Ülke çapında ormanlar yanarken Muğla Milas ilçesine bağlı İkizköy çevresinde başka bir yaşam mücadelesi sürüyor. Söz konusu mücadele Türkiye ekoloji hareketi ve devam etmekte olan direnişler için epey önemli bir örnek teşkil edebilir.

Utku Şahin (Ekoloji Birliği Gençlik Meclisi Üyesi) ———————————————————

NE OLMUŞTU?

Malum 5’li çetenin üyelerinden LİMAK ve İÇTAŞ, Akbelen ormanında maden ocağı açmak istiyor. Bölgede yaşayan halk bu maden ocağı projesine karşı aktif bir direniş gösteriyor.

İsmini verdiğimiz bu iki şirketin bir ortak noktası daha var. 1986 yılında faaliyete geçen Yeniköy termik santralini birlikte işletiyorlar. Bölgenin çeşitli alanlarında yaptıkları madencilik faaliyetlerinin yanı sıra işlettikleri termik santral ile uzun zamandır hava kirliliğine neden oluyorlar. Yaşadığımız son yangında alevlerin ulaştığı noktalardan birisi bu termik santral alanıydı. Faaliyete başladığı günden beri hava kirliliğine neden olan santral, yangın ile daha yüksek bir tehlikenin yaşanmasına neden oldu.

Maden projesi için ağaç kesimi yapılma ihtimaline karşı halk bir süredir orman içinde nöbet tutuyordu. 8 Ağustos sabahı LİMAK enerjiye bağlı ekipler, orman içine girerek 105 ağacı kestiler. Halkın hızlı müdahalesiyle kesim durdu, ekipler alandan çıkartıldı. 9 Ağustos akşamı alana gelen jandarma valilik kararıyla alanın boşaltılmasını isteyerek ağaç kesimi yapılmayacağını söyledi. Ancak köylüler bu sözlere güvenemeyeceklerini, nöbet tutmaya devam edeceklerini kararlı bir şekilde ortaya koydular. Ve gerçekleşen jandarma müdahalesiyle bu yazının yazılmasına neden olan 2 fotoğraf çekildi.

İki Fotoğrafın Hikayesi

1. fotoğrafta çevresi termik santraller ve maden ocaklarıyla kuşatılmış halk, yeni bir maden ocağı için yapılmak istenen ağaç kesimine karşı direniyor. Hepsinin yüzüne maske takılı olmasının nedeni ise salgın ile alakalı değil. Termik santralin havaya saldığı zehirli gazlar rahatsız ettiği için maske takmak zorunda kalmışlar. Köylülerin verdiği mücadelenin ne kadar yaşamsal olduğunu anlatmak için başka söze gerek var mı?

9 Ağustos gecesi jandarma barikatı önünde mücadele sürerken köylüler acı bir haber aldı. “Kamu yararı nedir? Halkın yararıdır. Şirketin değil.” sözlerinin sahibi, kömür madeninden emekli Yaşar Üstün akciğer kanseri nedeniyle yaşamını kaybetti. Yaşar Üstün, 2019 yılında “İkizköy Kamulaştırma istemiyor” demek için TBMM’ye giden heyetin arasındaydı. Hem çalıştığı kömür madeni hem de o madenin işlendiği santral onun kanser olmasına neden oldu. Yani doğaya yönelik bu saldırılar uzak bir zaman aralığında değil, bugün içinde yaşadığımız hayatları eritiyor. Tam da bu noktada ekolojik yıkımın sonuçlarından en çok yoksul emekçiler, köylüler etkileniyor.

2. fotoğraf ise jandarma barikatının önünde sabaha kadar oturma eylemi yapan dostlarımıza ait. Yıkımın etkilerine maruz kalacak olanlar, sırt sırta vermiş, birlikte ormanı savunuyorlar. Bu savunma sadece insanlar için değil, tüm canlılar için yapılıyor. Son zamanlarda sık sık söylediğimiz gibi, kurdun kuşun yuvasını koruyorlar. Bu fotoğraf bizim mücadelemizin ruhunu, karakterini ve inatçılığını gösteriyor. Doğayı korumaktan başka yol olmadığını hisseden tüm dostlar o battaniyenin sıcaklığında bir araya geliyor.

Ülke yangın yeri, şu ana kadar açıklanan verilere göre 65 bin hektar orman yandı. Milyonlarca canlının yaşadığı habitatlar zarar gördü. Evleri yanan köylülerin kafasına çay paketleri fırlatıldı, tek bir kişi istifa etmedi, görevden alınmadı. Bizlere verilen mesaj açık ve net: Şirketler zenginliğini büyütecek, egemenler saraylarda yaşayacak, yoksullar yıkımın etkilerini yaşamaya devam edecek. 

Direnişten Başarıya

Akbelen direnişi, İkizköylüler, bölgede yaşayanlar ve doğa savunucularının kararlığıyla başarıya ulaştı. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu elbette mücadelenin bittiği anlamına gelmiyor, ama halkın potansiyelini gösteriyor.

Salgın, müsilaj ve yangınlar ile birlikte artık her şey çok daha net. Sermaye iktidarının yalanlarıyla değil halkın dayanışması ve mücadelesi ile doğayı koruyacağız.

Yaşar Üstün’ün sözleriyle bitirelim: Şirketin değil, halkın yararı için.

MA