Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni şantiyesinin önünde köylüler tarafından oturma eylemi başlatıldı. Köylü kadınlar, “Köyümüzde yaşamak ve ölmek istiyoruz. Cengiz defolup gitsin” diyerek tepki gösterdi.

Çanakkale’nin Hacıbekirler köyünde Kazdağları Ekoloji Platformu (KEP), Kazdağı Koruma Derneği ve Kazdağları Kardeşliği üyelerinin gerçekleştirdiği eylemde Cengiz Holding’in ağaç kesimine devam etmesi protesto edildi. 9 Ocak’ta alınan yargı kararına rağmen şirket, ağaç kesmeye ve madencilik faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.

Çan Çevre Derneği’nden Muhammed Yavaş ve Kazdağı Koruma Derneği’nden Seyhan Yüksek’in okuduğu açıklamada, “Halilağa projesinde mülkiyet izinleri ve çalışma ruhsatı alınmamış alanlara da işletme izni verilmiştir. ‘‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED)’’ alanı içinde kalan tarlaların da kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış olup köylülerin açtığı davalar  devam etmektedir. Diğer yandan, maden ruhsatı içinde bulunan ve maden için planlandığı halde ÇED’den muaf tutulan gölet ve inşası tamamlanmış şantiye alanı için işletme izni bulunmamaktadır. Yasa dışı olan şantiyenin kapatılması gerekmektedir” denildi.

SUÇ DUYURUSU YAPILDI

Maden ve Petrol  İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından verilen iznin, bilirkişi görüşleri dikkate alınmadan verildiğinin belirtildiği açıklamada, “İşletme izni iptali konulu davaya ek olarak, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’na, MAPEG ve bu konuda karar yetkisi ve onayı olan kurum ile kişiler hakkında kapsamlı bir suç duyurusunda bulunuldu. Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri bağımsızdır ve bir zümrenin, şirketlerin, madencilik sektörünün yararına olmadığında da, kamunun yararına yasaların uygulanmasında tereddüt etmeyecektir. Bu yönde mahkemelerimize etki eden şirket sahiplerinin, şirketler ile işbirliği yapan siyasi iktidarın karşısında adil karar veren hakimlerimizin sarsılmaz duruşlarını da unutmayacağız” ifadeleri kullanıldı.

MADENİ AÇTIRMAYACAĞIZ

Yürütmeyi durdurma kararının uygulanması için MAPEG’i göreve çağıran yaşam savunucuları, “Kararların uygulanmasında, hukuksuz çalışmaların tespitinde kolluğun sahaya yönlendirilmesinde görevli kurumları göreve çağırıyoruz. Altı aydır Danıştay’da dosyamız bekliyor. Danıştay’ın ivedilikle kararını açıklamasını umuyoruz. Hukuksuz ve mevzuata aykırılıklarla aldığın izinlerinin her biri iptal edilecek, bir milyon ağacımızı katlettiğinle kalacaksın Cengiz. Sana bu madeni açtırtmayacağız, Kazdağları’ndan Defol Cengiz’’ dedi.

Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni ile ilgili Çanakkale 2.İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararının uygulanması için şantiye alanında oturma eylemi başlatan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve köylü kadınlar, yetkililere seslenerek kararın acilen uygulanmasını talep etti. Köylü kadınlar, madeni kesinlikle istemediklerini vurgularken, sık sık “Biz köyümüzde yaşamak istiyoruz. Cengiz defolup gitsin” dedi. Kazdağı Derneği Başkanı Süheyla Doğan, Çanakkale Valiliği’ni, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nü (MAPEG) ve ilgili tüm kurumları kararı uygulamaya çağırırken, şantiye önündeki eylemlerinin mahkeme kararı uygulanıncaya dek devam edeceğini belirtti. Köylüler şantiye önünde sık sık, “Cengiz defol Kaz Dağları bizimdir. Havama suyuma toprağıma dokunma” sloganlarıyla ses yükseltti.

“CENGİZ, KAZDAĞLARI’NDAN VE TOPRAKLARIMIZDAN DEFOL”

Hacıbekirler köylüsü 80 yaşındaki Şerife Can, “Toprağımızı, suyumuzu, havamızı vermek istemiyoruz. Cengiz’i istemiyoruz. Bizim köyümüzü yok etmesin. Hep istemiyoruz diyoruz ama hiç sesimizi duyuramıyoruz. Bizi hiç saymıyor. O bir kişi o kadar kuvvetli ki, bu insanlar kimdir nedir demiyor. Onu yaratan Allah yarattı bizi de. Bizim hiç mi hakkımız yok. Ben 80 yaşındayım, yazık değil mi? O kadar insan yaşıyor burada, yazık değil mi? Bize bu eziyeti yapmasın, biz Cengiz’i istemiyoruz” diye konuştu.

Hacıbekirler köylüsü Zeynep Yıldırım, “6 seneden beri uğraşıyoruz. Sesimizi duyuramadık. Mahkeme kararı çıktı ama uygulayan kimse yok. Sanki mahkeme kesme kararı vermiş gibi ağaçlarımızı durmadan kesiyorlar. Mahkeme kararını uygulamanızı istiyoruz” dedi.

