İzmir’in Dikili ilçesinde bulunan Merdivenli ve Denizköy mahalleleri mevkiinde, Çandarlı RES Elektrik Üretim A.Ş. tarafından 7 tribünlük RES projesi yapılması planlanıyor.

Dikili ilçesinde bulunan Merdivenli ve Denizköy mahalleleri mevkiinde, Çandarlı RES Elektrik Üretim A.Ş. tarafından 7 tribünlük RES projesi yapılması planlanıyor. ÇED sürecinin devam ettiği proje, ‘Orman, Tarım ve Doğal Karakteri Korunacak Bölge’ niteliği taşıyan bölgede yapılmak isteniyor.

Ekolojik talan projeleriyle gündeme gelen Kuzey Ege, bu kez de Rüzgar Enerji Santrali (RES) projelerinin hedefinde. İzmir’in Dikili ilçesinde bulunan Merdivenli ve Denizköy mahalleleri mevkiinde Çandarlı RES Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan RES projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başladı. Projenin 1/100.000 ölçekli imar planlarında, ‘Orman, Tarım ve Doğal Karakteri Korunacak Bölge’ niteliği taşıyan 7 hektarlık alanda 7 RES tribünü kurulacağı ifade ediliyor. Yine proje sahası İzmir-Dikili Termal Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi içerisinde yer alıyor.

Ayrıca yapılması planlanan RES’lerin, Dikili Çandarlı Göleti Uzun Mesafeli Koruma Alanı’na yakınlığı da dikkat çekiyor. Tribünlerin kurulacağı bölgenin yerleşim alanına uzaklığı yalnızca 490 metre. Yine Denizköy bölgesinin turizm açısından önemi de dikkat çeken detaylardan biri.

DAHA ÖNCE FACİADAN DÖNÜLMÜŞTÜ

RES’lerin tarım arazilerine zararları bilinmesine rağmen, daha önce aynı bölgede Çandarlı merkezine yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta Bıçakçılar Elektrik adlı şirket tarafından iki adet RES tribünü kurulmuş, 2016 yılında 45 tonluk RES pervanesi koparak 220 metre uzaklıktaki yerleşim alanına düşmüştü. Yaşanan olayın sonucunda faciadan dönülürken, bölgede yaşayan yurttaşlar duruma tepki göstermişti.

EKOLOJİSTLERDEN TEPKİ

Bölgede bulunan ekolojistler ve doğa aktivistleri ise projeye tepkili. Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, projenin planlandığı alanın Çandarlı ve Dikili arasında hem turizm hem de yeşil alan olma özelliği açısından önemli olduğunu söyledi. Daha önce de bu bölgede bir çok projenin gündeme geldiğini, son süreçte ise RES’lerin hedefinde olduğunu ifade etti.

Bölgede yapılacak olan RES’lerin, çevre ve toplum değerlerini etkileyecek bir uygulama olduğunun altını çizen Karaçorlu, “Ülkemizde egemen üretim ve tüketim sistemi olan kapitalizmin yarattığı enerji açığı büyüyen bir açıktır. Bu açığı kapatmanın çözümü de doğayı ve toplumu yok sayan yanlış ve haksız uygulamalar olmamalıdır” dedi.

“Milyonlarca yıldır çözülebilen bir ihtiyaç olan enerji elde etme biçimi son yüzyıldır artan sanayileşme ve çarpık kentleşme ile ülkemizde doğayı ve toplumu yok sayan temiz enerji aldatmacası ile karşımıza çıkmaktadır” diyen Karaçorlu, bölgede yapılacak RES’lerin hem yapım aşamasında hem de yapıldıktan sonra ormanlık ve makilik olan bitki örtüsünde ciddi tahribat yaratacağını ifade etti. RES’lerin doğal yaşam bakımından özellikle kuşların uçuş yollarını ciddi anlamda etkilediğinin altını da çizen Karaçorlu, tribünlerin bölgede ekolojik katliam yapabileceğini vurguladı.

‘NEREDE RES VARSA ALTINDA KUŞ UÇMUYOR’

Projenin planladığı bölgede yaşayan ekoloji aktivisti Oktay Konyar da “yenilenebilir enerji” olarak nitelendirilen RES’lerin aslında büyük felaketlere yol açtığını belirterek, şu noktalara dikkat çekti: “Ülkemize baktığımızda yenibelenebilir enerji konusunda RES’ler önemli bir faktördür diye düşündüler. Dünya buna döndü dedik. Ama bir bakıyorsun RES’ler bir felaketi getiriyor. Bugün Türkiye’de nerede bir RES varsa altında kuş uçmuyor kervan geçmiyor. Karaburun, Çesme örneği dibimizde. Bergama’da da başladı. RES’ler kendi saltanatlarını kuruyorlar. Az gelişmiş ülkelerde egemen oldular. Gidin bakın nerede RES varsa orada bir hayat yok artık. Daha önce de Bergama’nın Yurtdağ diye bir bölgesinde yapıldı. Buradaki yoksul bölgelerden birisi. Orada yüzlerce RES yaptılar ve o insanların yaşam alanları delik deşik oldu, perişan oldular. Ama adı yenilenebilir enerji.”

Kaynak: Cihan Başakçıoğlu / Gazete Duvar)