İzmir’de ekolojik yıkıma karşı dayanışma çağrısı: Kutlama Değil Mücadele İstiyoruzBildirilerBileşen EtkinlikleriEkolojiHaberlerHukukİklimKültürRaporlarSağlık by Ekoloji Birliği - 6 Haziran 20246 Haziran 20240 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, İzmir’in sivil toplum kuruluşları Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde buluşarak “Kentte Ekolojik Yıkım ve Talana Karşı Dayanışma ve Direniş var” sloganı ile basın açıklaması ve yürüyüş gerçekleştirdi.5 Hazitan günü Dünya Çevre Günü dolayısıyla İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Ege Kent Konseyleri Birliği, Konak Kent Konseyi, Ege Kültür ve Çevre Platformu ve İzmir Yaşam Alanları Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde “Kentte Ekolojik Yıkım ve Talana Karşı Dayanışma ve Direniş Var” sloganı ile ortak basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı yapan Çevre Mühendisleri Odası’ndan Selma Akdoğan “Kapitalist düzenin kar hırsına dayanan, tüketimi sürekli destekleyen ve yönlendiren yönetim anlayışı doğal varlıklarımızı hızla ortadan kaldırarak yaşamı tehdit ediyor” dedi.“Kutlama değil mücadele istiyoruz”Kutlama yerine mücadele çağrısı yaptıklarını söyleyen Akdoğan, “Tüketim kültürünün bir parçası olarak bir günlük çevreyi hatırlama etkinliklerine, kutlamalara ya da çöp temizlemeye dönüşen 5 Haziran Dünya Çevre Günü‘nü; farkındalık yaratma, kentlerimizde, yaşam alanlarımızda çevre sorunlarına, ekolojik yıkıma dikkat çekme günü olarak görüyoruz. Toplumsal ve çevresel sorumluluğumuz gereği “Kutlama” yerine “mücadele” çağrısı yapıyor, “Ekolojik Yıkıma” karşı hep birlikte direniyoruz. Sanayileşme, kentleşme ve nüfus artışı ile çevre sorunları da geçmişten günümüze artarak devam ediyor. Kapitalist düzenin kar hırsına dayanan, tüketimi sürekli destekleyen ve yönlendiren yönetim anlayışı doğal varlıklarımızı hızla ortadan kaldırarak yaşamı tehdit ediyor” dedi.“Yeşil alanlarımız yok denecek kadar az”Kentlerde hava kirliliği boyutlarının giderek arttığını belirten Akdoğan, “Bugün yerüstü ve yeraltı su varlıklarımız, toprağımız, havamız kirlenmiş durumda. Kentlerimizde hava kirliliği boyutları giderek artıyor. Yeşil alanlarımız yok denecek kadar azaldı. Var olanlar da çarpık kentleşmenin ve sermayenin saldırısı altında. Doğal karakteri gereği korunması gereken ormanlarımız, tarım alanlarımız, meralarımız yasalarla, maden, sanayi, enerji, turizm, konut gibi amaç dışı faaliyetlere açılarak yok ediliyor. Özellikle son yıllarda; çılgın projeler, faaliyetler, izinler ile ülkemizin hemen her yerinde doğamız ve yaşamımız talan ediliyor. Bütün bunlara ek olarak, Çernobil ve Fukuşima felaketleri görmezden geliniyor, Nükleer Santral Macerasına sürükletiliyor. Sayısını tam olarak bilmediğimiz, yüz bine yakın insanımızı yitirdiğimiz Şubat depremi ile yıkılan binlerce konuttan saçılan asbestin, yönetilemeyen hafriyat atıklarının, hava kirliliğinin tehdidi altındayız” diye konuştu.“Dünya’nın çöplüğü olmaya devam ediyoruz”Ülkemizde atık ithalatı yapılarak Dünya’nın çöplüğü haline geldiğimizi belirten Ege Kent Konseyleri Birliği Başkanı Hamit Mumcu ise, “Ülkemizde atıklarımızı kaynağında ayrıştırarak toplayamaz, geri kazanım ve bertaraf süreçlerini doğru yürütemezken; atık ithalatı yapmaya, dünyanın çöplüğü olmaya devam ediyoruz. Plansız kentleşme nedeni ile şehrin ortasında kalan, kapasitesinin sınırına gelen Harmandalı Atık Depolama Sahasının yeterli kapasite ve uygun alanlarda yeni katı atık değerlendirme tesisleri kurulana kadar işletileceği gerçeği ile yaşıyoruz. Kaz Dağları, Salda, Akkuyu, Sinop, İğne ada, Kuzey ormanları, Aliağa, Bergama, Efem çukuru, Trakya, Alakır Vadisi, Alpu Ovası, Gediz Ovası, Gördes, Menderes, Murat Dağı, Munzur Dağı, Çataltepe, Karadeniz, Aydın, Karaburun, Yarımada, Ovacık, Soma, Yatağan, Kaz Dağları, Kanal İstanbul, Çeşme Turizm Projesi, İkizdere ve adını buraya sığdıramadığımız daha pek çok yerde yürütülen ekolojik yıkım projeleri, artarak devam ediyor. Ekolojik Yıkıma Karşı Direniş ve Dayanışma kentimizde devam ediyor” dedi. “Doğadan ve yaşamdan yana mücadele…”Mumcu, “Bizler çevre sorunlarının yaşamdan, toplumsal sorunlardan ayrılamayacağını biliyoruz. Çevre mücadelesinin aynı zamanda bir yaşam mücadelesi, hak mücadelesi, emek mücadelesi, adalet mücadelesi, demokrasi mücadelesi olduğunu biliyoruz. Bu mücadele içerisinde bilim, mühendislik ve planlama ışığında kamu ve halkın yararına, kentimizde, ülkemizin her köşesinde varız, var olacağız. İzmir Halkı Anayasal hakkını; sağlıklı yaşam hakkını, yaşam alanlarını, havasını, suyunu, toprağını korumak için mücadele ediyor. Doğadan ve yaşamdan yana bu mücadeleyi destekliyor, bu kentte ekolojik yıkıma karşı direniş var, dayanışma var” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.Sevinç Karataş/İzGazete Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Send email Mail Print Print