Hacıbekirler köyünden Gülferit Güven de “Ormanlarımız yok ettiler. Köyümüze kadar dayandılar. Biz topraklarımızı vermek istemiyoruz, köyümüzde mutlu mesut yaşamak istiyoruz. Sadece bunu istiyoruz. Mahkeme kararına uymuyorlar, bizi hiç dinlemiyorlar, başımıza ne gelecek diye uyku uyumuyoruz. İnsanlar madenin altında kaldı da bulunmadılar, biz bu korkuyla yaşamak istemiyoruz.” diye konuştu. Güven, “Biz memleketimizi neyle bulduysak torunlarımıza öylece bırakmak istiyoruz, felaket bırakmak istemiyoruz. Torunlarımız zehirli elma yesin istemiyoruz, Cengiz’i asla istemiyoruz, madeni asla istemiyoruz. Bu topraklarda kaç senedir yaşadık, yine yaşamak ve burada ölmek istiyoruz. Vatanımızı ter etmek istemiyoruz, Cengiz de defolup gitsin” dedi.

Köylü Sündüz Çelik ise “Biz madeni istemiyoruz. Hayvancılıkla geçiniyoruz, hayvancılık yapmak ve köyümde durmak istiyorum, Cengiz’i istemiyorum. Her yer içler acısı durumda talan edildi. Mahkeme kararı çıktı ama hiçbir şey durmadı, bir an önce durdurulması, işletmenin kapatılmasını ve Cengiz’in bir an önce defolup gitmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

MAPEG HAKKINDA SUÇ DUYURUSU!

MAPEG’ten mahkeme kararını işletmeye tebliğ etmesini beklediklerini belirten Maden Yüksek Mühendisi ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkan Yardımcısı Esenay Hacıosmanoğl,u “Şu anda gerekli işlemleri yapmadığı için MAPEG hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Ayrıca projenin hukuka aykırı olmasına dair de suç duyurusunda bulunduk” diye belirtti. “Yönetmeliklerde yazan hiçbir kurala uyulmamış durumda” diyen Hacıosmanoğlu, “Burada köye 1 km mesafede 210 hektarlık alanda bir atık depolama tesisi tasarlanıyor. Oysa köylerin 1 km yakınında mesafede birinci sınıf atık depolama tesisi yapılamaz. Bu yönetmeliğe aykırı” dedi. Onaylanmış Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) kararının geri çekilmesini beklediklerini belirten Hacıosmanoğlu, “Şantiye maden için kullanılıyor olmasına rağmen, gölet şantiyesi olarak tanımlanıp ÇED’ten muaf tutuldu. Aynı şekilde gölet alanlarındaki suyun maden tarafından kullanılacak olmasına rağmen bu da ÇED’ten muaf tutuldu” ifadelerini kullandı. Oysa söz konusu alanların hepsinin işletme ruhsatı içinde olduğunu vurgulayan Hacıosmanoğlu, “Geçici tesisler için mutlaka işletme izni alınması gerekir. Ancak bu alanlar için işletme izni verilmedi. Bilirkişi raporlarında, orman mühendisi, jeoloji mühendisi çevre mühendisi bu projenin uygun olmadığını, çok ciddi riskler içerdiğini, gerekli önlemlerin alınması konusunda yetersiz olduğunu ifade ettiler. Önceden verilmiş ÇED Olumlu kararındaki görüşlerin hiçbiri düzeltilmemesine rağmen bu karar mahkeme tarafından onaylandı. Şu anda Danıştay’dan da bu kararın bozulmasını bekliyoruz” dedi.

Öte yandan işletme ruhsatı iptal davasını da açtıklarını belirten Hacıosmanoğlu, “Maden Kanunu’na göre ruhsat iptalinin gerekli tüm koşulları oluşmuş durumda. Bu ruhsatın iptal edilmesi, Cengiz’in burada bir saniye daha durmaması gerekmektedir. Yetkililer sesimizi bir an önce duysun. Jandarma şirketi değil hukuku korusun” dedi. Bilirkişilerin net bir şekilde ifade ettiği bilgileri yeniden hatırlatan Hacıosmanoğlu, “Bu projede kamu yararı yoktur. Bütün su kaynakları zarar görecektir. Bu raporlar neden okunmuyor?” diyerek tepki gösterdi. Kurumların sorumluluklarını üstlenemediklerini ifade eden Hacıosmanoğlu, “Büyük felaketler geldiğinde de topu birbiri üzerine atıyorlar. Mağdur olan ise halk ve doğa oluyor” diye vurguladı. Ayrıca benzer projelerde ÇED Olumsuz görüşü verildiğini ve kararların uygulandığını hatırlatan Hacıosmanoğlu, “Burada bu süreç neden işletilmiyor. Kurumlar neden bu şirketi koruyor” diye sordu.

Kazdağları’ndaki mücadele, Türkiye’nin farklı bölgelerinden destek görmeye devam ediyor.

Gazete Yenigün, BirGün