Çevre Bakanlığı değil sermayenin ‘kepçesi’ | Özer AkdemirEkolojiHukukÖzer AkdemirRaporlar by Özer Akdemir - 9 Aralık 20248 Aralık 20240 Doğayı tahrip eden sermaye projelerine karşı alınan “Yürütmeyi Durdurma” kararları Bakanlık eliyle boşa düşürülüyor.Ülkemizde çevre koruma açısından bakıldığında hukukun geldiği durumu göstermesi açısından son derece tipik üç örnek var önümüzde. İzmir Dikili’deki Çukuralan Altın Madeni, Kaz Dağlarında Cengiz Holdingin bakır-altın madeni ve Marmaris Kızılbük’teki Sinpaş konutları.Bu üç projeye karşı açılan davalar da dava açan köylünün, kurumların ve yaşam alanı savunucularının lehine sonuçlanmasına rağmen, şirketlerin faaliyeti hâlâ devam ediyor. Çukuralan’da ve Kaz Dağları’nda iptal edilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporlarının yerine hemen yenileri verilirken, Sinpaş’ta ise iptal edilen 17 yapı ruhsatının yerine 19 yeni yapı ruhsatı verildiği ortaya çıktı.HER SEFERİNDE ÇED İPTAL EDİLİYOR AMA FAALİYET DURMUYORİzmir’in Dikili ilçesi Çukuralan köyü yakınlarında işletilen Çukuralan Altın Madeninin 3. kapasite artışına verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararı, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 27 Mart 2024 tarihli kararıyla iptal edilmiş olmasına rağmen şirketin faaliyetleri durdurulmadı. Davacı kişi ve kurumlar, mahkeme kararının üzerinden 6 ay geçmiş olmasına rağmen faaliyetin hâlâ devam ettiğini söyleyerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına (ÇŞİB) “Mahkeme ÇED’i iptal etti, madenin faaliyetini derhal durdurmanız lazım” içerikli dilekçeler gönderdi. Çevre Bakanlığı ise şirketin 2011 yılında verilen ÇED kararı ile çalıştığı, ortada bir sorun olmadığı yanıtını verdi. Oysa madene karşı açılan davaların Avukatı Arif Ali Cangı, 2011 yılında faaliyetine başlayan işletmeye bu tarihte verilen ÇED olumlu kararının 2011-2019 yılları arasında geçerli olduğunu, dolayısıyla ortada madenin çalışmasına dayanak olabilecek bir ÇED olumlu kararının bulunmadığını söylüyordu.BAKANLIK YİNE ŞİRKETİN İMDADINA YETİŞTİÇevre Bakanlığının ÇED Genel Müdürlüğü sitesinde yer alan yeni duyuru, Bakanlığın bu tartışmalı hukuksal meseleyi kökünden çözdüğünü gösteriyor. Bakanlık, işi kılıfına uydurarak, 2011 yılındaki süresi dolmuş eski ÇED ile çalışmak durumunda kalan Koza Altın şirketine yeni ÇED raporu verdi. Bu yeni rapora İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından incelenip son şekli verilerek, rapor 10 gün süreyle halkın görüş önerilerine açılmak üzere askıya çıkarıldı.İPTAL EDİLEN ÇED’İN YERİNE YENİ ÇEDMahkemelerce iki kez iptal edilen ÇED raporu karşısında Bakanlık şirketin başvurusu üzerine 2009/7 genelgesi ile yeni ÇED vermişti. ÇED raporunun üçüncü kez iptal edilmesinin ardından da şirkete yeni ÇED raporu verildi. Haliyle sonsuz bir döngü gibi devam eden bu “iptal edilenin yerine hemen yenisi” süreci çevre davalarında, özellikle ÇED raporu iptallerinde hukuksal korumanın bir işe yaramadığının en son örneklerinden birisi