Kaynağından içilebilecek kadar temiz akan Nilüfer Çayı, Marmara Denizi’ne dökülünceye kadar siyaha dönüşüyor!BildirilerBileşen EtkinlikleriEkoloji by Ekoloji Birliği - 28 Haziran 202130 Haziran 20210 Bursa’dan Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı, tarım, sanayi ve evsel atıklar nedeniyle siyaha boyandı. Suda canlı yaşamının kalmadığını belirten DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Bu artık bir su değil, kimyasal atık” dedi.Bursa‘da Uludağ’dan başlayıp, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen yaklaşık 200 kilometrelik Nilüfer Çayı, kirli atıklar nedeniyle siyaha büründü. Bursa Ovası’nda tarım ve hayvancılık olumsuz etkilendi. Kirli su, son dönemde deniz salyasıyla gündeme gelen Marmara Denizi’nin de kirliliğinin artmasına neden oluyor. Sudaki siyahlık ve kirli atıkların çaya boşaltıldığı noktalar drone ile havadan görüntülendi. Uludağ‘dan başlayıp, sanayi tesislerinin arasından 200 kilometre katettikten sonra Karacabey‘den Marmara Denizi‘ne simsiyah dökülen Nilüfer Çayı‘nın kaynağından içilebilecek kadar temiz olduğu görüldü. Soğukpınar mevkiinde kayalıkların arasından çıkan Nilüfer Çayı’nın kaynağı ve Uludağ’ın eteklerindeki yatağı, dronla havadan görüntülendi. Uludağ’dan başlayıp, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen yaklaşık 200 kilometrelik Nilüfer Çayı, atıklar nedeniyle kirli akarken, verimli toprağa sahip olan Bursa Ovası‘nda tarım ve hayvancılığı etkiliyor, Marmara Denizi’nde de ciddi kirliliğe neden oluyor.Nilüfer Çayı’nın kaynağından akan su içilebilecek kadar temiz özellikteKİMYASAL VE FOSEPTİK ATIĞI HALİNE DÖNDÜNilüfer Çayı’nda eskiden insanların yüzmeyi öğrendiğini belirten DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Nilüfer Çayı içinde balığı, kurbağası, kaplumbağası, yılanıyla, su bitkileriyle bir yaşam döngüsüydü, ancak şu an burada yaşam ihtimali sıfır. Çünkü bu artık bir su değil, kimyasal atık” dedi. Demir, 4 milyona yaklaşan nüfus ve 20’den fazla sanayi bölgesiyle bütün evsel ve sanayi atığının Nilüfer Çayı’na bırakıldığına dikkat çekti.İki şişedeki su da Nilüfer Çayı’ndan, sağdaki doğduğu yerden alınan, soldaki de Marmara Denizi’ne dökülmesi ömcesinde geçtiği yerlerdeki bölgeden alınan su örneği…Demir, “Sanayicimiz kadar evdeki teyzemiz de suçlu. Çünkü biz lavabolardan döktüğümüz kızartma yağları, bulaşık yağları, deterjan gibi atıklarla kirletiyoruz. Zaten sanayi başlı başına bir kirlilik unsuru, sanayi demek kirlilik demek” diye konuştu. Demir, Nilüfer Çayı’nda yaşam ihtimalinin kalmadığını, çaydan akanın artık kimyasal atık olduğunu kaydetti.MARMARA DENİZİ ÖLÜME GİDİYORArıtma tesislerinin öneminden bahseden Demir, “Sanayici kirli teknoloji kullanmamalı, suyu yerinde arıtmalı. Yani suyu daha az tüketen ve hiç kirletmeyen teknoloji kullanmalı. Yani biraz yatırım yapmalı. Biz bir gün yine Marmara Denizi ne olacak, diyeceğiz” diye konuştu.Demir, son olarak şunları sözlerine ekledi: “Marmara Denizi en sonunda gözümüze soktu ve ben ölüyorum dedi. Bu dereler, bu kirlilik evsel ve sanayi atıklarımız Marmara Denizi’ne kirli bir şekilde gittiği sürece Marmara Denizi ölüme, yok olmaya adım adım hızlı bir şekilde gidiyor demiştik, son yıllarda artık koşar adım gitmeye başladı. Sonucu hep birlikte yaşadık gördük.”Nilüfer Çayı’nın doğduğu bölgedeki haliNilüfer Çayı’nın evsel atıklar ve çoğunlukla da sanayi atıklarıyla kirletilen ve giderek siyaha dönen haliDHA Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print