Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > Ilbıra Dağı Koruma Platformu’ndan suç duyurusu

Ilbıra Dağı Koruma Platformu’ndan suç duyurusu

Güney-Batı Ege’de Bafa Gölü’nün güneyinden, güneydoğu doğrultusunda Güllük dalyanına kadar uzanan Ilbıra dağlarının tamamının maden sahası ilan edilmesi ve diaspor madeni için ağaç kesimine başlanılması, Milas’tan Didim’e kadar bölge halkını harekete geçirdi. Bölgede yaşayanlar, Ilbıra dağının çamları giderse, bölgede yaşam zarar görür, turizm ölür diyerek tepkilerini dile getirdiler. Son olarak da geçtiğimiz gün, Ilbıra Dağı Koruma Platformu üyeleri tarafından Milas Adliyesi’ne gidilerek, yürütülen madencilik faaliyetlerin ekosisteme vereceği zararlar rapor edilerek suç duyurusunda bulunuldu.

Ilbıra Dağı Koruma Platformu üyeleri Milas Adliyesi’ne giderek Ilbıra Dağı’nda yürütülmekte olan maden faaliyetleriyle ilgili suç duyurusunda bulundular. Kamu davası açılması için yapılan suç duyurusundan sonra konuyla ilgili açıklama yapıldı. Platform sözcüsü Abdullah Gürgün tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

ILBIRA DAĞI EKO-SİSTEMİ, MADENE FEDA EDİLEMEZ!

“Bafa bölgesinde yaşayan insanlarımızla, muhtarlarımızla, yetkili mercilerle, basın ve madenci şirketlerden bir temsilci ile ve avukatımızla görüşmelerimiz sonucunda Ilbıra Dağları’ndaki doğa, orman, fauna, flora tahribatının önlenmesi için suç duyurusunda bulunma kararı aldık ve suç duyurusunda bulunmak üzere buraya geldik. Anayasanın 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. BM İnsan hakları beyannamesi 3. maddesi de aynen şöyle demektedir: Madde 3 – Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.

2872 sayılı Çevre Kanununun 1. maddesinde; Kanunun amacı; bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak olarak kabul edilmiştir. Yine bu yasanın 3. maddesinde, çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette; bakanlık ve yerel yönetimlerin, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapacakları, çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkının esas olduğu ve bakanlık ve yerel yönetimlerin; meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlü oldukları düzenlemelerine yer verilmiştir. BM İnsan hakları beyannamesinin 8. Maddesi, ‘Herkesin anayasa ya da yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.’ demektedir.

Bu bölgede yaşayan bizler, sadece kendimiz için değil ülkemiz için, gelecek nesiller için bu ormanları korumaya çalışıyoruz. Her fırsatta söylediğimiz gibi biz madenciye ya da maden çıkartılmasına karşı değiliz. Ancak maden çıkartılırken doğamızın tahrip edilmesine, ağaçların kesilmesine, zeytinliklerimizin zarar görmesine, yer altı sularımızın kaybolmasına razı değiliz. Bugün burada, ilgili kanunlara aykırı olarak ruhsat verenler başta olmak üzere tüm ilgili kişiler ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Konunun takipçisi olmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz. Kamuoyunun bilgisine arz ederiz.”

İLGİLİ VE SORUMLULAR HAKKINDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAK

Platform tarafından yapılan suç duyurusunda ise şu ifadeler kullanıldı.

“Ilbıra Dağı bölgesinde madencilik faaliyetlerinde ağaçların kesilmesi suretiyle orman yok edilmekte, patlatma faaliyetleri ile yer altı su kaynaklarını tehdit etmekte, ortaya çıkan toz bulutu bölgedeki zeytin ağaçlarının üzerinde birikerek yaprakların güneş almasına engel olmakta, iş makinalarının çalışması ve patlatmalar neticesinde zeytin ağaçları doğrudan zarar görmektedir.

Her ne kadar madencilik faaliyeti yürüten şirketler yaptıkları kamuoyu açıklamasında ‘Maden sahası Etibank’tan tüm hak ve vecibeleri ile devir alınması ve eski tarihli ruhsat olması sebebiyle ÇED kapsam dışıdır’ deseler dahi ÇED kapsam dışı olması, çevre yönetmelik ve kanunlarından muaf olmak anlamına gelmemektedir.

3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20’nci maddesinde ‘Zeytinlik sahalar içinde ve bu sahalara 3 kilometre mesafede zeytinliklerin vegatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkartan tesis yapılamaz ve işletilemez’ hükmü yer almaktadır. Emsal teşkil edebilecek Balıkesir’deki benzer bir madencilik faaliyeti ile alakalı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2013/157 sayılı kararıyla ruhsata izin verilmemesi gerektiği bildirilmiştir.

Mevcut madencilik faaliyetleri sebebiyle zarar gören bölge halkı olarak bizler; ilgili Kanunlar ve Danıştay kararlarına rağmen bölgede faaliyetlerine devam etmekte olan şirketlere maden çıkarma ve işletme izni veren kişi ve/veya kurumlarla alakalı olarak suç duyurusunda bulunuyoruz. İlgili ve sorumlular hakkında yasal işlem başlatılarak, tespit olunacak suç ve suçlular hakkında kamu davası açılmasını saygılarımızla arz ve talep ederiz’ ifadeleri yer aldı.

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top