2022’de ‘Kömür’, ’İklim’, ’Mega Bölge’, ‘Küresel Riskler’ Raporları Uyarıyor: İklim Krizi Kaygısı Artıyor!BilimDünyaEkolojiİklimÖne ÇıkanlarRaporlarSağlık by Ekoloji Birliği - 1 Şubat 20221 Şubat 20220 Termik santrallar son 55 yılda 200 bin erken ölüme, 1 milyon 247 bin çocukta bronşit vakasına, 4.8 trilyon TL sağlık masrafına yol açtı. Mega endüstri bölgesi projelerinde planlama yetersiz ve sakıncalı. Küresel Riskler Raporu 2022’ye göre iklim krizi riski önde geliyor. İklim değişikliği kaygısı dünyada artıyor.Dünya ve Türkiye‘de geçmişte olduğu gibi bugün de ekonomi ile ilgili “büyüme”, “kişi başı ortalama tüketim” kavramları havalarda uçuşurken, “kâr hırsı dolu” uygulamaların yıkıcı sonuçları her geçen gün daha fazla ortaya çıkıyor.Türkiye’de siyasi iktidar “Sezen Aksu’ya linç”, “İBB Başkanı İmamoğlu’nun balıkçıya gitmesi”, “mobese kayıtları” ile “sosyal medyaya sansür” tartışmalarından medet umarak yarattığı sûni gündemle kamuoyunun dikkatini ekonomik krizle ilgili eflasyon, yüksek zamlar, yolsuzluk, yoksullaşma, halkın geçim derdi, sermaye ile kolkola yapılan doğa talanı gibi konulardan uzaklaştırmaya çalışsa da, ortaya konulan bilimsel raporlar ekonomik kriz ve iklim krizine yönelik kaygıların daha da arttığını yansıtıyor. İklim değişikliğindeki tablo; hem ekonomik hem de ekolojik yeni krizlerin de kapıya dayanacağı uyarılarıyla ifadesini buluyor.Termik santrallar son 55 yılda 200 bin erken ölüme, 1 milyon 247 bin çocukta bronşit vakasına, 4.8 trilyon TL sağlık masrafına yol açtı. Mega endüstri bölgesi projelerinde planlama yetersiz ve sakıncalı. Küresel Riskler Raporu 2022’ye göre iklim krizi riski önde geliyor. İklim değişikliği kaygısı dünyada artıyor.Bu raporlara ilk örnek olarak; Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL), “Kronik Kömür Kirliliği Kümülatif Sağlık Etkileri Özel Raporu”yla son 55 yılın durumun ortaya koyduğu vahim manzara gösteriliyor. Rapora göre, 1965-2020 yılları arasında açılan ve halen 16 ilde faaliyette olan kurulu gücü 50 megavatın (MW) üzerindeki 30 büyük kömürlü termik santralı, toplamda 200 bin erken ölüme, 1 milyon 247 bin çocukta bronşit vakasına, 4.8 trilyon TL sağlık masrafına ve 62 milyon iş günü kaybına neden oldu. HEAL: BU KAPKARA TABLOYA RAĞMEN KÖMÜR ISRARI SÜRÜYOR!Sadece Zonguldak, Çanakkale, Muğla ve İskenderun’daki santralların neden olduğu sağlık yükü, toplamın yüzde 40’ına karşılık geliyor. Bu santrallar, aynı zamanda yaklaşık 200 bin erken ölüme, 118 bin erken doğuma, 1 milyon 250 bin çocukta bronşit vakasına yol açtı. Raporu tanıtan isimlerden HEAL Türkiye Sağlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Funda Gacal, 2020’deki elektrik üretiminin yüzde 34’ünün termik santrallardan geldiğini anımsatarak şunları anlattı:Yatağan Termik Santrali“Türkiye, geçen yılın sonunda Paris İklim Anlaşması’nı onayladı ve 2053 için net sıfır karbon hedefi koydu. Buna rağmen Türkiye, henüz kömür kullanımını sonlandırmak için bir tarih belirlemedi ve kömürlü termik santral kapasitesini iki katına çıkarma hedefini sürdürüyor.” HEAL Genel Müdür Yardımcısı Anne Stauffer de “Eski, kirletici bir enerji üretim biçiminden yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçmek sağlık ve ekonomi açısından en anlamlı olanı” yorumunu yaparken, Türk Toraks Derneği’nden Dr. Sebahat Genç ise Yatağan örneğine atıfta bulunarak, burada solunum sistemi şikâyetiyle yatan hasta sayısının Muğla’dan iki kat fazla olduğunu belirtti.TEMA VAKFI: EKOSİSTEM TEHLİKEDE!