On yıldır işletilen Efemçukuru madeninde bilirkişi keşfi yapılacak | Özer AkdemirBileşen EtkinlikleriHaberlerHukuk by Ekoloji Birliği - 17 Ekim 202024 Ekim 20201 İzmir Efemçukuru bölgesinde 10 yıldır faaliyet sürdüren altın madeninde yarın bir kez daha bilirkişi keşfi yapılacak. Madenle ilgili mahkeme ve Danıştay kararları tartışma konusu olmuştu.İzmir’in içme suyu havzasına komşu olan Menderes Efemçukuru bölgesinde işletilen altın madeninde bir kez daha bilirkişi keşfi yapılacak. Yaklaşık 10 yıldır faaliyetlerini sürdüren altın madeni yıllardır devam eden hukuki süreçlere rağmen milyonlarca İzmirlinin içme sularını sağlayan Tahtalı Barajının yanı başında üretimini devam ettiriyor.“YILLARCA SÜREN HUKUK MÜCADELESİ ÇIKMAZA GİRDİ”2011 yılında faaliyete geçen Kanadalı El Dorado Gold şirketinin Türkiye’deki uzantısı TÜPRAG altın madeni, 2012 yılında kapasite artırımı projesi için ÇED olumlu kararı aldı. ÇED kararına karşı açılan davada İzmir 1. İdare Mahkemesi maden işletmesinin “arsenik, kadmiyum, bakır, kurşun, mangan, nikel, selenyum, kükürt, çinko elementlerinin dünya kabuk ortalaması (DKO) seviyelerini aştığını” ortaya koyan bilirkişi raporuna dayanarak iptal etmişti. Madenci şirketin bilirkişi raporu ile ilgili yaptığı itiraz Danıştay tarafından, maden alanından bilirkişiler tarafından alınan su ve toprak numunelerinin analizlerinin yapıldığı “İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü (İYTE) laboratuvarının akredite olmadığı ve bilirkişilerin İzmir üniversitelerinden olması” gibi son derece tartışma yaratan gerekçelerle bozulmuştu. Danıştayın bu bozma kararının ardından yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yapılan ve numune dahi alınmayan keşif sonucunda 7 sayfalık “maden güzellemesi” olarak nitelenen bir bilirkişi raporu ortaya çıkmış, mahkeme de bu raporu dayanak alarak ÇED iptal davasını reddetmişti.Efemçukuru Altın Madeni alanında 2007 yılında yapılan ve bilirkişiye su dahi verilmeyen ilk keşif | Fotoğraf: Özer Akdemir/EvrenselDANIŞTAYDAN FARKLI KARARLARBu kararın EGEÇEP ve yaşam savunucuları tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay bu kez davacıların lehine karar vererek yeni bir keşif yapılmasına karar vermişti. Yapılan bu keşifte şirket çalışanları bilirkişilerin ve davanın avukatlarının örnek almalarını engellemiş, gergin geçen keşfin sonucunda dava tekrar reddedilmişti. Bu davanın da temyiz edilmesinin ardından Danıştay 6. Dairesi, 2012 tarihli ÇED’in iptalinden sonra 2015 tarihli yeni bir ÇED olumlu kararı verildiğini, dolayısıyla 2012 ÇED’inin geçerliliği kalmadığını belirterek, dava ile ilgili karar vermenin de gereksiz olduğuna hükmetti.YARIN YİNE KEŞİF VARÖte yandan İzmir’in su ve kanalizasyon hizmetlerinden sorumlu olan büyükşehir belediyesi birimi İZSU da, kentin içme suyu havzasındaki madene karşı ayrı bir dava açtı. Madenin ÇED raporuna açılan diğer davayı da bu dosyaya bağlayan mahkeme bu davada yeni bir bilirkişi keşfi yapılması kararı vermişti. Bu bilirkişi keşfi yarın yapılacak. Keşfe katılmak ve İZSU’nun açtığı davaya müdahil olmak üzere kentteki ekoloji örgütleri tarafından başlatılan kampanya sonrası 180 yurttaş ve 10 avukat İZSU yanında davaya müdahillik talebinde bulundular. Müdahillik talepleri ile ilgili henüz mahkemeden bir karar çıkmamasına rağmen yaşam savunucuları keşfe katılmak için yarın Efemçukuru maden arazisine gidecekler. “KİMSENİN DUYARSIZ KALMAYA HAKKI YOK”Daha önce madenle ilgili açılan davalardaki hukuki sürecin tıkanmasını “Efemçukuru meselesi hukuk zemininden çıkmıştır” diye niteleyen EGEÇEP Avukatı Arif Ali Cangı keşifle ilgili yaptığı açıklamada “Efemçukuru İzmir’in su havzasıdır, 1 Haziran 2011’den beri çalışan altın madeni havzayı kirletiyor, İzmir’in bu yaşamsal sorununa karşı kimsenin duyarsız kalmaya hakkı yok” dedi. Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print
Çok güzel yazılarınız var… Yaygın bir broşür-dergi şeklinde beldiyeler sivil insiiyatifler aracılığı ile yaygınlaştıramaz mısınız? Mesela Eğitin-Sen’lere giden belediyelere giden bir broşür dergiyi bütün toplum hem sahiplenir hem çok daha kişi doğasını savunabilir.. Selam ve saygılarla başarılar dilerim… Belirli bir “kurumda” kalmamalı haberler, çünkü kamuyu ilgilendiriyor. halen toplumun sahip çıkabilmesi için bir YOL açılmalı. haber özgürlüğü çok önemli.. Bir protestoya binlerce kişi katılır, kamuoyu oluşur.Yanıtla