7. Olağan Genel Kurul Toplantısını gerçekleştiren Artvin Çevre Platformu (ARÇEP), toplantı ile ilgili Sonuç Bildirgesi’ni de açıkladı. Bileşenlerinin katılımıyla Bursa’da gerçekleştirilen platformun Genel Kurul toplantısında, ekoloji mücadelesinin bir bütün olarak ele alınıp yükseltilmesi ve toplumsal hale getirilebilmesi için demokrasi, emek ve yaşam mücadelesi ile ortak bir kulvarda buluşturulması gerektiğine vurgu yapıldı.

Artvin Çevre Platformu‘nun önceden planlanan toplantısı, İstanbul, Ankara ve İzmir’den gelen bileşenleriyle birlikte 15 Aralık tarihinde Bursa’da Artvin Çevre Platformunun ev sahipliği ile gerçekleşti. Toplantının gündemi Artvin’de başta Cerattepe olmak üzere HESler, madencilik, taş ocakları ve ülke genelinde yaşanmakta olan doğaya yönelik ciddi tahribat içeren tüm uygulamalar oldu. Yapılan değerlendirmeler sonrasında ise yürütülen ekoloji mücadelesi ve çevreci direnişin daha da yükseltmek ve mücadeleye devam kararı alındı.

7. Olağan Genel Kurul Toplantısını gerçekleştiren Artvin Çevre Platformu (ARÇEP), toplantı ile ilgili Sonuç Bildirgesi de açıklandı. Bileşenlerinin katılımıyla Bursa’da gerçekleştirilen platformun Genel Kurul toplantısında, “ekoloji mücadelesinin bir bütün olarak ele alınıp yükseltilmesi ve toplumsal hale getirilebilmesi için demokrasi, emek ve yaşam mücadelesi ile ortak bir kulvarda buluşturulması gerektiği”ne vurgu yapıldı.

ARÇEP adına Ekoloji Birliği YK üyesi olan Adem Çiftçi’nin Ekoloji Birliği’nin kuruluşu ve ARÇEP’in de bileşen olma süreci hakkında bilgi verdiği Bursa’da yapılan toplantı ile ilgili ayrıca sonuç bildirgesi de hazırlanarak kamuoyunun bilgisine sunuldu. ARÇEP’in 7. Olağan Genel Kurul Toplantısı ile ilgili Sonuç bildirgesi ise şöyle açıklandı:

Artvin Çevre Platformu (ARÇEP), Bursa, Artvin Sanat Kültür ve Sosyal Dayanışma Derneği’nde toplanarak ‘Platform’un geliştirilmesi, yerel yönetimlerle ilişkileri ve başta Cerattepe olmak üzere, Artvin’deki çevre mücadelesinde gelinen son durum’ konulu gündemi görüştü.

MÜCADELEMİZ DAHA GENİŞ ALANLARA YAYILMALI

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’ın telofonla bağlanmak suretiyle Artvin’deki son gelişmeleri aktarmasıyla, toplantı başladı. Nur Neşe Karahan: “Cerattepe’de 32 hektarlık alanda maden işletme faaliyetlerini sürdüren şirketin, mevcut alanı, aşamalı olarak 239,12 hektara çıkarmak istediğini, Ayrıca 436 hektar olan ruhsat alanının, 4130 hektara çıkartılması için 3 parçalık yeni bir ihale yapıldığını ve ihalenin Cengiz-Kalyon ortaklığına verildiğini” ifade etti. “Fıstıklı, Hatila Milli Parkı ve sarılar köyünü kapsayan devasa bir alanda madencilik faaliyetinin sürdürülmek istendiğini, bölgedeki 2 içme suyu kaynağının da şirkete tahsis edildiğini” anlatan N. Neşe Karahan, “işletmeye açılan HES’ler ve taş ocaklarıyla büyük çevre tahribatının yapıldığını” aktardı.

N. Neşe Karahan konuşmasının devamında, “çevre katliamı sorunun bütün Artvin genelinde olduğunu; sorunun tüm ülkede, hatta dünyada yaşandığını” ifade ederek, “küresel ısınma gibi nedenlerle hepimizin sonunu yaklaştırdığını, dolayısıyla bütün bunları önlemek için hukuk yolların yanı sıra, mücadeleyi farklı bir şekilde çoğaltmak gerektiğini” ifade etti.

DOĞA BİZE DEĞİL, BİZ DOĞAYA MUHTACIZ

Çeşitli sorunların da ele alındığı toplantının devamında, şu ifadelere yer verildi: “Açıktır ki, semayenin ve onun iktidarının yaşam alanlarına saldırısı sadece maden sahalarıyla sınırlı değildir. HES’ler, taş ocakları ve yaylaların yazlıkçılara açılması ile ülkemizin doğası tümüyle küresel bir saldırıyla karşı karşıyadır. Bu durum, mücadele alanlarımızın ne kadar geniş olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla, Ekoloji Birliği’nin bileşenlerinden biri olan Platformumuzun mücadelesi sadece madenle ve Artvin’le sınırlı değildir. Bizler, nerede olursa olsun; ülkemizin her yerindeki doğa katliamlarının karşısındayız” denildi.

“31 Mart seçimlerinde doğa ve emek mücadelesi verenlerin yanında yer alan halkımız, yerel yönetimlerin değişmesini sağlayarak, yerellerde, çevre tahribatını sürdürenlere karşı çok önemli bir mesaj vermiştir. Bu durum bize, yürütülen doğa mücadelesinin, sınıf (emek) mücadelesinin önemli bir parçası olduğunu göstermektedir” diye devam eden bildirgenin sonuç bölümünde ise; “Küresel ölçekte, yerli işbirlikçilerle birlikte yapılan bu saldırılar, yeni meşru mücadele biçimlerini de zorunlu kılmaktadır. ARÇEP olarak, kâr ve rant elde etmek için, Cerattepe’den-Kazdağları’na; ülkemizin her yerinde – maden işletme sahalarının genişletilmesi dahil- yaşam alanlarımıza yönelik çevre katliamlarına karşı mücadelemizi, yeni mücadele yöntemleriyle yükselterek sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Doğa bize değil, biz doğaya muhtacız. Yaşasın doğa ve emek mücadelemiz” ifadeleri yer aldı.