Dünya Çevre Günü için yaptığı basın açıklamasında yaşatılan çevre sorunları ve ekolojik tahribatlara dikkat çeken SAMÇEP (Samsun Çevre Platformu), günümüzdeki boyutuyla ekolojik tahribatın artık bir “halk sağlığı sorunu” haline geldiğini belirtti. SAMÇEP tarafından bazı sivil toplum örgütleri temsilcileri ve duyarlı yurttaşların katılımıyla Samsun Atakum Sahillerinde gerçekleştirilen basın açıklamasında, SAMÇEP sözcüsü Mehmet Özdağ, aynı zamanda bileşeni oldukları Ekoloji Birliği‘nin “Dünya Çevre Günü” için tüm bileşenleri ile paylaştığı ortak mesajlarını da iletti.

Eyleme destek veren Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, 20 yıldır bu sahiller için mücadele verdiklerini belirterek, Dereköy, Çatalçam ve Taflan Mahalle sakinlerinin, çevre mücadelesine destek olmalarını istedi. Deveci, Atakum sahillerindeki tahribata dikkat çekerek yaptığı açıklamada “Belediye Başkanı olarak biz üstümüze düşeni yapacağız” dedi.

SAMÇEP’in bileşenlerinden Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Murat Erkan da konuşmasında, halk sağlığını korumak için yetkilileri önlem almaya çağırarak, halkın denize girmesi için gerekli koşulların sağlanmasının takipçisi olacaklarını belirtti.

SAMÇEP Sözcüsü Mehmet Özdağ da, Dünya Çevre Günü’nün anlamı ve önemine ilişkin yaptığı basın açıklamasında hem yerel hem de genele ilişkin ekolojik sorunlara hakkında değerlendirmelerde bulundu. Özdağ, açıklamasında ayrıca Ekoloji Birliği‘nin “Dünya Çevre Günü” kapsamında tüm bileşenleri ile paylaştığı ortak mesajları da basın ve kamuoyu ile paylaştı. SAMÇEP sözcüsü Özdağ’ın yaptığı basın açıklaması ise şöyle:

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da Dünya Çevre Günü ve Haftası’na maalesef doğanın her geçen gün artan uyarı çığlıkları ile giriyoruz. Çatalçam’da, Taflan’da da doğa bizden yardım beklemiyor, aksine kendisinin bir parçası olan bizi “bindiğiniz dalı kesiyorsunuz” diye uyarıyor.

“Dereköy Balıkçı Barınağı” ve “Sahil yolu Düzenlemesi” gibi inşaat işlerinin sonuçlarının ekolojik yıkım olacağı, daha bu işler başlamadan bilim insanlarının, meslek örgütlerimizin yüzlerce sayfaya sığdırdıkları bilimsel gerçeklerle ortaya konulmuştu. Ancak bu uyarılarımız genel ve yerel yönetimler tarafından dikkate alınmadı.

Karar mekanizmalarında demokratik katılımcılığı reddeden, yerel zorunlulukları ve halkın ihtiyaçlarını gözardı eden, yukarıdan dayatılmış tek tip inşaat, beton, asfalt belediyeciliği bugün yaşadığımız sorunların temel sebeplerinden biridir.

Ekoloji mücadelesi yaşamı savunma mücadelesidir. Mücadelemizin özü, doğaya, onun bir parçası olan canlı yaşamına ve kültürel varlıklara uygulanan talana karşı şiddetsiz, barışçıl, hukuki ve fiili direnişlere dayanır.

Ülkemizde yaşam alanlarını koruma mücadelesi veren ekoloji örgütlerinin dayanışma ve ortak mücadele ağı olan Ekoloji Birliğinin bir bileşeni olarak bizler; doğanın uyarılarını anlatmaya, son birkaç yıl içerisinde Tekkeköy Lojistikköy’de imara açılan tarım alanlarının, Çatalçam’da Taflan’da yıkıma uğratılan sahillerinmizin çığlığı olmaya, Canik Hasköy Meşe Fidanlığında, Kocadağ’da zarar gören veya kesilen ağaçları korumak için direnmeye, mücadele etmeye devam edeceğiz.

Dağı taşı yok eden, kurdun kuşun yuvasını dağıtan, akan suyu, havadaki bulutu, toprağı, denizi zehirleyen, tarihi ve hukuku yok sayan dayatmacı yönetim anlayışlarıına karşı; daldaki çiçeğin, sudaki balığın, gökteki kuşun, topraktaki karıncanın yoldaşı olmayı sürdüreceğiz.

SAMÇEP olarak herkese; kendi çığlığını doğanın çığlığına katma, daha güzel, yaşanabilir dünya kurabilmek için direnişe ve mücadeleye katılma, dayanışma ağını örme ve güçlendirme çağrısında bulunuyoruz. Doğanın özü direniştir. Gelin ‘Birlik’te direnelim, direne direne yaşam alanlarımızı koruyalım.