Öte yandan Türkiye için “yeni bir iktisadi kalkınma hamlesi” olacağı belirtilen ve ilk kez 2018’de duyurulan “mega endüstri bölgeleri”nin yer seçim kararlarını inceleyen TEMA Vakfı, projelerin ülkenin sahip olduğu “eşsiz ekosistem alanları”nı koruyacak bir kurgu içinde gözetilmeden, önemli doğa alanlarına telafi edilemeyecek zararlar verilmesine yol açılacak şekilde planlandığını belirterek, ekolojik tahribat ve yıkım getirecek endişeleri ortaya koydu. Anlık olarak alınan yatırım kararlarının Türkiye için geri dönüşü mümkün olmayan zararlar doğuracağını paylaşan TEMA, ekolojik değerlerle çelişen, biyolojik çeşitlilik ve doğal varlıklar üzerinde tehdit oluşturan bir kalkınma hamlesinin sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Karadeniz sahili, Zonguldak Filyos vadisi havadan görünümüZonguldak’daki “Filyos Endüstri Bölgesi”, Trabzon’daki “Yatırım Adası”, Sakarya’daki “Karasu Münferit Yatırım Yeri” ve Adana’daki “Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi”ni masaya yatırdıklarını ve bütüncül bir planlama yaklaşımı göremediklerini ifade eden TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç şöyle devam etti: “Flora ve fauna bakımından bu kadar önemli olan kıyı bölgelerinde yapı yoğunluğu, kirlilik yükü ve afet riskleri engellenmeli. İklim krizi, ekonomik kriz ve sosyal adalet sorunlarının birlikte çözümü için ekonomik ihtiyaçlarla birlikte ekosistem üzerindeki geri dönüşü olmayan ve gelecekte çok daha ağır ekonomik ve sosyal sonuçlara sebebiyet verebilecek etkilerin hesaba katılması gerekli.”DELOITTE: ‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’TE GÜÇLÜK, ‘İKLİM KRİZİ KAYGISI’NDA ARTIŞ VAR!Deloitte’un “2022 CxO Sürdürülebilirlik Raporu” da dünya genelinde iş liderlerinin iklim değişikliği konusundaki endişelerinde hiçbir gerileme olmadığı, daha arttığını gösterdi. Rapora göre; üst düzey yöneticiler ya da CxO’ların (deneyim üst yöneticisi) yüzde 89’unun iklim krizi yaşandığını kabul ederken, yüzde 63’ünün organizasyonlarının bu konuda son derece endişeli olduğunu belirtiyor. Rapor, ayrıca artan endişelere karşın CxO’ların temel iş süreçlerine sürdürülebilirliği dahil etmekte güçlük çektiğine de işaret ediyor. Anket katılımcıların yüzde 97’si iklim değişikliğinin kurumlarını şimdiden, yüzde 50’si ise bu durumdan operasyonlarının (iş modelleri, tedarik zincirleri vs) olumsuz etkilendiğini vurguladı. 2022’NİN EN ÖNEMLİ KÜRESEL RİSKLERİ BAŞINDA ‘İKLİM KRİZİ’ GELİYOR!Öte yandan Dünya pandeminin üçüncü yılına girerken, iklim riskleri küresel endişeleri domine ediyor. Yapılan yeni bir araştırma çalışmasına göre 2022’nin en önemli küresel risklerinin başında yine iklim krizi geliyor.2022’e girilirken de en büyük küresel risklerin başında iklim krizi geliyorDünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından, Marsh & McLennan Şirketleri, SK Group ve Zurich Sigorta Grubu ile Oxford Martin Okulu’nun (Oxford Üniversitesi), Singapur Ulusal Üniversitesi’nin stratejik ortakları ve Wharton Risk Yönetimi ve Karar Süreçleri Merkezi’nin (Pennsylvania Üniversitesi) akademik danışmanlarıyla hazırlanan Küresel Riskler Raporu 2022’ye göre en önemli ve uzun vadeli riskler iklim riskleri ile ilgiliyken; en önemli kısa vadeli küresel endişeler arasında ise toplumsal bölünmeler, geçim krizleri yanı sıra zihinsel sağlık durumlarında bozulmalar yer aldığı ifade ediliyor.Bu yıl 17. si yayımlanan rapor, tüm liderleri üç aylık raporlama döngüsünün dışında düşünmeye, riskleri yöneten ve gelecek yıllar için gündemi şekillendiren politikalar oluşturmaya teşvik ederken, Zurich Sigorta Grubu Riskten Sorumlu Başkanı Peter Giger ise COVID-19 pandemisinin ikinci yılına ilişkin çıkarımlarla sona eren rapor doğrultusunda yaptığı değerlendirmesinde şunları söyledi:“İklim krizi, insanlığın karşı karşıya olduğu uzun vadeli en büyük tehdit olmaya devam ediyor. İklim değişikliği konusunda harekete geçilmemesi, küresel GSYH’i altıda bir oranında küçültebilir ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda alınan taahhütler, 1.5 derece hedefine ulaşmak için hâlâ yeterli değil. Hükümetlerin ve şirketlerin karşılaştıkları risklere göre hareket etmeleri, ekonomileri ve insanları koruyan yenilikçi, kararlı ve kapsayıcı bir geçişi teşvik etmeleri için çok geç değil.” Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print