Akbelen’de ağaçlar kesildi ama toprağı koruma mücadelesi sürüyor | Özer AkdemirEkolojiHukukMakaleÖzer Akdemir by Özer Akdemir - 13 Ağustos 202319 Ağustos 20230 “Tek ağaç bile kalsa mücadeleye devam edeceğiz” diyen Akbelenliler, “Ağaçlar yeniden büyür, yeter ki toprağı yok ettirmeyelim” diyerek herkesi direnişe destek vermeye çağırıyor.Muğla Milas İkizköy yakınlarındaki Akbelen Ormanı’nında ağaçların çok büyük bir bölümü kesildi ama köylüler yaşam nöbetini bırakmıyorlar. “Tek ağaç bile kalsa mücadeleye devam edeceğiz” diyen köylüler “Ağaçlar yeniden büyür, yeter ki toprağı yok ettirmeyelim” diyerek herkesi direnişe destek vermeye çağırıyorlar.KALAN 80-90 AĞACIN ALTINDA NÖBET DEVAM EDİYORDün Çepeçevre Yaşam programı çekimi için iki yıldır yaşam nöbetinin devam ettiği Akbelen’e gittik. Daha önceki gidişlerimizde uzun çam ağaçlarıyla kaplı tepeler tamamen boştu. Çırılçıplak kalan tepelerde kesilmiş ağaçların gövdeleri de kaldırılırken, ormanın çevresine tel örgüler çekilmişti. Akbelen direnişçilerinin çadırlarının bulunduğu alandaki yaklaşık 80-90 ağaç kesilmeden bırakılmış, bu küçük orman parçasının etrafı ise askerlerce çevrilmişti. Biz, robocop giysili onlarca askerin yanı sıra üç tane TOMA, sivil-resmi onlarca kolluk gücü ve etrafta konuşlanmış birçok jandarma minibüsü gözlemledik. Milas’tan İkizköy’e giden yolda da asker ve polis 5 farklı yerde kontrol noktası kurmuştu ama buralarda ilk günlerdeki gibi her gelen giden aracı durdurup GBT yapılması uygulaması gevşetilmişti. Asker, bize sadece Akbelen Ormanı girişinde, basın kartımızı göstermiş olmamıza rağmen GBT yaptı.NÖBET TUTANLARIN İKİ KATI PROFESYONEL ASKER VARDINöbet alanındaki çadırların sayısının eskiye oranla biraz daha arttığını gördük ancak yine de kesilmeyen 80-90 ağacın altında köylülerle birlikte bir avuç yaşam savunucusu nöbete devam ediyordu. Abartısız jandarmaların sayısı Akbelen Ormanı’ndaki bu nöbetçilerin iki katını aşıyordu. Kalkanlar, coplar ve tepeden tırnağa olaylara müdahale edecek ekipmanlarla donatılmış bu profesyonel askerler (hepsi uzman çavuşundan albaya kadar rütbeli askerlerdi) yolun karşı kıyısında demir barikatlarla kendilerini ayırmışlar, önceki gün kesilen ormanın çevresine çekilen tel örgülerin önünde sıralanmışlardı. Askerlerin büyük bölümü kesilmemiş ağaçların altındaki gölgeye dizilmişler, ormanın içinde ve çevresinde öbek öbek nöbet tutanlar ise çadır brandalarla kendilerine gölgelik yapmışlardı.“TEL ÖRGÜLERİ BİR KÖYLÜMÜZE ZORLA ÇEKTİRDİLER”Nöbet alanında bulunanların morali bozuk olsa da nöbete devam kararlılığında gözüküyorlardı. Konuştuğumuz köylüler, 24 Temmuz sabaha karşı 05.30 sularında testere sesleri ile uyandıkları günü bir kabusu anlatır gibi anlatıyorlardı. Hemen hepsi o gün jandarmanın kendilerine şiddet uygulayarak ormanın şirketin görevlileri tarafından kestirilmesinin kendilerinde yarattığı hayal kırıklığını aktarıyorlar, jandarmaya olan öfkelerini gizlemiyorlardı. Akbelen nöbetinin öncü kadınlarından Nejla Işık, kesilen ormanın etrafına tel örgü çekiminin kendi köylülerinden birisine, hakaretler ve tokat atılarak zorla yaptırıldığını söyleyerek, “Böylesine alçaldılar. Akşam o köylümüz bizi arayarak özür diledi, zorla ve tokat atılarak o tel örgüyü kendisine çektirildiğini anlattı. Oysa çok rahat başka birileri de yapabilirdi ancak bize inat ve gözdağı olarak kendi köylümüze yaptırdılar” dedi.“SANKİ ÇOCUĞUMU KESTİLER, KOLUMU KOPARDILAR”Konuştuğumuz tüm köylüler ormanın kesilmesini ailelerinden birisinin ölümü ya da vücutlarından bir parçanın koparılması gibi anlatıyorlardı. “Sanki çocuğumu kestiler, sanki kolumuzu kopardılar. Psikolojimiz çok bozuk” diyorlardı. Akbelen mücadelesinin genç direnişçilerinden İkizköylü Esra Işık ise ormanı korumak için verdikleri mücadelenin artık topraklarını koruma mücadelesine döndüğünü belirterek, “Akbelen ormanı tekrar büyür, yeni çamlar boy atar. Yeter ki o ağaçların kesildiği toprağı koruyalım. Biz, “Ağaçlar kesildi artık mücadeleyi bırakın” diyenlere sesleniyoruz; Mücadelemiz tek ağaç kalana kadar ve Akbelen Ormannı tekrar yeşerene kadar sürecek. Bu toprakları korumak için, herkesi desteğe çağırıyoruz” diye konuştu.Fotoğraflar: Özer Akdemir/Evrensel ASKERLER SEYYAR TUVALETLERİ VERMİYORLAR!Bizim Akbelen’de olduğumuz saatlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir’den nöbete destek için kaldırılan otobüse binenler Akbelen’e 15 km uzaklıktaki Beçim kasabasında araç alıkonulduğu için başka araçlarla nöbet alanına getirildiler. Beçim’de durdurulan otobüsün şoförünün psikoteknik raporunun süresi geçtiği gerekçesi ile araç trafik jandarması tarafından bağlanmıştı. Nöbet alanına girişine izin verilmeyen bir başka şey ise İzmir Büyükşehir Belediyesinin gönderdiği üç seyyar tuvalet oldu. Tuvaletlerin nöbet alanına sokulması için önce kaymakamlıktan, sonra da Milas Belediyesinden izin alınması gerektiği ileri süren jandarma yetkilileri tuvaletlerin geçişine izin vermediler. Biz alandan ayrıldıktan sonra tuvaletleri nöbet alanına sırtlarında taşımak isteyen Akbelen nöbetçileri de jandarmanın sert müdahalesi ile karşılaştılar.TUVALETLERİN ÖNÜNE BARİKAT!Tuvaletleri bir tarlaya dizen jandarma etrafında da robocop giysili askerlerle nöbet beklemeye başladı. Jandarmanın tuvaletleri vermeyerek önünde kalkanlarla barikat kurması Akbelen direnişçilerinin “En insani ihtiyaçlarımızı gidermemize bile izin vermiyorlar. Geçenlerde suyumuzu alana almak istememişlerdi, şimdi tuvaletleri almıyorlar. Böylesi bizim bu nöbeti bırakmamızı sağlayacaklar güya. Ancak vazgeçmiyoruz” dediler. Evrensel Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print