Doğa aktivisti Akbelen Ormanı’nın yok oluşunu anlattı: “Artık hem psikolojik hem fiziki baskıya uğruyoruz”ArkeolojiEkolojiEtkinliklerimizHukuk by Ekoloji Birliği - 12 Ağustos 20233 Ekim 20230 Ekoloji Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Asma, iki yılı aşkın zamandır Akbelen Ormanı’nın nasıl bir avuç kaldığını eylem alanındaki harita üzerinde VOA Türkçe’ye anlattı.Muğla‘nın Milas ilçesinde İkizköy’ün de içinde bulunduğu Akbelen Ormanı maden sahasına dönüştürülürken, köylüler ile birlikte doğa gönüllüleri nöbet eylemini sürdürüyor.Ekoloji Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Asma, iki yılı aşkın zamandır Akbelen Ormanı’nın nasıl bir avuç kaldığını eylem alanındaki harita üzerinde VOA Türkçe’ye anlattı.Nöbet eylemi alanında asılı haritada tam merkezde köyü yeşil renkli Akbelen Ormanı’nın kıyısına kadar maden sahasındaki büyümeyi işaret eden Asma, haritada kahverengi renkli maden sahasının köyleri de adeta yutarak Muğla’nın doğasını çoraklaştırdığını ifade etti.Haritada yine maden sahası açılacağı gerekçesiyle “İkizköy – Işıkdere Köyü”nün yok edildiğini ve şimdi de “İkizköy-Akbelen”in boşalttılmak istendiğini belirten Asma, haritada üzerinde tabloyu şöyle aktardı:Muzaffer Asma“Şimdi haritada şu siyah bölge olarak gördüğünüz yer şu an Akbelen sınırına Akbelen Ormanı şu haritada yeşil bölge, şuralar dahil gördüğünüz bu alanlar ormanlık alanlar. Buraya kadar dayandı. Şurada İkizköy Işıkları Dere Mahallesi vardı, burası yerleşim alanıydı. Tarlalar, evler, buradaydı. Zeytinlikler buradaydı. Burası daha önce Limak ve İçtaş’ın sahip olduğu Yeniköy, Kemerköy enerji santralleri tarafından satın alındı. Köylüye o günkü koşullarda çok cüzi miktarlarda paralar vererek, yeniden hayat kurmalarını sağlayabilecek yeni hayatlarında hayatlarını kolaylaştırabilecek bir miktardan bahsetmiyoruz burada. Hatta köylülerin söyledikleri şu: ‘Biz evlerimizi banka kredisiyle tamamlayarak yapabildik o paraların üstüne.’ Buralar istimlak satın alındıktan sonra şimdi bu mahalle yok. Bu mahalle yaklaşık elli hanenin, elli altmış hanenin olduğu bir bölgeydi, mahalleydi. Camisi, çeşmesi, hayvanları ve evleriyle orada bir yaşam alanı vardı.”Yakın geçmişte maden sahası genişlemesi sırasında Işıkdere Köyü’nün yakınında arkeolojik kalıntılar bulunduğunu da anımsatan Muzaffer Asma, ancak halka, kamuya ait olması gerekli arkeolojik buluntuların akıbetine ilişkin kazı sponsorluğunu da maden şirketi yaptığı için şüpheleri olduğunu söyledi.Asma, “Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar bulundu. Burada kazı bir yıl sürdü. Buradan çıkarılan emtiaların nasıl, nerede değerlendirildiğine dair çok ciddi kuşkularımız var. Müzeye verildiği söyleniyor ama denetim nasıl yapıldı, Kültür Bakanlığı nasıl bir denetim uyguladı hiçbir bilgimiz yok. Çünkü o süreçler boyunca alana hiç kimse sokulmadı ve ne yazık ki kazının sponsoru da Limak’tı” diye konuştu.Akbelen nöbet alanı nasıl var oldu, oluyor?Akbelen Ormanı’nın Milas – Ören yolu üzerinden en uç noktasında bir köylüye ait arazide nöbet eylemine devam ettiklerini anımsatan Asma, “Şimdi bu Akbelen şu anda biz sadece şu tarlanın içerisindeyiz. Burası nöbet alanı. Şu bölge, nöbet alanımız. Ve sadece şu kadar kısım bir ormanlık kaldı. Bu tarla Limak’a tarlasını satmayan ve direnmeye karar veren bir köylünün ve o köylü burada çadır kurabilmemizi ve buranın sesini duyurmak için tarlasını burada kurulmuş olan derneğe kiralamış oldu ve o kira sözleşmesiyle biz burada nöbet çadırımızı koruyabiliyoruz ama buna rağmen zaman zaman valilik emirleriyle, orman yasağı, orman yangınları vesaire gibi gerekçelerle buradan asker zoruyla çıkarıldığınız zamanlar oldu” diye anlattı.Akbelen nöbetinde neler yaşanıyor?Bugünlerde de kendilerine ormana girme yasağı uygulandığını kaydeden Asma, “Ormana girme yasağı ve benzeri gerekçelerle nöbet alanımız kuşatılmış durumda. Karşılaştığımız manzara şu; bizim devletimizin jandarması ne yazık ki artık liman, özellik, özel güvenlik görevlisi gibi karşımıza dikilmiş durumda. Burada yaptığımız her türlü protestonun, her türlü kamuoyu yaratma çabalarımızın karşısına CİMER’leriyle, tomalarıyla ve bir sürü baskın aygıtıyla üzerimizde ciddi bir baskı uygulamaya devam ediliyor hem psikolojik olarak hem de fiziki olarak zaman zaman. Yaptığımız protestolarda görüntülerde görmüşsünüzdür. Tazyikli su sıkma ve coplarla bizi darp etmek gibi faaliyetlerini daha önceki videolarımızda da görmüşsünüzdür” sözleriyle son günlerde yaşananları özetledi.VOA Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print