Kaz Dağları’nda Kanadalı Alamos Gold Şirketi’nin yapmak istediği altın ve gümüş madenciliğine ve yaşanan çeşitli doğa tahribatlarına karşı başlatılan ve 9 Ekim sabahı İzmir Efemçukuru’ndan başlatılarak Kaz Dağları’na yapılan “Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü” dün (12 Ekim) hedefine ulaşarak, son durağında yapılan basın açıklamasıyla tamamlandı. Yürüyüşe katılanlar ardına ortak açıklamada, “Bergama’dan, Efemçukuru’na aynı kaderi paylaşan yerlerden geldik, Türkiye’nin hemen her yerinde talan sürüyor. Bugün Kaz Dağları ekolojik talana karşı verilen mücadelenin sembolü oldu” denildi.

Aralarında bir çok yaşam savunucusu ve EGEÇEP, Bergama Çevre Platformu, BURÇEP, FOÇEP ve İzmir Düşünce Topluluğu gibi ekoloji örgütü temsilcileri tarafından 9 Ekim Perşembe günü Efem Çukuru’ndan başlayan ve Yürüyüş Koordinasyonu’nca Edremit ve Kaz Dağları’na kadar 20 ayrı noktada gerçekleştirilmesi planlanan kitlesel yürüyüşe katılanlar dün de son durağı olan Çanakkale Kirazlı’daki son noktasına ulaştı. Yürüyüşün son gününde “Maden Yürüyüşü” yaparak şarkılar ve sloganlarla madene yürüyen eylemciler, maden önünde de protestolarını gerçekleştirdikten sonra kampa döndü.

“Kazdağları ekolojik tahribatın sembolü oldu”

Kaz Dağları’ndaki madenci şirketin arama ruhsatının yenilenmemesi için 12 Ekim’de yapılması planlanan mitingin Suriye’nin kuzeydoğusunda başlatılan operasyon nedeniyle iptal edilmesi üzerine Kaz Dağları’nda nöbette bulunan çevre savunucuları miting yerine basın açıklaması yapma kararı almıştı. Bu nedenle dün de Türkiye’nin farklı illerinden gelen yaşam savunucusui ekoloji ve çevre aktivistleri Çanakkale’nin İskele Meydanı’nında açıklama yaptı.

Efemçukuru’ndan Kaz Dağları’na Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü adına ortak açıklamada konuşan İbrahim Akın, “Mesele sadece Kaz Dağları meselesi değil. Bergama’dan, Efemçukuru’na aynı kaderi paylaşan yerlerden geldik, Türkiye’nin hemen her yerinde talan sürüyor. Bergama mücadelesini unutmamamız gerekiyor. Bugün Kaz Dağları ekolojik talana karşı verilen mücadelenin sembolü oldu” dedi.

Mitingin ertelenmesine eleştiri

“Kaz Dağları’ndaki şirketin, 10 yıllık anlaşmasının yenilenmesini önlemek için yapılacak olan mitingin iptal edilmesi bu açıdan önemli bir eksiklik oldu” diyen Akın, şunları söyledi:

“Düzenlenecek mitingle bütün ülkeye ve dünyaya bu sesi duyurmak gibi bir amacımız vardı. Ama bir takım insanlar tarafından engellendi. Bizlerin savaşlara karşı insanlık için, doğa için barışı her yerde savunmamız gerekiyor. Bu nedenle mitingin yapılmaması konusunda verilmiş olan kararı kabul etmiyoruz.”

Ruhsat yenilenmesin!

Öte yandan Kanadalı Alamos Gold şirketi ve yerli işbirlikçisi Doğu Biga Madenciliğin Kirazlı Köyü yakınlarındaki maden işletme ruhsatının bugün (13 Ekim) süresinin dolacak olması nedeniyle bir açıklama yapılarak, işletme ruhsatının yenilenmemesi isteklerini de dile getirdiler.

Kaz Dağları Dayanışması tarafından düzenlenen basın açıklamasında, şirketin, ÇED raporunda belirtilen sayının üzerinde en az 200 bin ağaç kestiğini, verimli üst toprağın sıyrıldığı belirtilerek proje daha bu aşamadayken bile Kaz Dağları ekosisteme zarar verildiği dile getirildi. Açıklamada projenin devam etmesi halinde yaşanacaklara dikkat çekildi: “Projenin bulunduğu Bölge, dünyada sadece Türkiye’de yaşayan 7 bitki türünün yaşam alanıdır, ayrıca Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın da su toplama havzası üzerindedir. Projenin devam etmesi halinde, kırma eleme tesisleri, siyanür liç tesisleri, atık havuzları yapılacak, cehennem çukurları açılmaya başlanacak ve Kaz Dağları’nda gerçekleştirilecek doğa tahribatı telafisi mümkün olmayan bir hale gelecektir. Projede 47 milyon ton cevhersiz, 25,6 milyon ton cevherli, yaklaşık 70 milyon ton kaya parçalanacaktır. Toprağın sülfürlü olması nedeniyle pasa dağlarında asit maden drenajının oluşacağı büyük olasılıktır. Oluşacak sülfirik asit yani kezzap da ağır metalleri çözecektir.  Yeraltı ve yerüstü suları ve onların ulaşacağı Atikhisar Barajı ve ayrıca civardaki topraklar yüzyıllarca sülfirik asit ve ağır metallerle zehirlenecektir. Bölgedeki tarım ve hayvancılık yok olacaktır. Türkiye’nin en yaşanılır kenti seçilen Çanakkale’yi yaşanmaz bir yer haline getirecektir. Proje hemen durdurulmazsa, çölleşmiş, kuraklaşmış, zehirlenmiş topraklar ve akışı bozulmuş ve kirletilmiş yeraltı ve yer üstü suları ile karşı karşıya kalacağız. ÇED Dosyasında iddia edildiği gibi rehabilite edilmeye çalışılsa ve binlerce ağaç dikilse bile Orman ekosistemi hiçbir zaman aynı eski ekosistem olmayacaktır” denildi.

Efem Çukuru Yürüyüşçüleri’nden İbrahim Akın, Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden Fikret Sarıbıyık ve Süheyla Doğan, Kaz Dağları Sanatçı Dayanışması’ndan Mecit Ünal ve Hayrettin Geçkin, Kaz Dağları İstanbul Dayanışması’ndan Önder Yılman, eylemde konuşma gerçekleştirdi. Kaz Dağları Dayanışması’ndan Ferzan Aktaş, Ayşegül Sandıkçıoğlu ve Necla Kanbur, altıncı şirketin ruhsat yenilememesi için basın açıklaması yaptı.

Kaz Dağları Dayanışması tarafından düzenlenen eylemde İskele Meydanı’nda toplanan çevre savunucuları, “”Kirazlı’nın ruhsatı yenilenmesin!” “Kaz Dağları’nın üstü altından değerlidir!”, “Havama suyuma toprağıma dokunma!”, “Her yer Kaz Dağı, her yer direniş” sloganları attı. Eyleme Körfez Dayanışması, Kaz Dağları Sanatçı Dayanışması, Ayvalık Tabiat Platformu, Esenyurt Doğa ile Dayanışma İnisiyatifi, Efem Çukuru Yürüyüşçüleri, Kaz Dağları İstanbul Dayanışması, Yalova Kaz Dağları Dayanışması, Kaz Dağları Kardeşliği, Ekoloji Birliği, Politek, EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanları, Burhaniye Çevre Platformu, Kaz Dağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Gökkuşağı Dergisi, Bozcaada Forum, Gömeç Çevre Platformu, Demokratik Kitle Örgütleri ve yerel STK’ler katıldı.