oldu. Muhtemelen, bu en son rapora da dava açılacak ve mahkeme büyük olasılıkla bu raporu da iptal edecek ancak dava sürecinde maden kapasite arttırarak faaliyetini sürdürürken, günün sonunda bu verilen son ÇED raporu da iptal edilse bile madene yeni bir ÇED verilerek çalışmasına devam etmesi sağlanacak! Yine kuvvetle muhtemel ki Çukuralan’daki tamamı ormanlık alanda, “ekolojik hassas bölge” Kozak’ta yapılan bu madencilik faaliyeti bölgede cevher tamamlanana kadar devam ettirilecek.KOZA’YA HUKUK İŞLEMİYORBir zamanlar Fethullah Gülen’in prenslerinden biri olarak tanınan İpek ailesine ait olan Koza Altın şirketi, AKP ile Gülen Cemaatinin arası bozulduktan sonra TMSF’ye devredilmiş, şirket geçtiğimiz günlerde de Varlık Fonuna aktarılmıştı. Hukukun Koza’ya çoğu durumda işlemediği son Çukuralan örneği ile bir kez daha görüldü.HUKUK CENGİZ’E DE TEĞET GEÇİYORBenzer bir durum kamuoyunda “beşli çete” mensubu olarak tanınan Mehmet Cengiz’e ait Cengiz Holdingin Kaz Dağlarındaki Halilağa Bakır Altın Madeni için de geçerli. Madene verilen ÇED raporu ile ilgili açılan davada bilirkişiler, ÇED raporunun eksikliklerini ortaya koyup kamu yararı bulunmadığı yönünde görüş belirtince, şirket ÇED’in iptal edilmesini bile beklemeden yeni ÇED için başvurmuş, istediğini de hemen almıştı. Şirket böylece ÇED raporu mahkemece iptal edilmiş olmasına rağmen yeni ÇED alarak devam etmiş, hukuk şirkete dokunmadan teğet geçmişti. Bu yeni ÇED ile ilgili dava süreçleri de henüz devam etmesine rağmen şirket geçtiğimiz kasım ayının başında maden alanındaki ormanlık alanda ağaç kesimleri ve yol, tesis kurma faaliyetlerine başlamıştı.DANIŞTAY NEYİ BEKLİYOR?Bu yeni ÇED raporu ile ilgili de bilirkişi “Kamu yararı yok” dedi ancak bu sefer yerel mahkeme ikiye karşı bir oyla ÇED’i onayladı. Dosya aylardır Danıştayın önünde ancak Danıştay şimdiye kadar 550 bine yakın ağaç kesen şirketin işi bitmeden karar verecek gibi görünmüyor. Şu saatten sonra verilecek bir yürütmeyi durdurma kararı belki kesilmesi planlanan yüz binlerce ağacı, yok olmamış orman ekosistemindeki milyonlarca canlının yaşamını ve yöre halkının sağlıklı çevrede yaşama hakkı açısından bir anlam ifade edebilecek ama kesilen 550 bin ağaç, yok edilen hektarlarca orman ekosistemi için artık her şey çok geç olacak!SİNPAŞ’IN RUHSATI İPTAL AMA O SATIŞLARA VE REKLAMA DEVAM EDİYORGeçtiğimiz günlerde Muğla 3. İdare Mahkemesi tarafından imar izni ve 17 ruhsat belgesi iptal edilen milli park içindeki Sinpaş gayrimenkul ortaklığı, sanki bu mahkeme kararı hiç ortada yokmuş gibi konut ve devre mülk satışına devam ediyor. Şirket konutlarla ilgili satış reklamlarını da aksatmadan sürdürüyor. Şirketin mahkeme kararı karşısındaki bu öz güveninin nedenlerinden birisi ortaya çıktı. 17 ruhsatı iptal edilen projeye önceki dönem Marmaris Belediyesi tarafından 19 yeni ruhsatın verildiği ortaya çıktı. Kızılbük Koyu’ndaki projeye ilk ruhsat 1987 yılında verilmişti.Evrensel Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print