Kazdağları’nda uranyum aramaları için sondaj çalışmaları tepkiler altında başladıBileşen EtkinlikleriEkolojiHaberler by Ekoloji Birliği - 1 Temmuz 20221 Temmuz 20220 Çevreciler ve uzmanlar Arıklı Köyü’nde MTA’nın uranyum arama sondaj çalışmalarına tepki göstererek “Kazdağları’nda facia ve yıkım için ortam hazırlanıyor” dedi.Çanakkale‘nin Ayvacık ilçesi Arıklı Köyü’nde Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne (MTA) uranyum ve toryum aramak için dördüncü sınıf madencilik ruhsatı verildi.MTA ormanlık alanda kalan 3 bin 800 hektarlık alanda sondaj çalışması başlattı. Maden çalışması, Nusratlı, Arıklı, Hasanobası, Ahmetçe, Sazlı, Kozlu, Büyükhusun, Demirci, Hüseyinfakı köylerini kapsıyor. Sondaj çalışmalarının yapıldığı Arıklı Köyü, ekolojik sit alanı içinde yer alırken bölgede başka sit alanları ve Gargaron Antik Kenti bulunuyor. Sondaj çalışmaları sonucunda cevher bulunması halinde işletmeye açılabilecek olan alanda tarım ve turizmin olumsuz etkilenmesi tehlikesi de söz konusu.Çalışmaları yerinde görmek için köye gelen çevreciler ve uzmanlar, aramalar sonucunda cevher bulunursa işletmeye açılmak isteneceğine ilişkin endişelerini dile getirirken, ruhsat alanının çok büyük olması yanı sura ruhsatın da 4. sınıf madencilik ruhsatı olmasından dolayı da tepkililer. Yani altın, gümüş, bakır, uranyum, ne varsa kapsıyor. Ayrıca Ruhsat içinde ve yakınında arkeolojik sit alanları var. Gargaron Antik kenti de Arıklı’da yer alıyor.Cevher bulunup maden işletmeye başlanacak olmasına “Bu durum da bölgemizin tarımı ve turizmi için ölüm fermanı olacak. Arıklı’da metalik madencilik, uranyum madeni istemiyoruz! Uranyumda ölüm var!” diyen çevreciler tepkilerini dile getirdiler.“BU KORKUNÇ BİR TEHDİT’Çalışmaların Kazdağları için korkunç bir tehdit olduğunu belirten Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, konu hakkında şunları söyledi: “Sondaj alanına gidip yetkililerden bilgi aldık. Orman izinlerinin olduğunu ve bölgede toryum-uranyum arandığını öğrendik. Burası tamamen ormanlık bir alan. Çevresinde sit alanları var. 70-80’li yıllarda da MTA tarafından uranyum araması yapılmış. Şimdi herhalde daha detaylı bir arama yapmaya başladılar. Türkiye’ye nükleer santral yapılmaya başlandığı için heralde uranyuma ihtiyaç arttı. MTA bu ihtiyacı yurtiçinde gidermek için çalışmaları hızlandırdı diye tahmin ediyoruz. Şu an sadece rezerv araştırması yapılıyor. Rezerv saptandıktan sonra, ne kadarlık bir alanda maden faaliyeti olacak, uranyum zenginleştirme işi kime verilecek, o zaman belli olur. Bu korkunç bir tehdit. Uranyumun en ufak bir dozu bile doğrudan zehirli ve etkili.”“ÖRNEKLERİNİ GÖRDÜK”Çalışmaların çevre felaketine, yıkıma ve talana kapı aralandığını belirten TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman ise “Bunlar radyoaktif, tehlikeli maddeler. İliç’teki olayı daha yeni yaşadık. Siyanürden zehirlenme olayını Uşak Eşme’de gördük. 1500 kişi zehirlenip hastanelik oldu. Kolluk kuvvetleri gelip bu kan örneklerine el koydu, olay sanki hiç olmamış gibi kapatıldı. Biz şimdi bu uranyumu nerede kullanacağız? Ya da uranyumu cevher olarak mı satacağız? Bunlar bilinmiyor. Çanakkale’den çıkacak sonuç içler acısıdır. Çanakkale’de de yeni bir suçun kapısı aralanıyor. Bu ülkede 24 ilde 20 bin maden arama ruhsatı, 81 ilde 85 bin taşocağı ruhsatı var. Bu bir yağmadır” diye konuştu. Cumhuriyet Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print