Buradasınız
Ana Sayfa > Bildiriler > DOÇEK: Trakya Topraklarına Sahip Çıkmazsak Geleceğimiz Yok Olacak

DOÇEK: Trakya Topraklarına Sahip Çıkmazsak Geleceğimiz Yok Olacak

Keşan Doğa Çevre ve Kültür Derneği, Trakya topraklarında devam eden maden ocakları, projeler ve özelleştirmelere işaret ederek, “Taş ocakları, kirli sanayi, plansız kentleşme, nüfusu köyden kente aktarma gibi olgularla bu toprakların bereketine, verimine, besleyip doyuruculuğuna ket vurmaya çalışıyorlar” uyarısında bulundu.

Son olarak Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde bulunan ve geleneksel Dallık festivaline ev sahipliği yapan Bülbül Korusu’nun özelleştirilme çabalarına karşın gelinen noktayı eleştiren Keşan Doğa Çevre ve Kültür Derneği (DOÇEK) Başkanı Hakan Eşme, “Topraklara sahip çıkmazsak geleceğimiz yok olacak” uyarısında bulundu.

DOÇEK Başkanı Hakan Eşme, Trakya topraklarında devam eden maden ocakları, projeler ve özelleştirmelere işaret ederek, Yenigün‘e yaptığı açıklamada “Taş ocakları, kirli sanayi, plansız kentleşme, nüfusu köyden kente aktarma gibi olgularla bu toprakların bereketine, verimine, besleyip doyuruculuğuna ket vurmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Şimdi De Gözlerini Bülbül Korusu’na Dikmişler

Uzunköprü / Bülbül Korosu

Eşme, Trakya topraklarının çeşitli kültür ve geleneklere ev sahipliği yaptığını belirterek şöyle dedi: “Bu topraklar bizim topraklarımız. Bülbül Korusu da, Saros da, Ergene de, Istrancalar da. Üzerinde yaşayıp mekân eylediğimiz,  Türlü savaş, göç, acı, sevinç ve hüzünle yoğrulan topraklar.İşimiz, aşımız; geçmiş ve geleceğimizin şekillendiği, bize yurt olan bu kadim topraklar, sığınıp saklanacağı bir gölgesi olmayan topraklar. Güneşin alnında yıkanıp, rüzgarında kendini kurutan bu bereketli bozkırlar. Ormanlar dağ adını verdiğimiz yükseltilerin kucağına yaslanmış. Koruluk, pırnallıklar serinlemek isteyenlere bir çağrı. Kuzeyinde Istranca, güneyinde Ganoslar ve Korudağlar. Derin vadiler, yüzlerce metre yüksekten dökülen şelaleler, kuş uçmaz, kervan göçmez yalçın kayalıklar yok bu coğrafyada” dedi.

Trakya’ya Kefen Biçmeye Çalışıyorlar

Osmanlı’ya başkentlik yapan Edirne başta olmak üzere Trakya topraklarında birçok tarihi izin bulunduğunu kaydeden Eşme, “Dibi olmayan mağaralar, devasa kaya kütleleri hep belgesel ya da filmlerde gördüğümüz görsel güzellikler. Yakın çevremizde var olanlar daha çok bir bozkırı çağrıştırmakta.Yeri geldiğinde insanın kulağını düşüren jilet keskinliğinde sert bir poyraz; ıslak, nemli ve uzun süre etkisinde kalındığında insanı serseme çeviren bir lodos.Yarı bozkır, yarı kurak ama tarımı ve hayvancılığıyla bereketli topraklar. Tarihin her döneminde bağrındaki insanları besleyip büyüten yeryüzünün dört elementinden birine ve hallice bereketlisine sahibiz özünde.Başı dumanlı yüce dağlar olmayınca mevsimin yağmuruna göre yıl içinde yükselip alçalan dereleri de cılız ve kurak.O yüzden meşhurdur bu toprakların tozu, tuzu ve kızı. Öyle der, eskiler.Kendini besleyen toprağının yapısını bilmeyenler, bu toprağın tozu gözlerine kaçmayanlar masa başında plan ve savurganlıkla havasına, nehrine, suyuna, ormanına korusuna kefenler biçmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

Devam eden taş ocakları ve projelerle toprakların geleceği açısından risk altında olduğunu savunan Eşme, şunları kaydetti:  “Taş ocakları, kirli sanayi, plansız kentleşme, nüfusu köyden kente aktarma gibi olgularla bu toprakların bereketine, verimine, besleyip doyuruculuğuna ket vurmaya çalışıyorlar. Her geçen gün gördüğümüz üzere başarılı da oluyorlar. Dört bir yandan, dört bir koldan. Şimdi de gözü Uzunköprü’nün Bülbül Korusuna dikmişler, bir kentin tarihine tanıklık etmiş ve kendi eko sistemi içinde yaşayan 5000 dönüme yakın bir alanı kesip ceviz ve badem ekecekler. Adını da artık ‘Bu han-ı iştiha sizin’ koyarlar.

Keşan Doğa Çevre ve Kültür Derneği (DOÇEK)

Toprağımıza sahip çıkmazsak geleceğimiz yok olacak

Öyle gözüküyor ki: aklımızı başımıza alıp bu topraklara sahip çıkmadığımız, onu kendi doğal akışında değerlendirmediğimiz, günü kurtarmak adına ve dışarıdan müdahaleler ile yapısını bozduğumuz, doğayı bir bütün olarak görmeyip, uzun vadeli planlar yapmadığımız sürece bu topraklarda bize gelecek ve huzur olmayacak.”

Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği; yaşama yönelik artan tehditlere karşı, yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok ekoloji örgütünün bir araya gelmesi ile 2018 yılında oluşmuştur. Amacı; birlik ve dayanışma temelinde ekoloji mücadelesini yükselterek, daha güçlü şekilde doğayı ve yaşamı savunmaktır.
https://ekolojibirligi.org

Bir yanıt yazın

Top