Buradasınız
Ana Sayfa > Ekoloji > Beyşehir Gölü de talana açılıyor: 188 hektarlık turizm bölgesi kurulacak!

Beyşehir Gölü de talana açılıyor: 188 hektarlık turizm bölgesi kurulacak!

Salda’dan sonra Beyşehir Gölü de yapılaşma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen Beyşehir Gölü‘nün kenarında bulunan 188 hektarlık bölgeye plaj, marina, kamping alanı, bungalovlar ve çadır kamplı tesisler yapılacağı açıklandı.

Salda’dan sonra Beyşehir Gölü de yapılaşma tehlikesiyle karşı karşıya. Göl kenarına 188 hektarlık bir turizm bölgesi kurulacağı duyuruldu. Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen Beyşehir Gölü‘nün kenarında bulunan 188 hektarlık bölgeye plaj, marina, kamping alanı, bungalovlar ve çadır kamplı tesisler yapılacağı açıklandı.

Proje hakkında detaylı bilgi neden yok?

Salda Gölü’nün yapılaşmaya açılması ve şimdiden oluşan tahribat henüz tartışılırken, Konya ve Isparta sınırları içinde kalan Beyşehir Gölü’nün de talana açıldığı ortaya çıktı.

Öte yandan proje ile ilgili detaylı bilgi bulunmazken Beyşehir gölünün, Konya için “deniz niteliğinde” olduğunu söyleyen  Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, proje için “Bu projeyle Konya’mızın, İç Anadolu‘nun yazlığı olacak bir yer hazırlıyoruz” dedi. Bayındır, bölgeye yapılacak değişimi şu sözlerle açıkladı:

“Bu sene plaj, karavan ve günübirlik kamping alanını çözeceğiz. Manzaraya hakim bir yerde kademeli bir biçimde bungalovlar yerleştireceğiz. Plajın arka planında, sazın içinde çakma ağaçlarla ahşap yapı kavramıyla yine bungalovlar ve kameriyeler çözeceğiz.”

“Kullanıldıktan sonra daha iyi hale gelen bir deniz, göl örneği var mı?”

Geçtiğimiz yılın sonlarında kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalan, derinliği 26 metreden 6 metreye düşen gölün ve havzanın durumunu Dokuz Eylül Üniversitesi emekli öğretim üyesi ve Çevre Bilimleri Uzmanı Enver Yaser Küçükgül soL haber‘e yaptığı değerlendirme şöyle konuştu:

“Beyşehir, Eğridir Gölü’nün olduğu havza bir bütün olarak ele alındığında o bölgedeki sular birbiriyle irtibat halindeydi. Bundan yaklaşık 20 sene önce Eber Gölü, Akşehir Gölü’ne boşaltıldı. Konya’nın atık suları Tuz Gölü’ne verildi. Eber Gölü’ne de atık su verildi. Dolayısıyla bütün havzadaki göller yeteri kadar zaten kirletildi. Şu anda Beyşehir Gölü’nün su seviyesinin çok düştüğü söyleniyor. Büyük bir ihtimalle de doğrudur. Bir gölden çeşitli amaçlarla yararlanmak mümkün. Göl kıyısına bir tesis kurmak da mümkün ama kaç kişilik olacak? Bunun için gölün bir taşıma kapasitesi var. Tolerans limitleri nedir? Bu hususta o suyun yenileme kapasitesine bakılır.

“Beyşehir Gölü’nü öldürürsünüz!”

Beyşehir Gölü’ne hangi kaynaklar taze su getiriyor, gölden bir boşalma var mı? Hidrolojik olarak bunlar incelenir ki oraya bırakacağımız kirlilik orada mı kalıyor yoksa başka bir yere mi transfer oluyor? Dolayısıyla siz bir tesis kurduğunuzda, insanlar oraya geldiğinde muhakkak atıklar oluşacaktır. Bu atıklar göl suyunun kalitesini hiçbir zaman iyileştirmez tam aksine kötüleştirir. Göller de bir canlıdır, doğar, büyür, ölürler. Her geçen gün de atık miktarı birikeceğinden gölü öldürürsünüz.

“Suyun yenileme kapasitesi, bu kirliliği kaldıramaz!”

Turizm tesisiyle birkaç kişi para kazanacak ancak sonra tamamen elden çıkacak. Kullanıldıktan sonra daha iyi hale gelen bir deniz kıyısı örneği verebilir misiniz? Ya da bir göl kıyısının kullanılıp da daha iyi hale getirildiğini, su kalitesinin, bitki ve hayvan topluluklarının ve etrafındaki ormanların arttığını biliyor muyuz? O halde burada da aynı şey olacaktır. Kahin olmaya gerek yok. Özellikle suyun yenileme kapasitesi, bu kirliliği kaldıramaz. Yapacağınız şey buraya zarar verecektir.”

“5-10 yıl para kazanmak için bu gölü ziyan etmek doğru değil”

“İster günübirlik tesis olsun, ister kalıcı inşaatlar, her halükârda buraya gelenler olacak. Salda Gölü’ne yapılanlar akla, mantığa sığıyor mu? Hatırlarsınız, kışın define arama gerekçesiyle bile bir gölü imha ettiler. Türkiye’de çevre ve ekosistemin iyileşmesi yönünde özellikle son 20 yıldır hiçbir faaliyet görmedim.

Bir çevre bilimcisi olarak, Türkiye’de ekosistemin iyileşmesi yönünde de hiçbir proje görmedim. Buna benzer bir alanda tesis kurulacağı zaman önce o gölde yeterli hidrolojik çalışmalar yapılır, su kalitesine bakılır, suyun taşıma ve yenilenme kapasitesi ortaya konulur. Sonra bu kapasite çerçevesinde yapılan hesaplara göre, kaç kişilik bir tesis kurulacağını söylersiniz. Anladığım kadarıyla sadece bir takım maketler, projelendirmeler yapılmış ama hidrolojik ve limnolojik (göl bilimi) açılardan proje yapılmamış. 3-5 kişinin, 5-10 yıl için para kazanması uğruna bu gölü ziyan etmek hiç doğru değil. Etik olarak da ahlaklı bir davranış değil.”

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top