Başlı başına bir yıkım olan savaşların aynı zamanda ekolojik bir yıkım da olduğunu belirten Ekoloji Birliği, savaşların yeryüzünü kendilerine göre şekillendirmeye çalışan Dünya devlerinin egemenlik politikalarının yıkıcı bir sonucu olduğunu ileri sürdü.

Son günlerin gündemindeki Rusya-Ukrayna arasında yaşanmakta olan gerilimin savaş ve işgale kadar dayanmasına yönelik bir açıklama yapan Ekoloji Birliği, savaş tahrikçisi diplomasi dili ve savaş yanlısı politikalara yönelik eleştirilerde de bulundu.

Başlı başına bir yıkım olan savaşların aynı zamanda ekolojik bir yıkım da olduğunun farkında olarak, tüm dünyada barışı savunmanın, yaşamı savunma ve geleceği dünya barışı üzerinde şekillendirme anlamına da geleceğini ileri süren Ekoloji Birliği, savaşların yeryüzünü kendilerine göre şekillendirmeye çalışan Dünya devlerinin egemenlik politikalarının yıkıcı bir sonucu olduğunu ileri sürdü. İklim krizi ve pandemi günlerinde doğanın insanlığa verdiği mesajı iyi okuyabiliniyorsa, dünyaya hakim olan savaş çığırtkanlığına acilen karşı çıkılması gerektiğini ifade eden Ekoloji Birliği, dünya barışının da cesaretle savunulmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Ekoloji Birliği‘nin açıklaması şöyle:

SAVAŞLAR, KAN VE GÖZYAŞI DEMEK!

Rusya ve Ukrayna arasındaki tırmanan gerilim ne yazık ki savaşa dönüştü! Putin’in emri ile Rus ordusu Ukrayna’yı işgale başladı. Kiev ve pek çok bölgeye saldırı gerçekleştirdi. Daha şimdiden sivil halkın canını kaybetmeye başladığı haberleri geliyor.

NATO ve diğer ülkelerin liderleri ne yazık ki “savaş karşıtlığı” üzerinden değil, kendi ülkelerinin çıkarları doğrultusunda Putin’e ve işgale karşı açıklamalarda bulunuyor.

Savaş yoksul halklar için kan ve gözyaşı demek.

Savaş aynı zamanda ekolojik yıkım demek.

Emperyalistler arası rekabetinin bir sonucu olan savaş, kapitalist sermaye birikiminin yeniden kurgulanma biçimi. 

Biz biliyoruz ki egemen güçlerin ve sermaye sınıfının çıkarına olan tüm savaşlar dünya halklarının ve doğanın düşmanı.

Halklar bir yandan iklim krizinin yakıcı sonuçları ile baş etmeye çalışırken, diğer yandan sanayisi ve ekonomisi ile iklim krizinin daha da derinleşmesine neden olan savaşların sonuçları ile de boğuşuyor; Kaybedilen canlar, yıkılan kentler, göç ettirilen halklar, tecavüz edilen kadınlar, yok olan ekosistemler…

Gelen son haberlere göre Rusya Çernobil Nükleer Güç Santralını ele geçirmiş durumda. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian “Putin şunu anlamak zorunda; NATO aynı zamanda nükleer bir ittifaktır.” dedi.

Bu durum çok ürkütücü…Nükleer demek milyonlarca ölüm demek…Bu gerçeği hem Rusya’da hem de Japonya’da yaşadık.

Tüm ülkelerinin halklarının hep birlikte “SAVAŞA HAYIR” demesi ve liderlerini savaşı kışkırtıcı politikalardan vazgeçirmesi gerek. 

NATO gibi savaş örgütleri dağıtılmadan, savaş ekonomisinden, silah üretiminden ve nükleerden vazgeçilmeden, ordular lağvedilmeden halklara rahat ve huzur yok!

Bizler, yaşam savunucuları olarak, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline acilen son vermesini ve başlattığı savaşı durdurmasını istiyor, dünyadaki ve bölgemizdeki tüm savaşlara karşı çıkıyor, barışı savunuyoruz.

SAVAŞA HAYIR! BARIŞ HEMEN ŞİMDİ!