara Rapor kapsamında her yıl düzenli olarak yürütülen sağlık etki değerlendirmesine göre 2022 yılında Türkiye’de hava kirliliği sonucu gerçekleştiği tahmin edilen ölümler hem sayısal hem de orantısal olarak önceki yıllara göre daha yüksek. Sağlık etki değerlendirmesi çalışmasını yöneten halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan şöyle konuştu:“2022 yılında illerdeki ortalama ince partikül madde (PM²,5) düzeyleri DSÖ kılavuz değeri olan 5 µg/m³’e indirilebilseydi 68 bin 440 ölüm önlenebilirdi. 2022’de kazalar, yaralanmalar ve COVID-19 nedenli ölümler harici gerçekleşen 30 yaş üstü toplam ölümlerin yüzde 14,2’si hava kirliliği kaynaklıydı.”EN ÇOK ÖLÜM HAKKARİ’DEHava kirliliğine bağlı ölümlerin yüzde olarak en yüksek olduğu iller, PM²,5 düzeyinin en yüksek olduğu ilk 10 il. Bir önceki yıl birinci sırada olan Batman’ın yerini Hakkari aldı. Hakkari’de 230 kişi hayatını kaybetti. Ancak PM²,5 düzeyi 5 µg/m³’ün altına düşürülseydi bu ölümlerin yüzde 41’i önlenebilirdi. Ölüm oranlarında Hakkari’yi Batman, Şırnak, Muş, Malatya, Iğdır, Şanlıurfa, Ağrı, Osmaniye ve Gaziantep gibi Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bulunan iller takip ediyor.“THHP’den çözüm önerileri”Raporda, Türkiye’de hava kirliliğinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının yol açtığı ölümlerin azaltması için şu önerilerde bulunuldu:“Türkiye enerjide fosil yakıtlara bağımlılığını hızla azaltmalı.Ulusal hava kalitesi standartları iyileştirilmeli.PM2,5 için ulusal limit değer belirlenmeli ve yürürlüğe alınmalı.Hava kalitesi izleme çalışmaları iyileştirilmeli.Ağır sanayi bölgelerinde hava kalitesinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetimi sistematik hale getirilmeli.Hava kirliliğinin sağlık etkileri saha çalışmaları ile araştırılmalı.Çevresel etkisi olan tüm projeler için sağlık etki analizinin de yapılması mevzuata dahil edilerek zorunlu hale getirilmeli.Türkiye imzaladığı hava kalitesine yönelik uluslararası sözleşmeleri uygulamalı.Çevresel bilgiye ulaşabilmek için bilgi edinme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi sağlanmalı.”Temiz Hava Vakfı‘nın yayımladığı raporun tamamı için tıklayınız Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print