Manisa’da, nehir, baraj ve göl debilerinde su seviyesi dip noktalarda ölçülürken, meteoroloji verilene göre, 2020 yılı son 63 yılın en kurak yılı olarak değerlendiriyor. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Lütfi Vural, önlem alınmaması durumunda önümüzdeki yıllarda su problemlerinin ortaya çıkacağını, tarımsal sulamada ise büyük sıkıntılar çekileceğine dikkat çekti.

Manisa’da, nehir, baraj ve göl debilerinde su seviyesi dip noktalarda ölçülürken, meteoroloji verilene göre, 2020 yılı son 63 yılın en kurak yılı olarak değerlendiriyor. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Lütfi Vural, önlem alınmaması durumunda önümüzdeki yıllarda su problemlerinin ortaya çıkacağını, tarımsal sulamada ise büyük sıkıntılar çekileceğine dikkat çekti.

Dünyada iklim değişikliğinin en çok etkilediği bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer alan Türkiye’de, kuraklık tehlikesi her geçen yıl daha fazla hissediliyor. Kış mevsiminin bitimine haftalar kalmışken, hala ülkenin önemli bölümünde kar ve yağmur yağmaması, hem üreticiyi hem de uzmanları endişelendiriyor. Türkiye’de, özellikle kuraklığının daha çok hissedildiği Ege Bölgesi’nde, Manisa’nın kuzeyi ve Kütahya’nın Simav bölgesinde kuraklık tehlikesi ciddi boyutlara ulaşırken, son 63 yılın en kurak yılını yaşayan Manisa’da, nehir, baraj ve göl debilerinde su seviyesi dip noktalarda ölçüldü.

EGE VE KARADENİZ BÖLGESİ’NDE CİDDİ BOYUTTA

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Lütfi Vural, konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak, önlem alınması gerektiğini savundu. Vural, “Ülkemizin özellikle Ege Bölgesi 2019-2020 tarım yılında ciddi kuraklıklar yaşandı. Kuraklık en şiddetli doğal afetlerden birisidir. Dünyada 31 tane afet var. Bunların 3’ü haricinde diğerleri meteorolojik afet olarak geçiyor. Kuraklıkta bunların içerisindeki en şiddetli ve ekonomik olarak en yıkıcı olanlarından birisi. Türkiye’nin son 12 aylık kuraklık haritasına bakıldığında, 2 bölgede kuraklık olduğunu görüyoruz.

Karadeniz ile birlikte Ege Bölgesi’nde, özellikle Manisa’nın kuzeyi ve Kütahya tarafında kuraklık olduğunu görüyoruz. Özellikle Manisa’nın kuzeyi, Akhisar, Gördes ve Kütahya Simav’a doğru şiddetli bir kuraklık yaşanmaktadır. Bulunduğumuz bölge yarı kurak bir iklim kuşağında yer almaktadır. Dönem dönem burada kuraklıklar yaşıyoruz. Kuraklıklar bölgemizde mevsimsel olarak yaşanmaktadır” diye konuştu.

TARIMSAL SULAMADA CİDDİ SIKINTILAR YAŞANABİLİR

Kuraklığın önlenebilmesi için Türkiye’deki su otoriterlerinin tek bir yerde toplanması gerektiğine dikkat çeken Vural, “Manisa ve çevresinde ölçüm yapılan yaklaşık son yüzyıl içerisinde 1957 ve 2007 yıllarında kuraklık tüm yıl boyunca yaşandı. İçinde bulunduğumuz 2020 yılı da yıllık olarak kuraklığını sürdürmektedir. Özellikle en şiddetli kuraklık olarak görülüyor. Gediz havzasının her yerinde aynı kuraklık şiddeti yaşanmıyor. Doğu ve kuzeyinde şiddetli kuraklık görüyoruz. Demirköprü ve Gördes barajlarının yanı sıra Gölmarmara’da yaşanan kuraklıktan etkilendi ve su seviyeleri kritik durumda.

Tarımsal sulamada çok etkili olan Demirköprü barajındaki su seviyesi önümüzdeki günlerde tatminkar seviyede yağışların olmamasından dolayı, tarımsal sulamayı da etkileyecek ve hatta tarımsa sulama imkansız olacak. Onun nedenle kuraklığın önlenebilmesi için önceden takip edilmesi lazım. Su ile ilgili otoritelerin tek bir yerde toplanması, kuraklık izleme biriminin kurularak düzenli olarak her ay takip edilmesi gerekiyor. Eğer kuraklık sinyalleri görülüyorsa, o andan itibaren tasarruf tedbirlerine geçilmesi gerekiyor. Kuraklık insanlık tarihinden beridir var olan bir meteorolojik olay. Bu sadece küresel ısınmadan olmuyor. Yalnız insan kaynaklı küresel ısınma, kuraklığın etkilerini arttırıyor. Bu da daha şiddetli geçmesine neden oluyor” diye konuştu.

EGE BÖLGESİNİ CİDDİ KURAKLIK TEHLİKESİ BEKLİYOR

Hükümetlerarası iklim paneli verilerini değerlendiren Vural, önümüzdeki yıllarda Ege bölgesini ciddi kuraklık tehlikelerinin beklediğini söyledi. Vural, “Verilere göre özellikle Doğu Akdeniz havzası yani bizim bulunduğumuz Ege Bölgesi’nde sıcaklıklarının daha da artacağı, tropikal kuşağın kuzeye kayacağı ve yağışlarda bir düzenlik olacağı belirtildi. Bunu dikkate alırsak, önümüzdeki yıllarda görülecek kuraklıklar daha şiddetli geçecektir. Su problemleri ortaya çıkacak. 7269 sayılı afet kanunumuz var. Kuraklık afet kapsamında değil. Burada yapılacak olan ilk işlerden biri, kuraklığın afet kapsamına alınmasıdır. Daha sonra ise kuraklıktan etkilenen kesimlerin, özellikle çiftçilerin borçlarının ertelenmesi ve tanzim edilmesi gerekiyor. Kuraklık her yerde aynı şiddette kendini göstermiyor. Türkiye’nin doğu kesiminde baktığımızda su fazlalılığı gözüküyor. Belirttiğim gibi, önceden takip edilmeli ve tedbir alınması gerekiyor. Bunu da sürdürülebilir, akılcı bir su yönetimi ile yapabiliriz” diye konuştu.