“Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası” bileşenleri, maden ve enerji şirketlerinin talepleri doğrultusunda çıkarıldığı belirtilen bu yasaya karşı mücadeleyi büyüteceklerini duyurdu.

Kamuoyunda “Süper İzin Yasası” olarak da bilinen, enerji ve maden yatırımlarının önünü sınırsız açan, ekolojik ve toplumsal etkilerini göz ardı eden, doğaya ve topluma topyekun bir saldırının aracı olan torba yasa 19 Temmuz 2025 Cumartesi günü Meclis’ten geçti. Ancak yasaya karşı tepkiler tüm yurtta devam ediyor. Teklifin yasalaşması ile ilgili “Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası” bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada sermayenin ve şirketlerin çıkarı için çıkartılan yasaya karşı mücadelelenin bitmeyeceği, bitirilmeyeceği belirtilirken, “Tek tek, insan insan, köy köy; direnişi ve dayanışmayı büyüteceğiz. Şirketlerin yasasına karşı topraklarımızda karşınıza dikileceğiz. Tek bir zeytin ağacımız için ağaçlarımıza sarılacağız. Haklıyız. Kararlıyız. Asla geri adım atmayacağız” ifadeleri yer aldı.

Hükümetin ve destekçilerinin, üretici köylülerin, çevre savunucularının, akademisyenlerin ve muhalefet milletvekillerinin tüm itirazlarına kulak tıkayarak yasayı Meclis’ten geçirdiği belirtilen açıklamada, “Anayasa’ya aykırı olarak mülklerimize, doğamıza ve yaşam alanlarımıza el koymalarına izin vermeyeceğiz. Sessiz kalacağımızı sanıyorlarsa yanılıyorlar” denildi.

“Mülklerimizi ve doğal alanlarımızı sermayeye teslim etmeyeceğiz”

Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası, yürürlüğe giren yasayla birlikte şirketlerin ormanlara, meralara, zeytinliklere ve su kaynaklarına erişiminin kolaylaştırıldığını, bunun ise doğrudan halkın yaşam alanlarının gaspı anlamına geldiğini vurguladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Ellerini ovuşturan maden ve enerji şirketlerine açıkça söylüyoruz: Zeytinliklerimizi, parklarımızı, kıyılarımızı, tapulu arazilerimizi size bırakmayacağız. Mülksüzleştirme, köksüzleştirme ve tehcir politikalarına boyun eğmeyeceğiz. Yaşam alanlarımızı korumak için meşru direniş hakkımızı sonuna kadar kullanacağız.”

Kampanya grubu, yasayı çıkaran siyasilere seslenerek, mücadeleyi sadece sokakta değil, seçim bölgelerinde, kahvehanelerde ve esnaf ziyaretlerinde sürdüreceklerini ifade etti:

“Bu yasayı tuza yatırarak uygulamaya çalışacaksınız ama bilin ki sizi sahilde, köyde, sokakta biz karşılayacağız. Hesabını her yerde soracağız. Halkın karşısına çıkamayacağınız günler uzak değil.”

“Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası” bileşenleri olarak yapılan basın açıklamasının tam metni şöyle:

İŞGAL, GASP VE TEHCİR YASASI TBMM’DEN GEÇTİ!
Maden ve enerji şirketleri istedi, Hükümet ve ortakları onayladı

“Hükümet ve ortakları maden ve enerji, şirketlerinin ihtiyaçları doğrultusunda tüm karşı çıkışlara, üretici köylülerin, ekolojistlerin, akademinin, muhalefet milletvekillerinin çığlıklarına, çırpınışlarına gözlerini, kulaklarını kapatarak işgal, gasp ve tehcir yasasını meclisten geçirdiler. Bugüne kadar “Ne istediler de yapmadık” diye yol alan AKP-MHP iktidarı anayasaya, yasalara, genel temayüllere karşı bu yasayla sermayeye mülklerimizi, üretim alanlarımızı, ormanlarımızı, meralarımızı, zeytinliklerimizi, su varlıklarımızı devretmeye yol verdi.

Ancak, yasayı çıkartarak “biraz bağırırlar, sonra kabullenirler” diye sessiz kalacağımız düşünülüyorsa bilinsin ki yanılıyorlar. Anayasaya aykırı olarak mülklerimize, zeytinliklerimize, meralarımıza, orman ve su varlıklarımıza çökmelerine izin vermeyeceğiz. Anayasanın biz yurttaşlara hem hak hem de ödev olarak verdiği haklarımızı sonuna kadar kullanmaya kararlıyız. TOPRAĞIMIZI VERMİYORUZ! Yaşamı sermayeye teslim etmeyeceğiz…

Buradan belirtelim ki; ellerini şimdiden ovuşturan maden ve enerji şirketlerine müştereklerimizi (ortak yaşam alanlarımızı), zeytinliklerimizi, meralarımızı, topraklarımızı, parklarımızı, kıyılarımızı, orman, su varlıklarımızı ve tapulu arazilerimizi “gelin alın” demeyeceğiz. Mülksüzleştirmeye, köksüzleştirmeye, işgale ve üzerinde yaşadığımız topraklardan sürülmeye (tehcire) boyun eğmeyeceğiz, sessiz kalmayacağız. Anayasamızın bize verdiği hak ve ödev doğrultusunda meşru direniş hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Yaşamı, yaşam alanlarını koruyacağız.

Bu yasayı çıkarttınız, yürütülmesi için tuza da yatıracaksınız, ama bilin ki sizi sahilde, alanda biz karşılayacağız. Seçim bölgelerinizde gittiğiniz köy kahvelerinde biz olacağız, orada hesabını soracağız. Yaptığınız esnaf ziyaretlerinde biz olacağız, orada hesabını soracağız. Sokağa çıktığınız her yerde biz olacağız, halkın karşısına çıkmaya yüzünüz kalmayıncaya dek bu yasa için sizden hesap sormaya devam edeceğiz.”

#İşgalYasasınaDireneceğiz #ToprağımızıVermiyoruz

TOPRAĞIMIZI VERMİYORUZ KAMPANYASI GRUBU

• Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası’nı maden ve enerji yasasına karşı aralarında yerel kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin olduğu 60’ın üzerinde kurum tarafından gerçekleştirilmektedir.

TBMM’de kabul edilen yeni düzenlemede öne çıkan başlıklar şöyle:

• Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) mevzuatı kısaltılarak, şirketlerin lehine tekrar düzenleniyor.
• Ormanların şirketlere devri daha da kolaylaşıyor.
• Milli Parklar, korunan alanlar, sit alanları, sulak alanlar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları enerji ve madencilik yatırımlarına açılıyor.
• Koordinatları belirtilmek suretiyle Muğla’da yer alan Yatağan ve Milas – Akbelen bölgesindeki zeytinlikler yok edilerek, saha linyit madenciliğine açılıyor.
• Meraların enerji şirketlerine tahsisi kolaylaşıyor.
• Maden ve enerji projelerinde acele kamulaştırma kararlarının uygulanması kolaylaşıyor.
• Madenler için Cumhurbaşkanlığıʼna ve özel bir kurula yetki veriliyor.
• Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na imar planı yapma ve inşaat ruhsatı verme yetkisi veriliyor.

İletişim için: topragimizivermiyoruz@gmail.com