Ekoloji Birliği: Kirazlı çadır direnişçileri yalnız değildir, gözaltı girişimi kabul edilemez!BildirilerBileşen EtkinlikleriEtkinliklerimizHaberlerHukuk by Ekoloji Birliği - 9 Haziran 202010 Haziran 20200 Kirazlı Balaban tesislerindeki direniş nöbetinin 320. gününde İl Hıfzı Sıhha kurulunun idari kararı gerekçe gösterilip, kanuni hiç bir kısıtlama yokken alana yeni gelen iki kişinin gözaltına alınarak jandarma karakoluna götürülmesine karşı yurt genelinde tepkiler yükseldi. Gelişmeler üzerine Ekoloji Birliği basın ve kamuoyuna “Kirazlı’daki çadır direnişçileri yalnız değildir” sözleri ile bir açıklama yaparak, Kazdağlarını savunanların değil, ruhsatsız Alamos Gold şirketinin doğa katliamının engellenmesi gerektiğini vurguladı.Bugün Kazdağları, Kirazlı köyü, Balaban tesislerinde 320 gündür devam etmekte nöbet alanına Jandarma müdahale ekibinin gelerek, İl Hıfzı Sıhha kurulunun aldığı idari kararı gerekçe gösterip, kanuni hiç bir kısıtlama yokken, alana yeni gelen iki arkadaşımızı gözaltına alıp jandarma karakoluna götürdükleri öğrenildi. 320 gündür direnişin sürdüğü nöbet alanındaki yaşam savunucuları, gözdağı verilerek yıldırmaya çalışıp direnişin kırılmaya nöbetin sona erdirilmeye çalışıldığını belirtirken, gelişmeler üzerine Ekoloji Birliği basın ve kamuoyuna bir açıklama yaptı. Ruhsatı olmayan şirketin çıkarı için yapılmak istenen gözaltı girişimine tepki gösteren Ekoloji Birliği, “Kirazlı’daki çadır direnişçileri yalnız değildir” mesajı vererek, Kazdağlarını savunanların değil, ruhsatsız Alamos Gold şirketinin doğa katliamının engellenmesi gerektiğini vurguladı. Ekoloji Birliği‘nin konu ile ilgili basın ve kamuoyuna yaptığı açıklama şöyle:KİRAZLI ÇADIR DİRENİŞÇİLERİ YALNIZ DEĞİLDİR!Bugün Çanakkale’de Kirazlı Altın Madeni Projesi alanı yakınlarında 320 gündür çadırlı nöbet tutan arkadaşlarımızın bulunduğu alana müdahale ekipleri ile gelen Jandarma, İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun aldığı idari kararı gerekçe göstererek ve kanuni hiçbir kısıtlama yokken, alana yeni gelen iki arkadaşımızı gözaltına alıp jandarma karakoluna götürdü. Alana girmeme koşuluyla serbest bırakılan arkadaşlarımız şu anda Balaban Mevkii’nde beklemekteler.Pandemi döneminde alanda nöbet tutan arkadaşlarımız kendilerini izole ederek olası bulaşa karşı tedbirlerini almıştı. Artık İç İşleri Bakanlığı tarafından seyahat yasağı kaldırılmıştır ve dileyen dilediği yere gidebilmektedir. İş yerleri açılmış, yaşam normal koşullara dönmeye başlamıştır.Bu durumda ormanlık alanlara girme konusunda herhangi bir kısıtlamanın olmaması gereklidir. Sağlık nedeniyle Kirazlı nöbet alanına da yeni arkadaşlarımızın gelmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.DİRENİŞ ALANINA GÖZALTI GİRİŞİMİ KABUL EDİLEMEZ!Yaşam savunucuları 320 gündür her türlü olumsuz koşula, itibarsızlaştırmaya, iftiralara, kışkırtmalara, baskılara direnerek Kirazlı’da nöbet tutmaya devam etmektedir. Arkadaşlarımıza bugüne kadar verilen para cezalarının tutarı neredeyse 100 bin TL’yi bulmaktadır.Kirazlı’daki arkadaşlarımız Alamosgold’un kendi çıkarı için, yani sermayenin kendi çıkarı için yarattığı ekolojik yıkıma karşı yaşamı savunmaktadır.Yaşamı savunanlar haklıdır ve kazanacaktır!Baskılarınız yaşam savunucularını yıldıramaz!Güvenlik kuvvetlerinin ve ilgili kamu idarelerinin meşru olmayan uygulamalarına ve nöbet alanı üzerindeki baskılara son verilmesini ve alana yeni gelen arkadaşlarımızın yasal hakkı olan alana girişine izin verilmesini istiyoruz. Kamu görevlilerinin sermayeden değil, yaşam savunucularından yana olması gerektiğini ve halkın çıkarlarını koruması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.YAŞAM SAVUNUCULARI DEĞİL, RUHSATSIZ ALAMOS TAHLİYE EDİLSİN!KAZDAĞLARI KAZANACAK, ONLAR KAYBEDECEK!Öte yandan Kirazlı‘daki nöbetlerinin 320. gününde karşılaşılan bu son müdahaleye ilişkin açıklama yapan yaşam savunucuları “320 gündür her gün yarın kesin giderler, yokluklara, soğuğa, zorluklara dayanamazlar dediler ama dayandık. İftira attılar, siyasi baskılarla insanları bizlere karşı kışkırtmaya çalıştılar, yine de gitmedik. Bizleri itibarsızlaştırmaya çalıştıkça, itibar kaybeden kendileri oldu” derken, şunları söylediler:“Bizler her canlının yaşam hakkını savunuyoruz, onlar gücü elinde bulunduran sermaye odaklı yönetimlerin. Bizler yaşam hakkından, dayanışmaktan bahsediyoruz, onlar gelirden, zenginlikten. Bizler vaz geçebiliyoruz bütün konfor alanlarımızdan, onlar korkuya mahkum kölelik istiyorlar. İklim, ekoloji, doğa, sermaye için kişisel seçim olamaz. Bizler kazanacağız, direnenler kazanacak, Kazdağları kazanacak, onlar kaybedecekler.” Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print